Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Şimdi duyuyoruz ki Ariel Ortega da kulüple opsiyonlu beş yıllık sözleşmesine rağmen Fenerbahçe’den ayrılma hazırlıkları yapıyor. O da tedavisi için ülkesine gitmişken, menajeriyle ve eski kulübü River Plate’in başkanıyla geleceğini kurtarmanın telaşına düşmüş.
Revivo ve Ortega örneklerinden sonra söylenecek ilk söz şudur :
Bir kuşun sana ait olduğunu düşünüyorsan, kafesin kapısını açık bırak, uçsun...
Geri dönerse senindir...
Dönmezse, o kuş zaten senin değildi!
Öte yandan...
Paraların düzenli olarak ödendiği, krampon taifesinin her şeye rağmen el üstünde tutulduğu bir ortamda, Revivo ve Ortega ‘nın neden ayrılma telaşına kapıldığı da Fenerbahçe’nin sorması gereken sorudur.
Takımdaşlık duyguları yeterli midir ? Arkadaşlık ilişkileri gerektiği gibi kurulmuş ve işlemekte midir ? Takımın ortak hedefleri futbolcuların tümü tarafından paylaşılmakta mıdır ? Futbolcular, mesleklerini icra ederken teknik direktör tarafından doğru biçimde çalıştırıldıklarını ve oynatıldıklarını düşünebilmekte midirler ?
Revivo gider, Ortega uçmaya hazırlanır veee...
Fenerbahçe’nin sorularıyla sorunları ortada kalır!

İlie Datcu , 30 yılı aşkın bir süredir bizden biri olarak bu ülkede yaşıyor. Fenerbahçe’ye bir numaralı kazakla verdiği hizmetler unutulmadı. Datcu , vatandaşımız oldu, İlyas adını aldı. Bu ülkenin dramlarından, krizlerinden, koşullarından ve kültüründen etkilendi. Hiç de hak etmediği zor dönemlerden geçti.
O zor günlerden birinde Fenerbahçe kaleci antrenörü olarak Datcu ‘yu göreve çağırdı. Sanırım 96 - 97 yıllarında Rüştü ‘nün başarısının arkasındaki en önemli etken "Datcu emeği" idi.
Aziz Yıldırım işbaşına gelir gelmez "Ali Şen’in adamı" diyerek Datcu ‘ya kapıyı gösterdi. Yine sessiz ve küskün kaderini yaşayan bu adama Mircea Lucescu ve Beşiktaş el verdi.
Şimdi Cordoba tartışmasız biçimde ilk yarının en başarılı file bekçisi.
Daum döneminde Beşiktaş’ta antrenmana bile çıkmayan Immel ‘in yarattığı kaleci sorunları hatırlandığında bu yılki Datçu - Cordoba mesaisi her halde daha açık görülebilir.
Ellerine, emeğine sağlık Datcu.

Washington ‘un sağlığındaki beklenmedik dramatik gelişmelerden sonra Fenerbahçe ligin ilk yarısını hiç hesapta olmayan santrfor problemiyle bitirdi.
Elbette, yönetim ve Oğuz Çetin bu işin bir çaresini düşünecektir.
Ancak dışarıdaki alternatiflerden önce içeriye bakmakta yarar var.
Oktay Derelioğlu artık Werner Lorant mı, yönetim mi kimin gazabına geldiyse bir süredir PAF takımında sürgünde...
Bu cezalandırma, yok sayma ya da dışlamanın hiç kimseye yararı yok.
Serhat çok güzel bir çıkış yakalamışken yanlış uygulamalar sonucu santrfor kimliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı. Washington yok. Tuncay da o kılığa göre bir beden değil.
Şimdi Fenerbahçe’nin geçmiş örneklerde olduğu gibi Oktay ‘ı yeniden bağrına basması, göreve çağırması ve ligin ikinci yarısına hazırlaması aklın gereğidir.
Beraber olmaya niyetleri yoksa Fenerbahçeli yöneticiler Oktay ‘ı bir an önce satmalı. Ama o satış için dahi şu PAF ambargosu kalkmalı!

Haim Revivo ‘nun Hamburger SV ile anlaştığını belirterek Fenerbahçe’den ayrılmaya karar vermesi hiç de önemli değil.
Revivo , inişli çıkışlı günler yaşadı Fenerbahçe’de... Mustafa Denizli döneminde anlamsız biçimde yedek bırakıldı. Sonra formayı kaptı, karizmatik goller attı. Bir ara takımın kaptanlık bandını da taktı.
Fenerbahçe, yine de Revivo ‘dan beklediğini tam alabilmiş sayılmaz. Ortega ‘nın gelişinden tedirgin oldu. Takımla bağlarını kopardı. Arkadaşları puan mücadelesine devam ederken Revivo sakatlığını ve tedavisini bahane ederek İsrail’e gitti. Orada ticari ilişkilere girip, bazı bağlantılar için aracılık yaptığı da duyuldu...
Sonuç sürpriz değildir... Beklenen bir gelişmedir.