Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul’da hiç durmadan yeni mekan açılıyor ama bir kısmı kısa sürede kapanıyor. Şimdi son dönemde açılır açılmaz çok ses getiren ya da getireceğine emin olduğumuz mekanları mercek altına alıyoruz

İtiraf etmeliyiz, son zamanlarda yeme-içme dünyasından haberler denince aklımıza ilk Ferit Şahenk ve yeme-içme-eğlence grubu D.ream’in bitmek bilmez atağı geliyor. Bugün D.ream’in yaptıklarından değil, şehre damgasını vuran önemli işletmecilerin yeni mekanlarından söz edeceğiz. Hadi başlayalım.

Özel bir davetle açıldı
Onu Beylerbeyi Rakı’nın sahibi olarak bildik, İstanbul gece hayatı ise onu Galatasaray’da açtığı Münferit’le tanıdı. Modern meyhane konseptini ve nefis mezelerini Münferit ile hayatımıza soktu. Önce şef olarak dikkat çekti, menüyü ve mutfağı oturttuktan sonra ise farklı bir kimlikle karşımıza çıktı. Gecenin ilerleyen saatlerinde DJ kabinine geçti, Münferit’i Münferit yapan en önemli faktörlerden biri olan müziğe el attı. Münferit hem restoranıyla hem de barıyla çok ses getirdi. Sezonluk bir başarı değildi bu. İlgi giderek büyüdü, sonunda Ferit Sarper ikinci mekanını açmaya karar verdi. Şimdi hayranı olduğu Arjantin asıllı yönetmen Gaspar Noe’nin adını verdiği Gaspar ile karşımızda. Karaköy’deki Gaspar, Tamirci’nin tam karşısında, Münferit gibi Autoban Mimarlık imzalı. Gaspar, özel bir davetle ön açılışını yaptı. Şimdi devamını heyecanla bekliyoruz. Bu arada Münferit’te bir değişiklik yok.

Napoli pizzası
8 İstanbul ve sonra Bird ile hayatımıza girdi, Aliye Turagay ve Joost Rooijmans çifti. Bird küçücük bir restorandı ama yemeği de barı da ısa zamanda çok popüler oldu ve bu popülerliği de hiç kaybetmedi.
Şimdi Aliye Turagay ve Joost Rooijmans, Ceylan otelinin altında Flamingo’yla karşımızda. Üstelik bu sefer çifte Emre Şen de eşlik ediyor. Emre Şen’i Şile’deki Lavanda oteli bilenler biliyor. Ailesine ait otelin mutfağı onun sorumluluğundaydı. Siyah trüf kokulu Zonguldak “Kuzu Kestanesi” çorbası ve düşük ısıda 10 saat pişirilmiş oğlak başka hiçbir yerde bulunmuyordu. Flamingo’da ise İtalyan mutfağı ağırlıklı bir menü hazırlamışlar. Napoli’den pizza fırını getirmişler. Taze makarna, tatlılar ve şarap kavında da iddialılar. Dekorasyon Gaspar’da ve İstanbul’da daha birçok mekanda olduğu gibi Autoban imzalı. Flamingo’nun bir de çok güzel bir bahçesi var. Bird’dekinin aksine burası gündüz de yaşayacak. Nişantaşı ve Taksim’e yürüme mesafesinde olması öğle yemekleri için iyi olabilir ama yer ne kadar merkezi olsa da ne yazık ki gece hayatı güzergahının üstünde yer almıyor. Bakalım Flamingo gece güzergahına da girebilecek mi?

Arda’nın yeni mutfağı
Şef Arda Türkmen’i Arda’nın Mutfağı’ndan biliyor olabilirsiniz ya da “Issız Adam”daki yer alan restoranı Leblon’dan. Arda Türkmen şimdi Karaköy’deki The Haze adlı otelin girişinde bir restoran açtı.
Forneria, Portekizce fırından çıkan yemekler anlamına geliyor. Arda Türkmen boşuna restoranına bu ismi vermemiş. Bu ismin hakkını vermek için İtalya’dan çok özel bir taş fırın getirmiş. Özellikle biralı yahni ve pizzada iddialılar. Çok yakında terasta Tarihi Yarımada ve Haliç manzaralı bir restoran daha geliyor.

Haberin Devamı

Yeme-içme dünyasında en yeniler

Haberin Devamı

Biber, Bebek’in manzarası için de tercih edilen barlarından olacak...

Haberin Devamı

Biber Bebek
Emre Ergani’nin Biber’i Nişantaşı’ndan sonra yaz için Bebek’e çıkarma yaptı. Poseidon balıkçısının üstüne kuruldu. Lucca’ya rakip geliyor diyenler oldu. Bunu diyenler Biber Nişantaşı’nda açılırken de “Nişantaşı’nın Lucca’sı mı olacak?” diyerek Emre Ergani’yi kızdırıyordu. Oysa Biber’in ve Lucca’nın ruhu da kitlesi de farklı. Lucca artık Bebek’te ne açılırsa açılsın yine kalabalık olacağını çoktan ispatladı. Bebek’e gezmeye gidenler için Biber gibi alternatifler olması tabii ki iyi. Ayrıca Lucca’da kaldırımlardan taşan çılgın kalabalık bir nebze azalırsa servis yapmak da daha kolay olur.

Özel yemek odaları

İş dünyası yeme-içme sektörünü sevdi. Ferit Şahenk’ten sonra Mehmet Ali Yalçındağ da restoran işine giriyor, hem de Borsa, X ve Masa’nın sahibi Özkanca Ailesi
ile İngiliz restoran grubu D&D London’la birlikte. Duke İstanbul Mayıs ayında Trump Towers’ta açılıyor.
Londra, Paris, Kopenhag, New York ve Tokyo’da tam 30 restoranları ve yıllık 75.5 milyon sterlin ciroları olan D&D London, Yalçındağ ve Özkanca ortaklığında Trump Towers’da iki bin 200 metrekarelik bir alanda restoran açmaya hazırlanıyor. Restoranın önümüzdeki günlerde hizmete girmesi planlanıyor. Yemyeşil iki açık terası, 10 kişilik bir şef masası, özel yemek odaları, etkinlik alanları ve bir de sushi barı olacak. Dünya mutfağı ağırlıklı menü Fransız şef Mickael Weiss tarafından hazırlandı. Dekorasyon ise tabii ki Conran&Partners ve Hoxton Art Gallery imzalı. Gün sayıyoruz.