Sıdesutyun Paregamıs! (Elveda Dostum!)

20 Ocak 2007

Dağ gibi, ırmak gibi, çocuk gibi bir adamdı.Özü sözü bir, yurtsever ve yiğit, dünyalar güzeli bir adamdı.Bir sınır boyundaydık.İkimiz yürüyorduk.Omzuma sarılıp bir öykü anlatmıştı bana:Sivas'tan Fransa'ya göçmüş yaşlı bir Ermeni kadın, "Toprağından yol geçecek. Gel" çağrısı üzerine Sivas'a, terk ettiği topraklara gelmiş yeniden...80 yaşın yorgunluğuyla döndüğü topraklarda vefat etmiş.Telefonla kızını aramışlar hemen; cenazeyi alması için...Kızı "Bekletmeyin, toprağına gömün" demiş ve eklemiş:"Su, çatlağını buldu."Gözleri yaşarmıştı bunları anlatırken...Sonra, "'Türkiye'nin toprağında gözünüz var' diyorlar ya" demişti:"Evet, gözümüz var bu vatanın toprağında... Ama koparıp götürmek için değil, en dibine gömülmek için..."***İşte o gözünü diktiği yere, ölesiye sevdiği, terk etmediği için de kurban edildiği bu toprakların kanlı sinesine yatırıyoruz Hrant'ı...Elbette bekliyordu o da bunu...Sağlam bir siyasi geçmişi vardı; bu topraklarda farklı düşünmenin, muhalif olmanın, demokrasiyi, özgürlüğü savunmanın kimlerce, nasıl cezalandırıldığını biliyordu. "Güvercinlere dokunmazlar" diye yazsa da ülkesini tanıyor, yaklaşan "mukadderat"ı seziyordu.Tehdit edenler "git" diyordu; dostları

Yazının Devamı

İzmir'de artçı deprem

18 Ocak 2007

Büyükşehir'den sonra ilçe belediyeleri de Tayland yolcusu Kapanan bir kapının kenarına elini koyup uyarılara rağmen çekmeyen birinin, sonradan kapıyı kendisine komplo kurmakla suçlamasına benziyor bu...Oysa ortada linç filan yok; göstere göstere gelen bir kriz ve o krizi görmemekte, yönetememekte ısrar ettiği için tepetaklak olan bir heyet var.Yaşananlar, her siyasi heyete ders olacak, ibretlik bir hatalar silsilesi aslında... Bir iletişimsizlik örneği...Deniz Sipahi'nin Milliyet Ege'deki dünkü yazısındaki tabirle bir "algılama krizi"...***Hataları sayalım:İzmir Expo için asıl önemli toplantı geçen ay Paris'te yapılan genel kuruldu. Türkiye orada ilk kez İzmir için sunuş yaptı. Karar verici 98 ülkenin delegeleri oradaydı. Kulis yapılacaksa asıl zemin orasıydı. Belediye Meclisi, gerçekten kulis yapmakta mahir üyelerle oraya çıkarma yapsa kimsenin bir diyeceği olmayacaktı.Oraya gitmeyip Expo için karar verecek delegelerden pek azının katıldığı Tayland'daki önemsiz botanik fuarına cümbür cemaat ve bir haftalığına gidilmesi elbette göze battı.Bu bir "siyasi rüşvet" olarak algılandı."Expo'ya değil, sekspo'ya gidiyorlar" dedikodularına yol açtı.Ve Kocaoğlu bu algıyı dağıtmaya çalışmak

Yazının Devamı

Ölüsü bile uğraştırıyor

15 Ocak 2007

Burnunu gazete kâğıdına silecek ve her yazdığı kâğıdın arkasını da değerlendirecek kadar tutumluydu, ama oralardan artırdıklarını vakfa akıttı ve 1982'de faaliyete geçen kuruluşun parasını hiç eksik etmedi. Orada yetişen yüzlerce çocuğun "Aziz Amca"sı, "Dede"siydi.İlk gelen çocuklarla çektirdiği fotoğrafın üzerinde şöyle yazıyordu:"Şimdilik biz 7 çocuk, en büyüğümüz en çocuk..." Onlara hayatın temel ilkesinin kimseyi sömürmemek ve kimse tarafından sömürülmemek olduğunu söylerdi.Vakfın harcını atarken, "Burada çocuklar dövülmez, otorite uygulanmaz" diye yazmıştı.1981'de yazdığı bir şiirde "Çayır çimen olayım/Üstümde çocuklar koşuşsun" diyordu.Ölümünden hemen önce bir hastane odasındaki son röportajında bu şiiri vasiyete dönüştürdü; Çatalca'ya vakfın bahçesine gömülmek istediğini söyledi. "Artık onlar düşünsünler beni ne yapacaklarını" dedi.O gün oğlu Ahmet Nesin olacakları biliyormuşçasına şakalaşmıştı babasıyla:"Senin elinden kurtuluş yok. Dirinle uğraştırıyorsun, ölünce de kimseyi rahat bırakmayacaksın."***Aynen öyle oldu.Nesin gitti ama dirisiyle uğraşanlar ölüsünün de peşini bırakmadılar.Ölümünden 12 yıl sonra bile hâlâ "Aziz Nesin" adı, saygı kadar hakaret de görüyor.Dünkü

