Adamı pasif futbolla suçladılar. Korkaklıkla kınadılar. Renksiz ve derinliksiz futbol oynattığı için eleştirdiler. Ama o kulaklarını tıkadı, gözünü dört açtı, işini yaptı. Kocaeli karşısında seyrettiğimiz Beşiktaş, herşeyden önce takımca bütünlüğün, dayanışmanın, dayanmanın, direnmenin ve rakibi yıpratmanın örneklerini sergiledi. Bu gösteride birbirinden güzel ve anlamlı beş gol vardı. Hepsi de emekle, akılla, yaratıcılıkla kotarılmış sayılardı. Lucescu için yaratıcılıktan nasibini almamış diyenler, Zago’yu ilk kez sağda oynatıp stoperlerden Ahmet Yıldırım’ı sola alarak, Ali Eren ve Tolga’yı kulübede tutmasını yadırgadılar. Ancak bu küçük de olsa bir yaratıcı düşünce örneğiydi. Zago hem sağ taraftaki savunma görevini kusursuz gerçekleştirdi, hem de oradan yaptığı çıkışlarla Beşiktaş ataklarına yön verdi. Dünkü Zago, Beşiktaş’ı oynadığı her alanda çoğaltan, zenginleştiren adamdı.
Kocaelispor elbette ligin son sırasında yer alan bir ev sahibi olarak Beşiktaş’a karşı seyirci avantajını kullanıp, skora dönüştürebilecek zenginlikte değildi. Bu nedenle, skor tabelasında da görüldüğü gibi iki takım arasındaki güç farkı, zirve - taban çelişkisinde ortaya çıktı.
Ahmet Dursun ve İlhan’la çift santrfor oynatan Lucescu, bu iki futbolcusunun ceza alanı kalabalığı içinde iyi niyetle yardımlaşmasını da herhalde memnuniyetle izlemiştir. İlk golde pozisyon başlatıp, Ahmet’in golüne çanak tutan İlhan, sonra kendi golünde Ahmet Dursun’un nefis görüşü ve uzun topuyla özlediği sayıyı yaptı. Çift santrfordan gelen üç golün güzelliğini alkışlarken, İtalyan Giunti’nin de daha ilk maçında Sergen’in yarattığı topla iğne deliğini görüp kaleciyi avlaması, önemli bir tecrübe göstergesiydi. Kocaelispor’un beraberlik aradığı dakikalarda Lucescu’nun oyuna Sergen’i sokması, kimilerinde tereddüt yarattı. Öyle ya, önde olan takımın daha savunmacı adamlarla skoru koruması beklenirdi. Hele, patron Lucescu olunca! Ama Sergen oyuna girdikten sonra Beşiktaş daha da rahatladı. Farkı yaratan Giunti ve Tayfur gollerinde asistleri yapan Sergen’di. Ama bu maçın içinde Beşiktaşlı bir kahraman aramak yersiz olur. Çünkü sahada penaltı kurtaran Cordoba dahil gerçekten büyük bir takım vardı.
Hakem Selçuk Dereli, kartlarında doğru kararlar verdi. Ancak Tayfur’un ayağından sekip eline gelen topta penaltı kararı yanlıştı. Orhan Ak’ın, İlhan’a yaptığı faulleri görmemesi, İlhan’a sarı kart göstermesi çelişki örneği oldu.