-Gözlerini kapattığında çocukluğuna dair zihninde canlanan ilk görüntü ne?
Şu anda gözümü kapadım ve 7 yaşındayım, Disneyland'deyim. Annemle babam her doğum günümü orada kutlardı, oradan bir kek alıp mum üflerdik. Çok mutluydum Disneyland'de (gülüyor), her yerde kostümlü insanlar dolaşırdı, her yerde güzel dekorlar vardı. Muhtemelen sahne merakım orda gelişti.
-Kendinde en çok neyi eleştirirsin?
Utangaçlığımı eleştiririm. Daha atılgan daha vurdumduymaz olmak isterdim. Sosyal ortamlarda insanlara alışmam zaman alıyor ve çekingen davranıyorum; bu yüzden dışarıdan başlarda soğuk göründüğüm söylenir.
-Biz neden Nilperi Şahinkaya’yı izleyelim?
Kendimden örnek veremem ama benim neden bazı oyuncuları izlemeyi tercih ettiğimi anlatabilirim. Her oyuncunun kendi enerjisi var, buna da imzası diyorum. Hepimizin beğendiği Meryl Streep'ten örnek verelim: Birbirinden farklı karakterler canlandırsa da hepsinde bir Meryl Streep yorumu var ve bu yorum dünyayı etkisi altında alıyor. Bu onun enerjisi, onun aurası diyebiliriz. Tam adlandıramayız ama hepimiz hissederiz. Benim enerjimi beğenenler de beni izleyebilir (gülüyor)
-Perde arkasında bu kadar dünya tatlısı olurken projelerinde neden hep intikamcı ya da kötü kadın rollerinde görüyoruz?
Aslında hep kötü kadını canlandırmıyorum ama en çok izlenen dizilerde kötü kadın oldum evet, çoğunlukla aynı kadın rolü teklif ediliyor. Bu da yapımcı ve yönetmenlerin tercihi diyelim, onlara sormak lazım. Keşke oyuncuları ters köşe rollerde lanse etme merakı olsa. Maalesef oyuncuyu bir diziden "kesip" yeni bir işe "yapıştırmak" daha kolay geliyor. Keşke kolaya kaçılmasa. Ama şanslıyım, bana güvenen bazı yönetmenler sayesinde rol yelpazemi genişlettim.
-Yaş aldıkça hayata bakışında değişen şeyler oldu mu?
Gelecek korkum azaldı. Eskiden, doğal olarak, her konuda çok çabalıyordum. Belki daha istekliydim ama bunun temelinde hep kabul görme çabası vardı. Şimdiye bakarsak, her konuda, elimden gelen her şeyi yaptığımı biliyorum. Hep en iyisi için uğraştım, gören gördü, görmeyen de bundan sonra görmeyecektir. Kısacası; söylenecek her şey söylendi, yapılacak her şey yapıldı, bundan sonra da olması gereken olur. İçim daha rahat (gülüyor).
-Türkiye’de kadın olmak ne demek?
Kadınları konuşabilmemiz için önce cinsiyeti kenara bırakıp tüm toplumu konuşmalıyız. Eğitim konuşmak lazım, hukuk konuşmak lazım, tüm toplumsal zorlukları konuşmak lazım çünkü temel iyileşmeden kafa yapısı da değişmeyecektir. Baskı altında olan biri kendi çevresine de baskı uygulayacak. Öğretilmiş bir toplum baskısı var ve önce bu ezberi bozmak lazım. İstediği gibi giyinen, üreten, yaratan, yazan/çizen, konuşan, kısaca istediği hayatı seçen insanların yetişmesi için çaba göstermeliyiz. Sadece örnek olmak bile yeter.
-Hayatta herkesin bir kırmızı çizgisi var, sizin kırmızı çizginiz nedir?
Sorumsuzluk. İşini düzgün yapmayan insanlara resmen savaş açıyorum. Bir de üstüne bu tarz insanlar genelde ukala olur, işte o zaman tutmayın beni (gülüyor).
-Şimdiye kadar en cesur hareketin neydi?
Gecenin bir vakti tek başıma Belgrad Ormanı'na gitmiştim, gün doğumunu oradan seyretmek istemiştim. Güzeldi ama şimdi yap desen yapamam kimseye de önermem (gülüyor).
-Ekran dışındaki halini nasıl anlatırsın?
