Cemal Günbaş

SEN AŞK MISIN?

Uzun bir aradan sonra ne güzel geldi Hülya Avşar. Yaza girerken ters köşe yaparak slow bir şarkı ile güneş gibi doğdu. Sözü ve müziği Sezgi Eryicas ve Sezgin Gezgin’e ait olan “Sen Aşk mısın?“ ile ilk günden listelere girdi bile. Ben de teaseri izler izlemez heyecana kapılıp merakla bekleyenlerdendim. Beklediğime de değdi. Dinler dinlemez şarkı beni içine aldı ve dilime dolanıp söylemeye başlattı bile. Bu şarkı bana göre şu ana kadar yorumunu en iyi gösterdiği şarkı olabilir. O kadar hissederek söylemiş ki dinlerken bize de geçiyor. Klibin sadeliği ve şıklığı zaten tartışmasız. İyi ki varsın Hülya Avşar! Bizi çok müziksiz bırakma olur mu?

ARA SIRA

Arı gibisin be İrem! Deli dolusun ama gerçekten işine o kadar saygılısın ki, o kadar titiz ve başarılısın ki kutluyorum. Şarkıya bayıldım. Sözü ve müziği Bilal Sonses’e, düzenlemesi ise Mustafa Ceceli’ye ait. Zaten şarkı çıkar çıkmaz listeleri tırmandı ve şu an Youtube trendlerde ilk 20’ye girdi. İrem sürekli kendini bozmadan, farklı soundlarla yenilenmeyi

Albümde TOP 5 Listem

1. Ziynet Sali - Asrın Hatası

2. Sakiler - Canıma Minnet

3. Hande Ünsal - Sana Değmez

4. Derya Uluğ - Hadi Çal

5. Demet Akalın - Bensiz Olsun

Sen Ben Aşk

Sessiz kalıp bombayı birden patlattı Işın Karaca. Sesi, tınısını o kadar çok seviyorum ki!  Her tür şarkıyı fazlasıyla konuşturabiliyor. Öncelikle yeni imajına bayıldım. Bir süre bu saç renginde ve imajda kalmalı. Albümde ilk favorim  “Rest” oldu, iniş  ve çıkışları çok iyi! Bu arada albümdeki bütün şarkıların soundları aşırı iddialı ve nefis. Albümde bulunan Sezen Aksu’nun kaleminden çıkan müthiş bir eser olan “Bu Gece“ Işın’a çok yakışmış. Bu yazı bu şarkıyla geçireceğim belli oldu ve mutlaka ikinci klibi bu şarkıya çekilmeli. Üçüncü favorim ise albümde pimi çekilmiş ve sessizce patlamayı bekleyen  “Ah Yan” şarkısı.

Al Sevgilim

Radyoda kulağıma bir şarkı fısıldadı, sound beni içine aldı adeta. İlk dinlediğimde beni içine alan şarkıları çok tutarım. O şarkının çok iyi yerlere geleceğine inanırım ve kısa sürede öyle de oldu zaten. Vazgeçmişlik çok güzel anlatılmış şarkıda ki zaten Funda Arar‘ın

C.G: Melek Mosso olmayı bize nasıl anlatırsın?

M.M: Korkusuz olmak, mücadeleci olmak, vazgeçmemek. Bütün bunlarla birlikte yaşamaktan keyif alan bir kadınım. Melek Mosso olmak bu. Sokaklardaki Mosso da değişmedi, vapurlardaki şarkı söyleyen Mosso da değişmedi. Şu an milyonlarca kişiye hitap ediyorum ama içimde hala Melek vapursever yaşıyor ve bunu asla kaybetmeyi istemeyen bir yapısı var. Geçmişine bağlı, bazı eşyalarına bağlı, hatıralarına bağlı ve buna bağlanmaktan da mutluluk duyan birisi Melek Mosso.

C.G: Yakın zamanlarda geçmişine dönüp yine vapura binip şarkı söyledin mi peki?

M.M: Vapura bindim ama her bindiğimde o zamandan tanıdığım müzisyen arkadaşlarımı arıyor gözüm ve hiç denk gelmedik son zamanlarda. Ama şöyle bir havalar ısınsın ben de Beşiktaş-Kadıköy vapuruna gideyim, arkadaşlarımı göreyim istiyorum. Ben her zaman bindiğimde eğer tanıdığım birisi var ise muhakkak yanına gidip şarkı söylemeye başlıyorum.
<#comment>

C.G: Melek Mosso olma yolunda ilerlerken ilk kimlerden destek gördün?  

