Trabzon çok şey kazandı!

5 Mart 2012

Trabzonspor bu sezon takım olarak en pozitif oyununu ortaya koydu ve karşılığını Beşiktaş gibi zorlu rakibi deplasmanda yenerek almayı bildi.
Futbol adına her şey vardı dün akşam. Başlama vuruşundan son düdüğe kadar müthiş tempo, olağanüstü mücadele ve sayısız gol pozisyonu vardı. Tabii bu pozisyonların önemli bölümü Trabzonspor adına yaşandı. 70 dakika dört stoperden oluşan Beşiktaş savunmasını hallaç pamuğu gibi atan bordo-mavililer, maçı çok erken koparacak öyle fırsatlar yakaladı ki. Hele Burak’ın iki kez kaleci Cenk ile karşıya kaldığı ve klasına yakışmayan vuruşlar yaptığı pozisyonlar kaçacak cinsten değildi.
Şenol Güneş’in oyun kurgusu, galibiyetteki en önemli faktördü kuşkusuz. Orta alanı Zokora ve Colman ile iyi kontrol eden, her iki kanadı Olcan ve Volkan ile olumlu kullanan, Serkan’ın katkısı ile hücumda daha fazla çoğalmayı başaran Trabzonspor, Beşiktaş savunmasını çok kez aciz durumda bıraktı. Kaleci Cenk gününde olmasa konuk ekibin tarihi fark yakalaması sürpriz sayılmazdı. Siyah-beyazlı savunmadaki hatalar zincirinin baş aktörü Sidnei kaptırdığı toplar, yaptığı kademe hataları ile Trabzonspor’un ekmeğine yağ sürdü. Colman’ın galibiyet sayısındaki garip

Yazının Devamı

Taksim’i geçtik, Tahkim’de inecek var!

3 Mart 2012

Şike soruşturmasında en kritik makam kuşkusuz Tahkim Kurulu. Etik Kurulu nasıl bir rapor verecek, Disiplin Kurulu kimlere ne ceza kesecek, hepsi tali konular!
Bu iki kurulun raporları ve kararları ne olursa olsun Türkiye’de şike yapılıp yapılmadığı ile ilgili son sözü Tahkim Kurulu söyleyecek.
Yargının Yargıtay’ı, futbolun Tahkim’i!
Şimdi biraz da şeytanın avukatlığını yapalım.
Federasyonun’un bu en kritik kurulu, şike ve teşvik ile ilgili acaba nasıl bir yöntem izleyecek?
Bunu kestirmek zor. Üstelik Etik Kurulu’nun raporu henüz hazır değil. Ceza verme yetkisine sahip olan Disiplin Kurulu’nun önüne konmuş bir dosya da yok.
Ya iş Tahkim aşamasına geldiğinde ne olacak?

Yazının Devamı

Formül, Avrupa’sız olmaz!

28 Şubat 2012

Yıllardır göreve gelen her Federasyon Başkanı’ndan “Ateşten gömlek giydik” benzetmesini işitiriz. Hepsinin kendine göre gerekçeleri ve göğüslemek durumunda oldukları zorlukları vardı. Ancak bu zorlukların hiçbiri, Yıldırım Demirören ve ekibinin üstleneceği boyutta değildi.
Türk futbolu tarihinin en kritik sürecinden geçerken, alınacak kararların ve uygulanacak yaptırımların her kesimi memnun etmesini elbette bekleyemeyiz. Şike ve teşvik davası yargının işi. Konunun sportif boyutuna çözüm üretmek ise Futbol Federasyonu’nun sorumluluğu.
“Zorluklar aşılmak için var, zorlukların üstesinden geleceğiz” mesajı veren Demirören, Türkiye’yi mercek altına alan FIFA ile UEFA’yı tatmin edecek bir formül bulmak zorunda. Bu gerçek göz ardı edilemez ve uluslararası yaptırım tehdidi yok sayılamaz.
Öte yanda adı şike ve teşvik ile anılan kulüplerin durumu var. Disiplin talimatının mevcut 58. maddesini uygulandığı takdirde bırakın şikeyi, teşvik primine teşebbüs ettiği saptanan kulüplerin bile küme düşürülmesi gerek.
Dolayısıyla Türkiye’de olup biteni saatlik raporlar ile takip eden UEFA’nın, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranacak bir Futbol Federasyonu’na kayıtsız kalması düşünülemez.

