BASQUİAT’NIN HEDİYESİNİ BAŞKASINA VEREN ADAM
Studio 54 sadece New York’ta bir gece kulübü değil, bir efsaneydi aynı zamanda. “Kapıda diktatörlük, dans pistinde demokrasi” diye özetliyordu Andy Warhol.
Bianca Jagger’ın beyaz at üstünde 30. doğum gününü kutladığı, ünlülerin, sanatçıların boy gösterdiği Studio 54, sadece 2 yıl süren bir maceraydı aslında.
Tam 40 yıl sonra, geçen yıl belgeseli bile yapıldı.
“Hikâyeyi avcı anlatmazsa aslan anlatır diye yaptım” dedi Studio 54’ü yaratan ortaklardan Ian Schrager.
Daha sonra Palladium adlı başka bir gece kulübü açtı.
İlk defa bir gece kulübünün tasarımı için Japon mimar Arata Isozaki ve Andy Warhol, Keith Haring, Larry Rivers, Jean-Michel Basquiat gibi sanatçılarla çalıştı.
Hatta Palladium’da bir salona imzasını atan Jean-Michel Basquiat’nın kendisine hediye ettiği eserini bir kız arkadaşına verdi.
Şimdi ise Basquiat eserlerinin 120 milyon dolara satıldığını anlatırken gülüyor Ian Schrager.
‘AirBnb ile iyi fikirlerle mücadele edeceğiz’
Kendisi daha sonra butik otelcilik kavramını yarattı, ilk defa otel lobilerini sosyalleşme alanına dönüştürdü.
Morgans otel grubunu kurdu, sattı, şimdi Public Hotels ve Marriott otel grubuyla kurduğu The Edition markasıyla devam ediyor.
Otellerinde artık ‘kişiye özel’ olmak yerine ‘herkese lüks’ kavramına yöneldi.
Public ile daha hesaplı otellere geçiş yaptı, The Edition ile sade lüksü öne çıkardı.
Peki ama neden?
“Çünkü artık hesap kitap devri. Yüzde 1’lik zengin azınlıktan değilseniz, uygun fiyata da iyi tasarımlı bir otelde iyi hizmet alabilmelisiniz. Üstelik artık bütün otellerin rakibi AirBnb. Bunu inkâr etmek gülünç olur. Karşımızda AirBnb gibi iyi bir fikir varsa, bununla biz de ancak iyi fikirlerle mücadele edebiliriz. Artık daha büyük ama az sayıda odadan oluşan çok pahalı, küçük oteller ve çok daha makul fiyatlı yeme-içme ve eğlencenin öne çıktığı sofistike oteller olacak. Arada bir şey olmayacak. Lüks kavramı da değişti, artık fiyat ya da gösteriş değil ihtiyacınız olduğu kadarının olması yeterli ve tabii hikâyesi olması önemli” diyor Ian Schrager.
‘Türkiye kıyıları Yunan adalarından daha güzel’
Ardından ekliyor, “Bir şablon yok. Her coğrafyaya uymak önemli. Mesela The Bodrum Edition’da geleneksel Türk kahvaltısını öne çıkarıyoruz, Türk kahvaltısı bir ritüel olduğu için.”
Daha sonra kalbimi çalacak bir şey söylüyor: “Türkiye kıyıları Yunan adalarından daha güzel.”
“Yunanları kızdıracaksınız” diyorum gülerek.
“Ama gerçek bu” diyor tüm ciddiyetiyle.
Ian Schrager ile New York’ta bir araya geliyoruz ve Studio 54’ten Trump’a birçok şey konuşuyoruz.
Yarın Milliyet Pazar’da.
Günün programı
Yeme-içme meraklıları için güzel bir hafta sonu.
Dün gece Kemer Country Orman Evi’nde Türkiye’nin ilk ve tek gece pikniği Urban Picnic vardı.
Bugün ve yarın ise Akaretler’de Gastroweekend var.
12.00-19.00 saatlerinde.
