Uluslararası üyelik seçeneğini ekledi

19 Ekim 2014

Soho House İstanbul’da tutar mı tutmaz mı? Şimdiden üye olmalı mı, olmamalı mı? Yurt dışındaki Soho House’lara giremeyeceksek sırf İstanbul için bu ücrete değer mi? Soho House’ların yaratıcısı Nick Jones bu soruların yanıtını verdi

Üye olmalı mı olmamalı mı? İşte bütün mesele bu. İstanbul’da son günlerde herkes birbirine bu soruyu soruyor. Yeni yılda Amerikan Konsolosluğu binasında açılacak Soho House İstanbul’un üyelik başvuruları başladı.

Kurucu üyelere davet e-postası Soho House’ların yaratıcısı Nick Jones imzasıyla gönderildi. Önce “E-posta geldi mi gelmedi mi?” meselesi oldu. Gelmeyenler bozuldu, sonradan
anlaşıldı ki davet mesajlarının bir kısmı “junk mail”lerde kaybolup gitti.

Daha sonra “Türkiye’de üyelik sistemiyle çalışan bir kulüp tutar mı tutmaz mı?” tartışmaları başladı. Açılış zamanı yaklaştıkça tartışmalar da hararetlendi.

Bir kez daha “Sex and The City” dizisinin unutulmaz sahnesi geldi gözümüzün önüne. Samantha’nın bütün uğraşlarına rağmen üye olmayı başaramayıp tuvalette unutulmuş bir üye kartına el koymasıyla başladı her şey. Carrie, Charlotte ve Miranda’yı New York Soho House’a götürmesi ve üye olmamaları nedeniyle kovulmaları.

Ortalık neden

Yazının Devamı

180 TL’YE OKUL TANITIMI

15 Ekim 2014

Zorlu Center’da Alain de Botton’u dinlemek üzere toplanmışız. Önce sahneye The School of Life İstanbul’un yöneticisi çıkıyor, hemen arkasından ise Bilgi Üniversitesi Rektörü...
Biri uzun uzun Alain de Botton’un kendilerine nasıl inandığını, güvendiğini anlatıyor. Sanırsınız Alain de Botton kendisi gelip İstanbul’da bu okulu kuralım demiş! Diğeri ise uzun uzun Bilgi Üniversitesi’ni övüyor. Meğer üniversite tanıtım günlerine gelmişiz de haberimiz yokmuş.

“ÇOK ISRAR ETTİLER...”
Alain de Botton’un sahneye çıkması epey vakit alıyor. Sahneye çıktığında da “Ben başta istemedim, ‘Nasıl olur?’ dedim ama çok ısrar ettiler” diye başlıyor konuşmasına...
Daha sonra da üniversite tanıtım günlerine devam ediyor. The School of Life’ı anlatıyor uzun uzun.
İster istemez aklıma dün yazdığım, üniversitelerin artık nasıl da eğitim kurumlarından çok, şirketlere dönüştüğünü anlatan ‘Ivory Tower’ adlı belgesel geliyor.

Yazının Devamı

ÜNiVERSiTE DiPLOMASI GEREKLi Mi?

14 Ekim 2014

Son zamanlarda izlediğim en ilginç film; Ivory Tower. Hayır, heyecandan kımıldamadan yerinize mıhlanacağınız bir aksiyon ya da ‘beklediğimiz kadar gülemedik’ diyeceğiniz bir komedi filmi değil. Amerikan üniversiteleri ile ilgili bir belgesel. THY sayesinde uçakta izledim; başka zaman olsa, belki aklıma bile gelmezdi...

EĞİTİM Mİ, TESİS Mİ ÖNEMLİ?
Film, Amerikan üniversitelerinin eğitim kurumu olmaktan çıkıp nasıl birer şirkete dönüştüğünü anlatıyor.
Daha iyi eğitimden çok, daha iyi tesise odaklandıklarını örneklerle kanıtlıyor.
Zaman içinde bir okulun kaç yüzme havuzu olduğu, kaç profesörü olduğundan daha önemli hale gelmiş durumda. Boşuna eğitim sisteminin bu durumuyla ilgili,
‘Paying for the party - Partilemek için para ödemek’ başlıklı bir kitap bile yazılmamış!

Yazının Devamı

MODA HAFTASI NASIL GECECEK?

13 Ekim 2014

İstanbul Moda Haftası, resmi adıyla ‘Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’ bugün itibariyle başlıyor. Bu hafta 5 gün boyunca 2015 ilkbahar-yaz modasına hakim olacağız.
Daha moda haftası başlamadan, Vogue’un La Petite Maison’da moda haftası şerefine düzenlediği açılış partisinin ülke gündemi nedeniyle iptal edildiği haberi geldi.
Geçen sezon da moda haftasında yine benzer nedenlerle defileler ertelenmiş, partiler iptal edilmişti. Hatta ertelenmeyen defilelere de büyük tepki gösterilmişti.
Bu sezon moda haftasının takvimi son ana kadar netleşmedi. Nasıl netleşsin? Gündem hızlı değişiyor.
Sayılı gün kala defile saatleri belli oldu, davetiyeler daha yeni geldi. Evet, moda haftası iyi niyetli bir girişim ve arkasında büyük emek var ama yine de kabul etmek lazım, herkesin aklından aynı şey geçiyor:
“Moda haftası bizim neyimize?”