Evde yalnız vakit geçirmeyi çok seviyorum. Introvert/içe dönük dedikleri tipim. En çok kendi kendime eğleniyorum. Film izlemeyi çok severim, güzel bir film bulduğumda benim için şahane bir gündür. Tiyatroya gitmeyi çok seviyorum bir de, en sevdiğim aktivite. Sabah sahilde müzik dinleyip yürümeyi çok seviyorum. Yani rutin hayatımı çok seviyorum diyebilirim. Arkadaşlarıma da bayılırım, hepsi çok eğlenceli, çok şanslıyım. Gruptaki en iyi dinleyici benim. Soru sorulmadığı taktirde konuşmam ama keyifle dinlerim, Arkadaşlarım da güzel anlatır. Bana Polyanna derler, enerjim yüksektir, gülmeyi çok severim, çok da kolay gülerim. İyi empati kurarım, asla müdahale etmem, kimsenin kararlarına maydanoz olmam, olanı da sevmem (gülüyor).
-Popülerlik seni korkutuyor mu? Neden?
Saygı çerçevesi içinde olduğu taktirde korkutmuyor ama birkaç istisna var: Bir ortamda herkes hareketlerini izliyorsa, elini kolunu nereye koyacağını şaşırıyorsun. Ya da mesela saygısızca konuşanlar oluyor, o da çok rahatsız edici. Bir kere hastalıktan sürünerek hastaneye gitmiştim, iki hemşire koluma girip beni kaldırdı ve fotoğraf çektiler. Sonra hemşirelerden biri "keşke makyaj yapsaydın" dedi. Bu iyi bir örnek mesela.
-Elinde bir sihirli değnek olsa, bunca yıl emek verdiğin sektörde neyi değiştirmek isterdin?
Çok basit: en iyi olanların tercih edildiği bir sektör olmasını dilerdim. Kumar gibi bizim sektör, sırf şansa dayalı. Oysa yurt dışına bakın, sadece iyi oyuncular izliyorsunuz. Normalde bir oyuncu, iş disiplini ve yeteneğiyle başarı kazanmalı. Bizde de böyle olsun isterdim. Dünyada kaç tane ülkede, oyuncular konservatuardan değil de mankenlik yarışmalarından keşfediliyor? Yarışmalara katılanlara lafım yok, sonuçta bu böyle öğretildi. Ama bu sistem bana tuhaf geliyor.
-Hayatının en büyük hayal kırıklığı neydi?
1-2 tane hayal kırıklığım var, hep verilen sözün tutulmamasıyla ilgiliydi. ama bunlar sayesinde kendime söz vermeyi öğrendim, iyi oldu.
-Son olarak bu yeni yılda, seni yeni projelerde görebilecek miyiz? İpucu isteriz.
Öncelikle herkesin beklediği, Cem Yılmaz'ın projesi olarak bilinen "Ersan Kuneri" dizimiz var. Geçtiğimiz yaz çektik, Nisan'da Netflix'te yayınlanması bekleniyor. Dünya umurunda olmayan, oyuncu bir kadını canlandırıyorum. Düşündüğü gibi konuşup hareket eden, şuh ve komik bir kadın.
Bunun dışında, "nasıl fenomen oldum" isimli dizim Şubat ayında, Beinconnect'te yayınlanacak. Ala isimli, zengin bir ailenin kızı, bu yaşına kadar hayali bir fanusta yaşamış, bir gecede tüm varlığını kaybediyor ve hayata karışması gerekiyor. Tabii küçük problemler bile Ala için dünyanın sonu. O kadar alışık değil ki (gülüyor) sanırsın Monaco'dan gelmiş, düşünme sekliyle çok komik bir kadın. Ala sosyal medya fenomeni olmaya karar veriyor ve rezillikler silsilesi başlıyor. Bilirsin, bazı fenomenler için her yol mubah, ne samimiyet var ne kırmızı çizgi. Bu tarz olanları mercek altına aldık diyelim.
Kısa 5’te5 Sorular!
-Müzik dinlemek mi, kitap okumak mı?
Müzik
-Tiyatro mu, sinema mı?
Tiyatro
-Yasak Elma mı, Yeni Hayat mı?
Yeni Hayat
-Kerem Bursin mi, Uraz Kaygılaroğlu mu?
Kerem Kaygılarloğlu
-Netflix mi, Blu Tv mi?
Bluflix
Dt. Pertev Kökdemir
Havuz suyundaki klorun diş ve diş etlerine etkisi
12 Mayıs 2025
Duygu Sevinç Sevin
12 - 18 Mayıs haftası burç yorumları! 'Gizli saklı ne varsa ortaya çıkabilir'
11 Mayıs 2025
Dt. Pertev Kökdemir
Diş sıkma probleminden kurtulmanın 4 yolu
5 Mayıs 2025
Duygu Sevinç Sevin
5-11 Mayıs haftalık burç yorumları: En güçlü frekansta yaşanacak bir buluşma
4 Mayıs 2025
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
Gökyüzünde Mayıs ayı: Cesaret sınanıyor, yeni dönemin kapıları aralanıyor
1 Mayıs 2025