Yazının Devamı

Yapma Başkan!

15 Ocak 2007

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin "çiçeği burnunda" Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun önderliğindeki heyette belediye meclis üyeleri, İzmirli sanayiciler, işadamları, bürokratlar, gazeteciler var.Neye gidiyorlar?Tayland çiçek fuarına...Gerekçe?İki gün sürecek Türk Günü...Kaç gün kalacaklar?Bir hafta...Kaça mal olacak?500 bin dolara...Geziyle dalga geçen haberler Ege basınına yansıdı bile... Bunun argo anlamıyla bir "çiçek sulama gezisi" olduğunu öne sürenler, "konunun uzmanı" sıfatıyla Kamer Genç'e görüş sordular.Daha önce bir çapkınlık ziyaretini "Çiçekleri sulamaya gitmiştim" diye savunan Genç, "Beni bu işlere karıştırmayın" cevabını verdi.Bu "kitlesel sulama" karşısında onun bireysel sulaması ne ki?***İki konuyu vurgulamakta yarar var:İzmir, dünyanın en büyük organizasyonlarından Expo'ya aday...Bunun için aylardır büyük bir mücadele veriliyor.Tek rakip var: Milano...15 ay sonra 98 ülke bu iki kentten birine oy verecek. İzmir seçilirse sadece Ege'nin incisinin değil, bütün Türkiye'nin kaderi değişebilir. Çünkü 2015'te açılacak fuara 50 milyon ziyaretçi gelmesi bekleniyor.O yüzden Expo için ne kadar heyet gitse, ne kadar masraf edilse az... Buna kimse bir şey diyemez.İkinci nokta ise

Yazının Devamı

Kritik eşikte önemli konferans

13 Ocak 2007

İki örgütün temsilcileri canlı yayında buluşup ortak bir politika belirlemeyi tartıştılar.Bölgeyi bilenler için alışılmadık bir yayındı bu...Çünkü, bir süre öncesine kadar PKK ile KDP arasında kanlı bir çatışma ortamı vardı. Roj TV kurulduğundan beri "KDP'lilerce şehit edilen PKK gerillaları" için ağıtlar yayımlıyordu.Buna karşın KDP'nin televizyonunda PKK'nın adı bile anılmıyordu.Şimdi ortaya çıkan bu yakınlaşma, herkes için şaşırtıcı...Avrupa'dan durumu izleyen bir uzmanın yorumu şu:"Ankara seyirci kaldığı için Kürtler çözümün adresini Süleymaniye'de aramaya başladı."Peki ne olur bunun sonucu?"İlkel bir milliyetçilik ve Türk düşmanlığı temelinde bir Kürt dayanışması..." ***Bu durum tam da Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin şekillenmeye başladığı, Güneydoğu'da umutsuz gözlerin Barzani'ye çevrildiği, Kuzey Irak'la bölge arasında ticari, siyasi, kültürel işbirliğinin yoğunlaştığı bir dönemde ortaya çıkıyor.Amerika'nın Kuzey Irak'ta daha fazla kargaşa istemediği, Kürt örgütlere aralarında anlaşmalarını telkin ettiği anlaşılıyor.Aynı süreçte Kuzey Irak'ta PKK varlığına son vermeyi amaçlayan 3 bacaklı "PKK koordinatörleri projesi" de can çekişiyor. Bölgede inisiyatif tamamen

