Gastroekonomi hep gündemde kalmalı
Geçen hafta Kültür Üniversitesi’nde çok değerli konuşmacıların katıldığı Türkiye ekonomisi ve gastroekonomi paneli vardı.
Gastronomi ve ekonomik etkileri paneli Trilye’nin kurucusu Süreyya Üzmez moderatörlüğünde gerçekleşti.
Neolakal’in şefi Maksut Aşkar’dan şef Can Oba’ya, TURYİD Gastroekonomi Zirvesi Komite Başkanı Ebru Koralı’dan TİM’den Tahsin Öztiryaki’ye birçok isim gastronominin ekonomiye katkısını konuştu.
Daha sonra ise gastronomi kültürünü ve sektördeki değişimi yazarlar yorumladı.
Müge Akgün’ün moderatörlüğündeki panele Ahmet Örs, Mehmet Yaşin, Teoman Hünal gibi çok değerli duayenler katıldı.
Ben de aralarında olacaktım, Kültür Üniversitesi’nin daveti beni çok mutlu etti ama çok istememe rağmen ne yazık ki son anda özel bir nedenden katılamadım.
Peki ama katılabilseydim en çok neyin altını çizmek isterdim?
Gastronomi ülkelerin en iyi pazarlama araçlarından biri.
Yurt dışında yeni açılan Türk restoranlarının İngiliz yazarlardan acımasız eleştiriler almasının nedenlerinden biri de bu.
Tabii ki bulundukları şehirlere adaptasyonda zorluk çekmelerinin de etkisi çok ama yabancı yemek yazarlarının Türk mutfağı denince aklına sadece kebap gelmesinin de etkisi var.
Daha önümüzde uzun bir yol olduğunu kabul etmek lazım, iyi şeflerle ve vizyonerlerle iş birliği yaparak ve doğru stratejiyle Türk mutfağını markalaştırabilmek için.
Gastroekonomi zirveleriyle bu konuyu daha çok gündeme getirerek bunu başaracağız.
Gastronominin kadınları belgesel oluyor
TURYİD üyelerinden, aynı zamanda Gastroekonomi Zirvesi Komite Başkanı da olan Ebru Koralı ile geçen ay Londra’da tanışma fırsatım oldu. Alan Yau’nun Türk pidecisi Yamabahçe’de markanın arkasındaki isimlerden Jale Erentok ile röportaj yapıyordu.
Ebru Koralı ve eski Hayal Kahvesi’nden hatırladığımız ekibi ‘Gastronominin Kadınları’ başlıklı bir belgesel hazırlıyor.
Türkiye’den birçok ismin yanı sıra Londra’dan ise Jale Erentok ve Oklava’nın şefi Selin Kiazım da belgeselde yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da desteklediği belgeseli heyecanla bekliyoruz.
10 yaşında restoran açan şef
Konumuz gastronomi ve belgesel olunca, son zamanlarda THY uçuşlarında izlediğim ‘Chef Flynn’den bahsetmeden olmaz.
‘Chef Flynn’, 10 yaşındaki Flynn’in yemek yapma merakını arkadaşlarıyla birlikte ve tabii annesinin desteğiyle evinin oturma odasını bir ‘supper club’a dönüştürmesinin hikâyesi.
Flynn, komşularının bahçesinden temin ettikleriyle fine dining restoranlarla yarışacak seviyede bir menü sunuyor.
Hatta dünyanın en iyi restoranı seçilen Eleven Madison Park’ın şefi Daniel Humm’ın imza gününde ona kendi yaptığı yemeklerin fotoğrafını gösterir.
Şef Daniel Humm, Flynn’i restorana davet eder ve orada staj yapmasını ister.
Flynn, daha sonra 15 yaşına geldiğinde New York’ta kendi pop-up restoranını bile açar.
New York Times’tan New Yorker’a birçok önemli yayının kapağı olur.
Onu seven kadar sevmeyen de vardır artık.
Sosyal medya çağında bu yaşta çocuğun iş hayatında işi ne diye tepkiler de alır.
Tabii bir de şef olmanın süreçlerini ve gereklerini yerine getirmediği için gastronomi dünyası tarafından acımasızca eleştirilir.
Oysa Flynn, yeteneği, yaratıcılığı ve çalışkanlığıyla farklıdır.
Tüm bu süreci ise belgeselci annesi Meg McGarry ve yönetmen Cameron Yates en doğal haliyle görüntülemiş.
Gastronomiye meraklıysanız mutlaka izleyin.
19 yaşındaki Flynn’i yakından takip etmekte fayda var.
Şimdi New York’ta sadece 12 kişilik Gem adlı bir restoran açtı.
Kim bilir daha neler yapacak...
