Kıdem tazminatı çalışanlar için çok önemli. Bu tazminat, aynı işverene bağlı olarak uzun yıllar çalışmanın ve işyerine verilen hizmetin bir karşılığı, temel bir hak.
Çalışma Bakanlığı sürekli olarak her 10 çalışandan sadece 1’inin kıdeme hak kazandığını söyleyerek yeni sisteme olan ihtiyaca işaret ediyor.
Hükümet yeni sistem ve bir tazminat fonu kurulması konusunda ısrarlı. Bu konuda geçen yıl da tartışmalar yapılmış, sendikalar ve işverenlerle ortak bir noktada buluşulamamış ve Başbakan’ın talimatıyla fon meselesi rafa kaldırılmıştı.
Bu kez Başbakan, tarafların üzerinde mutabık olmadığı bir kıdem sistemini kesinlikle hayata geçirmeyeceklerini belirtti.
Üçlü kurul toplanacak
Hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan üçlü danışma kurulu, bu hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tarafından toplantıya çağırılacak.
Bakan Çelik, kıdem tazminatı konusunu ilk olarak burada tarafların görüşüne sunacak, ardından tarafların katılımıyla oluşturulacak komisyon kıdem tazminatı konusunda fon sistemini devreye sokan tasarıyı hazırlamaya başlayacak.
Önümüzdeki 3 yılda 3 seçim yaşayacağımız gerçeğinden hareketle, Başbakan’ın da vurguladığı gibi, tarafların rızası olmadan, bir kesim lehine diğer kesim aleyhine herhangi bir düzenleme gelmeyeceğini söyleyebiliriz.
Kıdem konusu son Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun da (EKK) ana gündem maddelerinden biriyi. Burada yapılan tartışmalarda ortaya çıkan kıdem miktarının azalması ancak birikecek primlerin zaman içerisinde faizlendirilerek hak kaybının olmayacağı düşüncesi doğru değil.
Nitekim kıdemini alan bir çalışan da aldığı parayı gidip bankada değerlendirebilir. Arada oluşacak farkı faiz veya diğer nemalandırma yollarıyla kapatırız düşüncesi son derece yanlış olur, zaten işçi sendikalarınca da kabul görmez.
15 yıl dokunulmaz
Bu bağlamda, kıdem miktarını azaltmayan, ancak işverenin ödeme kabiliyetini artıran, her çalışanın kıdemini garantileyen sistem iş görür. Şu an için Çalışma Bakanlığı’nın düşüncesi yeni sistemde açılacak bireysel kıdem hesaplarına 15 yıl süresince dokunulmaması.
Yapılan hesaplamalara göre ancak 15. yılsonunda işveren tarafından yatırılan primler faiziyle beraber işe yarar bir kıdem miktarının ortaya çıkmasına neden oluyor.
Fon sistemi ne getirecek?
Anlaşma sağlanırsa, fon sistemi yararlı olur mu olmaz mı bunu şimdiden iyi değerlendirmek gerekiyor. Kıdem tazminatı uygulamasının şu andaki hukuki çerçevesine göre işinden kendi isteğiyle ayrılan işçi kıdem tazminatını alamıyor. İşçinin kıdem tazminatı alabilmesi için tek koşul işverenin işten çıkarması. Bu nedenle birçok çalışan işyerinden kıdem tazminatını alamadan ayrılabiliyor. Örneğin bir başka işyerinde, daha yüksek ücret, daha iyi imkânlar sunulması halinde, çalışan kişi kıdemini yakıyor ve tazminatını almadan işinden ayrılabiliyor. Fon sistemi devreye girerse bu durum ortadan kalkabilir.
Diğer yandan, fon sistemine geçilirse işverenler için işçisini işten çıkarmak oldukça kolaylaşır. Halen kıdem tazminatı yükünden çekindiği için kolayca çıkaramadığı işçisini çok rahat işinden ayırabilir. Herhangi bir çekincesi kalmaz. Bu da çalışanlar için aslında oldukça önemli bir risk haline gelir. Kıdem tazminatı ödeme riski olmayınca işverenler sudan sebeplerle işçi çıkarma yoluna gidebilirler.
‘1 yıla 30 gün’ sisteminden geri dönüş olmasın
Günümüzde işverenlerin büyük bir bölümünün kıdem tazminatı yüküyle karşılaşınca çok zor durumda kaldıkları bilinen bir gerçek. Bu nedenle kıdemini alamayan çalışan sayısı da son derece yüksek. İşverenler tazminatları ödeyemediklerini söylüyorlar. Fon sistemi işverenlerin işine yarayabilir. Bir anda büyük meblağlarla karşılaşacaklarına, prim öder gibi her ay çalışan hesabına yatırılacak tutarlar işvereni rahatlatabilir. Ne var ki, bu konuda belirlenecek prim konusunda çok dikkatli olmak ve çalışanların hak kaybına uğramasını engellemek gerekiyor. Halen uygulanan bir yıla 30 gün kıdem miktarını azaltacak bir yapı daha tartışılmadan tekrar rafa kalkabilir.
‘Kıdem fonu’ yenilere...
Henüz ortada bir taslak olmamakla beraber, Çalışma Bakanı yeni sistemin ilk kez işe başlayacaklar için geçerli olduğunu söylüyor. Ancak taslak böyle çıkarsa kapsam son derece kısıtlı olur. Bu nedenle, mevcut çalışanların işverenleriyle anlaşmaları kaydıyla fon sistemine dâhil olabileceklerini şimdiden söyleyebiliriz.
Şu sıralar “kıdem tazminatı fonu gelirse ne yaparım, işimden ayrılmak en doğrusu mu ?” diyenlerin sayısı oldukça yüksek. Kıdem tazminatında değişiklik olacağı konusu konuşuldukça maalesef paniğe kapılanların sayısı artıyor.
Ancak hemen belirtelim, kimse heyecana kapılıp yanlış bir iş yapmasın. Mevcut haklar korunacak, bu konuda kesinlik var. En son hükümet programında da yeni sistemde mevcut haklara dokunulmayacağı ifade edilmişti.
Evlenen kadının, ‘askerin’ durumu
Halen uygulandığı şekliyle, evlenen kadın, askere giden erkek kıdem tazminatını alarak işinden ayrılabiliyor. Ne var ki, fon sistemine geçilirse bu imkânların ortadan kalkabileceği söyleniyor. Ancak eğer böyle bir düzenleme yapılırsa, kazanılmış haklarda bir geriye gidiş söz konusu olur. Bu nedenle bu koşulların yeni dönemde de olduğu gibi kalması gerekiyor. Nitekim Çalışma Bakanı Faruk Çelik bu konuda bir değişiklik düşünmediklerini doğrudan ifade etti.