Yazının Devamı

Savunacak yanı yok

27 Şubat 2012

Maçın özeti şu; yoğun maç trafiği, yorgunluk bahane, Trabzonspor’un savunması şahane! Nerede görülmüş savunma yapmayı bilmeyen bir takımın maç kazandığı? Bordo-mavili ekibin UEFA Avrupa Ligi dahil, son 6 maçına bakın. Gol yemeden bitirdiği tek bir doksan dakika yok. Dama taşı gibi değişen savunma dörtlüsü haftalardır tehlike sinyali veriyor. Kademe hatası, adam paylaşımı, dikkatsizlik ne ararsanız tekmili birden burada. İşte dünkü Mersin İdmanyurdu sınavı. Üç golde de benzer yanlışlar var. Konuk takımın kaçırdığı bir o kadar pozisyonu da dikkate alırsanız, forvetiniz ne kadar atarsa savunmanızın bir fazlasını buyur etmesi kaçınılmaz. Giray-Mustafa uyumsuzluğuna, Serkan’ın formsuzluğu da eklenince ortaya çıkan tablo bu. Tabii adam kovalamayan, pres yapmayan orta sahayı da unutmamak gerek.
Trabzonspor uzun zamandır takım oyunundan çok uzak. Yardımlaşma, hırs, mücadele hak getire. Ya da biri olunca diğerleri hep eksik kalıyor. Dolayısıyla iyi hücum eden rakiplere karşı gol yemeden kazanmak, hemen hemen imkansız hale geliyor. Hele dünkü gibi takımın tüm skor yükünü üstlenen Burak gibi vazgeçilmez bir silahınızdan da yoksun iseniz, vay halinize!
Düşünebiliyor musunuz, koca bir

Yazının Devamı

Şike davasında Başbakan’a sorular

25 Şubat 2012

Adına “İleri demokrasi” denen anlaşılması güç bir süreçten geçiyoruz.
Siyasi otorite eleştirilemiyor, sorgulanamıyor ve muhalefet edenlerin sesi duymazdan geliniyor.
Tıpkı şike ve teşvik davasında olduğu gibi.
Cumhuriyet Halk Partisi geçtiğimiz günlerde Başbakan tarafından yanıtlanması talebiyle TBMM başkanlığına bir soru önergesi verdi.
Önerge medyaya cazip gelmedi. Ya da öyle uygun görüldü. Oysa milyonlarca insanın merak ettiği ve endişe duyduğu pek çok sorunun yanıtını bulması açısından önemliydi bu girişim.
Dilerseniz önergeyi kısaca özetleyelim.

Yazının Devamı

Sınıfta kaldık!