M.M: İlk destek gördüğüm insanlar aslında yolculukt

Aşkımla ölçülemez hiçbir money
Oh mommy so yummy
Aslında gitsek ya biz daha ileri
Daha ileri az daha ileri
Ooooo

Dedi ve ortalığı ilk günden LOLİPOP ile kasıp kavurdu. Her sahnesi gibi hem şarkısı hem de klibi yine en çok konuşulanlar arasına girdi. Evet, belki bir önceki şarkıları gibi değil, elbette klasik Gülşen şarkılarını sevenleri ikiye ayırabilir ama onun dışında hemen dile dolanıyor. Ben ilk dinledikten sonra nakaratı dilime pelesenk oldu ve tekrar açıp dinlememe sebep oldu. Önemli olanda buydu zaten, başardı. Şarkının soundu harika, güncel ve gerçek pop bu zaten. Komple işin bütününe bakarsak, Gülşen’den Sertab Erener yaratmaya çalışanlara koca bi’ yuh diyesim geliyor maalesef. Klip Metin Arolat yönetmenliğinde çekilmiş, özlemişim kaliteli işler izlemeyi. Hiçbir bütçeden kesmemiş, harika bir prodüksiyonla harika işler çıkarmış. Gelelim şarkı ve klibin başarısından çok nefret kusmalarına...

Ne Gülşen’miş arkadaş! Etini kopara kopara bitiremediniz. Ne istiyorsunuz bu kadından siz? Bir hafta sadece magazinleri

C.G: Oyuncu kimliğini bir kenara koyarak karşımda nasıl bir Pelin Uluksar oturuyor?

P.U: Aslında oyuncu kimliğim benim sadece işim, yani işimi yapıyorum ve evimde gerçek Pelin oluyorum. Setten arta kalan her zaman gerçek Pelin’im. Cıvıl cıvıl, hayatı çok seven, aldığı her nefese şükreden ve anın tadını çıkarmaya çalışıp etrafa pozitif saçan bir Pelin’im. 

C.G: Yaş aldıkça hayata bakışında değişen şeyler oldu mu? 

P.U: Çok mükemmeliyetçiyim. Bir şey yaptığım zaman A’dan Z’ye en ufak ayrıntısına kadar en güzel ve en doğru şekilde yapmalıyım, hiç yanlış yapmamalıyım. Hep bu mantalitedeydim ama zaman geçtikçe şunu görüyorum; benim de ufak hatalarım olabilir, tolere edebileceğimiz hatalar tabii ki  yani çok büyük yanlışlar yapmadığımız sürece hiç birimiz mükemmel olmak zorunda değiliz ama yaptığım her işin en iyisini yapmaya özen gösteriyorum. Mesela çok kırılgandım, hassastım. Şu an daha az takıyorum ya da hemen hata yapıyorsam bunu düzeltebilirim diyorum. Dünyanın sonu değil

Neyse gelelim konsere! İlk gelenler arasındaydım, saatler 21.00’a yaklaşırken tüm yerler dolmaya başlamıştı. Tabii herkes heyecanlı çünkü Kerimcan o kadar iddialı konuşmuştu ki neler yapabileceğini kestiremiyorduk ve onun içinde fazlasıyla sabırsızdık. Tabii ben meraklı gözlerle kimler geldi diye göz gezdirdim. Didem Soydan, Umut Eker, Sefo, Hakan Akkaya, Enes Batur, Gizem Denizci, Onur Kırış, Gizem Güven, Zeynep Özbayrak, Zeynep Özkaya ve Jennifer Boyner yalnız bırakmamıştık bu özel gününde.

Ve ışıklar söner, perdeler açılır sahnede Dans Fabrika‘nın muhteşem dansçılarıyla “PEŞİMDE“ ile olağanüstü bir şov başlar. Ağzımız resmen açık kaldı, Kerimcan tam bir “Show Man”, gerçekten öyle! Çünkü bu konuda o kadar eksiğiz ki doldurabilen isimlerden birisidir KD. İlk yarıda giydiği kırmızı kombin nefis yakışmış. Çizmelerle de baştan aşağı tüm parçaları tamamlamış, sahneyi doldurmuştu.

Neyse arkasından kemerlerimizi bağlayarak “VİDA LOCA” ile uçuşa geçtik yine harika bir

-Gözlerini kapattığında çocukluğuna dair zihninde canlanan ilk görüntü ne?

Şu anda gözümü kapadım ve 7 yaşındayım, Disneyland'deyim. Annemle babam her doğum günümü orada kutlardı, oradan bir kek alıp mum üflerdik. Çok mutluydum Disneyland'de (gülüyor), her yerde kostümlü insanlar dolaşırdı, her yerde güzel dekorlar vardı. Muhtemelen sahne merakım orda gelişti.

-Kendinde en çok neyi eleştirirsin?

Utangaçlığımı eleştiririm. Daha atılgan daha vurdumduymaz olmak isterdim. Sosyal ortamlarda insanlara alışmam zaman alıyor ve çekingen davranıyorum; bu yüzden dışarıdan başlarda soğuk göründüğüm söylenir. 

-Biz neden Nilperi Şahinkaya’yı izleyelim?

Kendimden örnek veremem ama benim neden bazı oyuncuları izlemeyi tercih ettiğimi anlatabilirim. Her oyuncunun kendi enerjisi var, buna da imzası diyorum. Hepimizin beğendiği Meryl Streep'ten örnek verelim: Birbirinden farklı karakterler canlandırsa da hepsinde bir Meryl Streep yorumu var ve bu yorum dünyayı etkisi altında alıyor. Bu onun enerjisi, onun aurası diyebiliriz. Tam