Yazının Devamı

Türkiye Kürt devletiyle yaşamayı öğrenmeli

11 Ocak 2007

Eski MİT Müsteşarı'ndan tarihi yorum: NTV'de "Neden" programının konuğuydu:"Ne demek istedi MİT bu açıklamayla?""Herhalde benim burada söylediğim şeyleri..." dedi."Söylediği şeyler"i özetleyeyim: Herkes MİT'in açıklamasının şifrelerini çözmeye çalışırken soruyu o makamda daha önce oturan adama, eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal'a sordum. Köksal'ın Saddam döneminde (1986-1990) Türkiye'nin Bağdat'taki Büyükelçisi olduğunu hatırlatalım önce...Kendi görev yaptığı dönemde hayran olduğu ve iyi dostlar edindiği Bağdat'ın kan gölüne dönmesinin, yerle bir olmasının acısını çekiyor. Saddam'ın infaz görüntülerini izlerken çok üzüntü duymuş. "İdam" değil "linç" tabirini kullanıyor: "Linç edilerek hayatına son verilmesi kabul edilebilir bir şey değil" diyor. İdam değil linç Irak'ın geleceği konusunda karamsar:"Saddam'ın infazı, ABD'nin fevkalade büyük bir yanlışı daha... Devlet yapısının çöktüğünün göstergesi... Ve fevkalade vahim başka gelişmelerin de başlangıcı... Bu infaz, cepheleşmeyi ve iç savaşı daha da derinleştirecek. Taraflardan biri yorulana kadar Irak'ın çözülmesi devam edecek. Geriye dönüşü mümkün olmayan bir nokta bu... Kuzeyimizdeki bataklıkta kaos gittikçe daha vahimleşecek." İç

Yazının Devamı

Bağdat'ın kayıp milyarları

9 Ocak 2007

Yasayla, Irak petrollerinin yılda 75 milyar dolarlık kârı, 30 yıl boyunca BP, Shell, Exxon gibi Amerikan ve İngiliz devlerine akacak."Savaş Ganimeti" başlığıyla çıkan gazete "Irak işgalinin amacı, ülkeye demokrasi getirmek değil, ülke petrollerini ele geçirmekmiş" yorumunu yaptı.***İşgalin gerçek yüzü nihayet aydınlanıyor.BBC de geçen hafta "Bağdat'ın milyarları" başlıklı bir dizide yağmanın bir başka boyutuna dikkat çekti.Başkan Bush, işgalin ilk günü Irak'a yeniden inşa sözü vermişti. Irak yerle bir edilmişti. Elektrik, su kesikti. Binalar yıkılmış, yağmalanmıştı. Memurlar maaş, hastaneler jeneratör bekliyordu. Güvenliğe çok para gerekiyordu. Dünya Bankası'na göre yeniden inşa için 60 milyar dolar lazımdı.Bush'un vaadi üzerine C-17 uçaklarıyla plastik ambalajlar içinde milyarlarca dolar Bağdat Havaalanı'na indirildi. ABD, o günden bu yana yeniden yapılandırma projelerine kendi bütçesinden 36 milyar dolar harcadı. Bunun dışında (petrol gelirleri ve BM fonu gibi kalemlerden) 20 milyar dolar da Irak bütçesinden alıp kullandı.Bu, 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'ya akıttığı paranın iki katıydı.O parayla Almanya ihya olmuştu; Irak ise hâlâ perişan halde...BBC kayıp milyarların peşine

Yazının Devamı

MİT ne demek istedi?

8 Ocak 2007

Çoklarını şaşırtan açıklamayı sadeleştirirsek şöyle diyor:"Dünya yeniden şekilleniyor. Statükocu kafalar bunu öngöremediği için hazırlıksız yakalandık. 21. yüzyılda küresel rol savaşları doğuda cereyan edecek. Buradaki pozisyonu nedeniyle Türkiye 'bekle-gör' gibi pasif bir politika izleyemez. Kartlarımızı iyi kullanalım."***Açıklamayı yapan Müsteşar Emre Taner, teşkilatın içinden yetişmiş bir isim.Diyarbakırlı.Bölgeyi ve Kürt meselesini en iyi bilen istihbaratçılardan biri kabul ediliyor.40 yıldır görev yaptığı teşkilatı 1.5 yıldır Müsteşar olarak yönetiyor.Sistemin statükocu kanadını eleştiren bu kadar önemli bir açıklamayı ölçüp biçmeden yapmış olduğunu varsaymak saflık olur.O halde "Ulus devletler sona eriyor. Beklersek tarih maratonunu kaybederiz" diye alarm veren bu açıklamayı nasıl değerlendirmeli?***MİT'in açıklamasını, 28 Aralık 2006 tarihli Tempo'da yayımlanan "MİT Raporu" ile birlikte okumak zihin açıcı olabilir.Ebru Toktar imzalı haberde, MİT'in ekim ayında Kerkük konusunda devlet kurumlarına yolladığı bir uyarı raporu yer aldı.MİT, Kürt parlamentosuna sunulması beklenen bir teklife dikkat çekiyordu:"Irak Kürt Bölgesi Petrol Yasa Taslağı..."Taslak yasalaşırsa Kürt

Yazının Devamı