24 Şubat 2012

Tıpkı ilk maçtaki gibiydi tablo. Trabzonspor ilk 5 dakika son derece istekli başladı oyuna. Çok ciddi bir de gol fırsatı yakaladı. Olcan kaleci ile karşı karşıya kaldığı bu pozisyonda daha serinkanlı bir vuruş yapabilse, rövanşa avantajlı çıkan PSV’nin ne rahatı kalırdı, ne huzuru. Aslında iki takım arasındaki en belirgin fark da bu idi. Hollanda temsilcisi, öyle özgüvenli, son vuruşlarda öyle becerikliydi ki, girdikleri her pozisyon Trabzonspor kalesinde gol tehlikesine dönüştü.
PSV’nin bu kadar rahat olmasındaki en önemli faktör, kuşkusuz haftalardır tehlike sinyali veren savunmanın bıktıran hatalarıydı. Temsilcimizin direnci 15. dakikada Celustka’nın gereksiz yere neden olduğu penaltı ile kırıldı. Celustka topa gitmek yerine ters ayağı ile rakibi engellemeye çalışınca, malumun ilanı için hiçbir engel kalmadı. Matavz’ın kafa golünde ise iki stoper Giray ve Mustafa’nın olup biteni seyretmesi, kanıksanan hatalar zincirinin yeni bir halkasıydı.
Şenol Güneş maçtan bir gün önceki basın toplantısında defansta dikkatli, ofansta etkili olabildikleri takdirde Eindhoven’den sürpriz bir sonuç çıkarabileceklerine işaret etmişti. Haklıydı Güneş! Lakin söylediklerini test edebilmek

Yazının Devamı

Savunma faciası

20 Şubat 2012

Trabzonspor takımının bu sezon en büyük sıkıntısı savunmasında. Hemen her maçta biraz da zorunluluktan farklı bir kurgu, yine hemen her maçta basit hatalar var. Dün Kayserispor’un attığı üç gole baktığınızda, adam paylaşımı, zamanlama ve kademede ciddi yanlışlar olduğu görülecek. Daha ilk dakikada Kujoviç’in bu kadar rahat kafa vurması, hemen ardından Eren’in kendisinden daha uzun iki savunmacının arasından topu ağlara göndermesi affedilir hatalar değildi. Ya Kujoviç’in üçüncü golü? Santra ile birlikte üç pas yaparak topun tehlike bölgesine taşınmasına ne demeli?
Sadece savunma değil elbette. Trabzonspor takım olarak çok kötü bir performans sergiledi Kayseri’de. Son on dakikalık bölüm hariç oyunun kontrolü tamamen rakipte idi. Kayserispor tempoyu dilediği gibi artırdı, hiçbir dirençle karşılaşmadığı orta alanı hızla geçti, kanatları çok iyi kullandı. Amrabat tek başına Trabzonspor savunmasının başına bela oldu. Fizik gücü biraz daha kuvvetli olsa neler yapardı acaba?

Trabzonspor hak etmedi!
Bordo-mavililer kazanmak için mücadele ettiği son bölüm hariç, tek bir organize hücum geliştiremedi. Burak yüzünü kaleye dönemedi. Maçın başında gayretli görünen Olcan ilerleyen

Yazının Devamı

Şenes Abi diye diye!..

18 Şubat 2012

Top döndü dolaştı yine Şenes “abinin” ayağına geldi. Ama o, bir türlü topa girmek istemedi. 1997 yılının Temmuz ayında sekiz yıl sürdürdüğü Futbol Federasyonu Başkanlığı görevini bırakırken bir daha o makamı düşünür müydü bilinmez ama, Şenes Erzik ilk kez bu kadar ciddiye almıştı “Gel bizi kurtar” çağrılarını!..
Peki, kendisiyle yakın geçmişte yaptığımız sohbetlerde bırakın böyle bir teklife “evet” demeyi, sarı ışık bile yakmayan Erzik ne olmuştu da en azından “düşünmeyi” kabul etmişti?
Türk futbolunun dipsiz bir uçuruma sürüklendiğini fark ettiği için mi?
Yoksa kendi elleriyle kurduğu özerk futbolun, siyaset girdabında yok olup gitmesine gönlü razı olmadığından mı?
Belki de asla “hayır” diyemeyeceği birilerinin ricası köşeye sıkıştırmıştı Şenes abiyi!
Gerekçesi ne olursa olsun, tanıdığımız Şenes Erzik’in “Bir kaç gün düşünmem gerek” demesi bile şimdiye dek hiç sergilemediği bir davranış şekli idi.
Görevi kabul etmesinin ise olmaz ise olmaz koşulları vardı:

Yazının Devamı