Yazının Devamı

Yeme-içme dünyasında bilmeniz gereken tarihler

12 Ekim 2014

İstanbul Doors Group’un kurucularının 6 Kasım’da Londra’da açacağı İtalyan restoranı Frescobaldi ile başlıyor, Changa’nın 15’inci yıl ve Lucca’nın 10’uncu yıl kutlamalarıyla devam ediyoruz

İstanbul Doors Group’un kurucu ortaklarından Levent Büyükuğur ve Berk Ekşioğlu (altta) ile şarapları ve zeytinyağlarıyla ünlü Frescobaldi ailesi (üstte) Londra’da İtalyan restoranı açıyor.

FRESCOBALDI / 6 Kasım

İngiltere’de Türk-İtalyan ortak yapımı restoran

stanbul yeme-içme dünyası 6 Kasım’da Londra’ya bir çıkarma yapmaya hazırlanıyor. Nedeni belli, beklenen İtalyan restoranı Frescobaldi sonunda açılıyor. Peki ama Londra’da açılan bir İtalyan restoranının İstanbul ile ilgisi ne?

Yazının Devamı

KiLiT KELiME: SELFiE

11 Ekim 2014

New York’ta bir gökdelenin tepesindeyiz. Önce karşımızda profesyonel dansçılar var; nefis New York manzarası önünde hünerlerini sergileyecekler, biz de onları görüntüleyeceğiz, profesyonel bir fotoğrafçıdan aldığımız eğitimle.
Ama o da ne?
Kısa bir süre sonra dikkatimiz dağılıyor, dansçıları gözümüz görmüyor. Kendimizi selfie yaparken buluyoruz birdenbire.
İster özçekim deyin, ister nefsi suret. Herkes sürekli kendi kendini çekiyor.
Elimizde oyuncaklı bir telefon var...
Filtrelerle güzelleşiyoruz önce, kusurlar itinayla siliniyor, saklanıyor. Olduğumuzdan daha iyi göründüğümüz kesin. Üstelik flaşlı selfie seçeneği de var. Sonra ekranı ikiye bölüyor, hem selfie hem normal fotoğraf çekiyoruz aynı anda.
Daha sonra selfie’mizi başka bir fotoğrafta istediğimiz alana yerleştirebiliyoruz.

Yazının Devamı

CEM YILMAZ VE BOŞ SALON!

8 Ekim 2014

Yurt dışına çıkınca ilk iş Türk restoranına koşanlardan yok bir farkımız! 11 saatlik New York uçuşundan sonra, ‘Pek Yakında’yı daha yeni izledikten sonra, otele bavulları bırakıp doğru Lincoln Center’a koşuyoruz. Cem Yılmaz’ı izlemek için...
Lincoln Center’ın önü kalabalık. Gişede uçsuz bucaksız bir kuyruk, karaborsada bilet arayanlar, önlerde yer bulamadı diye şikayet edenler var...
Bizde adetten, herkes en önde olmak istiyor. Cem Yılmaz’ı hangi sıradan izlediğinizin aslında bir önemi yok. Ses düzeninde sorun olmadığı sürece. Ama olsun önde olunca daha önemli hissediyoruz kendimizi.
Salonda izleyicilerin yerleşmesi uzun sürüyor. O arada Cem Yılmaz sahneye çıkıp konuşmaya başlıyor.
New York’a uzun zamandır gelmemiş ama bir gün bile yetmiş gözlemlemek için. Biraz daha kalsa, kimbilir daha neler çıkarır kültür farklılıkları ile ilgili.
Her gösterisinde olduğu gibi yine kahkahalarla gülüyoruz, dev salon inliyor ama çıkışta birbirimize anlatacağımız çok şey kalmıyor aklımızda.
Çünkü o kadar hızlı konudan konuya atlıyor ki, hepsini akılda tutmak mümkün değil. Hangi espri sevildi, hangi espri sevilmedi anında fark ediyor ve ona göre ilerliyor.

Yazının Devamı

‘HOMELAND’ SETiNDE NELER OLDU?

7 Ekim 2014

Homeland’in dördüncü sezonunun ilk bölümü, dün ABD ile aynı anda Türkiye’de de yayınlandı. Bugün Cape Town’daki setten bilgilerle devam ediyoruz...
- Claire Daines, “Şu anda operasyon sahnelerindeyiz, o yüzden daha çok yeşil perdede çekiyoruz. Benim favori sahnelerim değil tabii, ben insanlarla karşılıklı oynamayı seviyorum, yeşil fonda kendi kendime değil” diyor.
- Claire Daines ile konuşurken zil çalıyor, ‘duydunuz zilin sesini’ deyip herkes susuyor, çekim başlıyor. Bir dublör sahnesi çekiliyor. Sette kurulan bir otel odasında kovalamaca, kavga, gürültü sahnesinde oda yerle bir oluyor. Sahnenin tekrarı için set yeniden kuruluyor. Dublör koçu, ekibin başında son taktikleri veriyor.
- Bir Rus gazeteciden öğreniyoruz, Homeland’in Rus versiyonu olduğunu...
Aynı senaryoyu Rus oyuncularla tekrar çekiyorlar. Claire Daines ve Mandi Patinkin Rus oyuncuların fotoğraflarını görünce çok heyecanlanıyor.
“Hemen fotoğrafını çekmeliyiz Rus halimizin” diyerek cep telefonlarına sarılıyorlar. Sonra da Claire Daines, “Bu Carrie benden daha güzel” diyor.
- Saul Berenson rolüyle tanıdığımız Mandy Patinkin, rolünün etkisinden çıkamamış, Homeland’in asıl misyonunun dünyada terörü

Yazının Devamı