Çok üzgünüz, acı kaybımız çok büyük.
Doğanın karşısında aslında ne kadar küçük ve çaresiz olduğumuzu bir kez daha görüyoruz.
Böyle felaketlerde yardımlaşma ve dayanışma önemli, kendi imkanlarımız yeterli olmadığında başkalarından yardım da pekâlâ istenebilir, eğer ucunda can kurtarmak varsa.
Evet, dünyanın birçok yerinde orman yangınları var şu anda, bunun en önemli nedeni de iklim krizi.
Elbette, başka nedenler de olabilir belli durumlarda, ama biliyoruz ki iklim krizi çağımızın gerçeği ve giderek daha da çok hayatımızı etkileyecek.
İşte bu durumda uzmanları dinlemek zorundayız, sadece kendi vicdanımızı rahatlatmak için yapılan yardım kampanyalarına değil, gerçekten yangınlarda ailesini, evini, geçim kaynağını kaybedenlere destek olmaya çalışmak ve tabii yangınların bir an önce söndürülebilmesi ve bu yaşananların bir kez daha bu şekilde yaşanmaması için gerekli altyapının sağlanabilmesi konusunda neler yapabileceğimizi düşünmek gerek.
Tabii ormanlık alanların ormanlık alanlar olarak korunması konusunda yapılacak çalışmalar da çok önemli, ormanlık alanlarda yeni turizm ya da konut projeleri yapılması ihtimali bile son derece endişe verici.
Bu arada yemek yiyen, denize giren ya da konsere gidenleri yargılamak yerine, unutmamalıyız son 17 ay hepimiz için çok zordu.
Birçok sektörde birçok kişi aylardır çalışamıyor, işte o yüzden en azından yaz aylarında o sektörler çalışabildiği zaman onlara destek olanları da yargılamamak lazım.
Kimsenin hayatı dışarıdan göründüğü gibi değil, kimsenin de bu kadar büyük bir felaket karşısında tamamen duyarsız kalabileceğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum.
Bu aşamada başkalarını yargılamak yerine, daha uzun yıllar mücadele vermemiz gereken iklim krizi ve orman yangınlarıyla ilgili neler yapabileceğimizi her konuda uzman kesilenlerden değil, gerçek uzmanlardan dinlemeliyiz.
İşte bu konuda Kıvılcım Kocabıyık’ın kurduğu Yuvam Dünya platformu iyi bir girişim.
Bir de son günlerde görüşlerine daha da çok ihtiyaç duyduğumuz değerli uzmanlar var.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Merkezi & Yuvam Dünya Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın “Sıcak dalgası devam edecek. Ne tedbir alabiliriz?” sorusuna cevabı:
“Yangın çıkması için sıcak ve kuru havada yapılacak küçük hatalar yeterlidir. Yangın riski artarak devam ediyor. Çam ormanlarında yanan kozalaklar yüzlerce metre uzağa sıçrayarak yangını yayabilirler. Cam şişeler ve cam kırıkları öğle saatlerinde yangın çıkmasına sebep olabilir. Yangınlara hızla müdahale etmek zorundayız. Orman sadece ağaç değildir, orada yaşayan ve yavaş hareket eden tüm canlılar için bir yuvadır. Yangında bunların tümünü kaybederiz.”
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi, yangın ekoloğu ve biyolog Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu’nun “ Yangınlar neden Ege-Akdeniz bölgesinde arttı?” sorusuna cevabı:
“Bu hafta itibarıyla Akdeniz’de görülen sıcak dalgaları, Türkiye gibi birçok başka bölge ülkesinde de yangınlara yol açtı. Avustralya ya da Kuzey Amerika’da olduğu gibi Akdeniz Havzası’nda da iklim değişikliğinin yangınları artırıcı etkisini bizzat yaşamaya başladığımızı söylemek mümkün. Daha çok yangının çıkmasının bir olası sebebi de son yıllarda orman içlerinde insan faaliyeti için verilen izinlerin geçmişe göre çok artması olası.”
Sabancı Üniversitesi İklim Koordinatörü Ümit Şahin’in “İklim krizi ve yangınlar arasında nasıl bir ilişki var?” sorusuna cevabı:
“Bir bütün olarak iklim krizi, sıcaklıkların aşırı artması ve kuraklıklar bu felaketlerin şiddetini, sıklığını ve yarattığı yıkımı artırıyor. Türkiye’deki yangınlar, kuraklık ve aşırı sıcağın birleşmesiyle ortaya çıkıyor. İklim değişikliği ile mücadele etmeden Türkiye’de kuraklık olmasını engelleyemezsiniz. Bugün dünyada iklim değişikliğiyle mücadelenin ileri bir aşamasına geldik sayılabilir. Çünkü fosil yakıtları tamamen bırakmak için her türlü teknoloji, para elimizde var. Bu, atmosferle pazarlık etmek gibi bir şeydir. Doğayla pazarlık edemezsiniz.”
