Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile sabah kahvaltısında buluştuk. Gürcistan’daki gelişmelerden genel siyasete, yaklaşan yerel seçimlerden adayların niteliklerine kadar geniş bir sohbet yaptık.
Elbette karşılıklı fikir alışverişinde de bulunduk. Yani konuşan sadece Gönül değildi.
Bizler de siyasetin fotoğrafını çekmeye çalıştık.
Şu düşüncelerimi kendisiyle de paylaştım.
Türkiye artık yeni bir siyaset diline sahip olmalı. Bu üslup ve stratejiler partiler üstü, geleceğin kentlerini yaratacak planlar içinde gerçekleşmeli. Şehirlerimizin büyük çoğunluğu 60’lı yıllarda yaşanan büyük göçün sıkıntılarını henüz gideremedi. Binaların yarıdan fazlası kaçak... Altyapıyla ilgili çalışmalar gelecek için çok umut vermiyor. Kentlerimiz mimari anlamda geçer not alabilecek düzeyde değil.
Geçmişin hataları bugün estetik facialarına dönüşmüş durumda.
Yaratıcılıktan uzakta, büyük projelerin yanından geçmeyen, günü kurtarmanın peşinde koşan belediyecilik anlayışı Türkiye’ye hakim... Bunda mevcut belediye başkanlarına bütün suçu atma gibi bir niyetimiz de yok. Faturayı bir kişiye kesmek çok doğru olmaz.
Ama bir suçlu aramak gerekirse 60’lı yıllardan bu yana siyaset yapan, aflarla kamu düzenini bozan, görmezden gelen, hatır gönül ilişkisini sonuna kadar kullanan, “bizdendir, ellemeyelim” anlayışla hareket eden herkes suçludur.
Bundan sonra belediye başkanlarının kimler olacağı çok daha fazla önem kazanıyor. Halkın beklentileri geçmişe göre çok daha fazla ve somut projeler duymak istiyorlar. O yüzden adayların açıklanması son dakikaya bırakılmamalı. Adaylara kendilerini, projelerini ve bunları hangi kadrolarla, hangi kaynaklarla yapabileceklerini anlatabilmeleri için yeterli süre verilmeli. İzmirliler de artık bunu bekliyor.
* * *
Bakan Gönül, deneyimli bir devlet adamı. İzmir’in sorunlarını da, fırsatlarını da yakından biliyor.
Kendisinin de koyduğu teşhisler bu düşüncelerime paralel şekilde... Gönül, AKP’nin kapatma davasıyla ilgili aceleci davranmasını yerel seçimlere bağlıyor. Süreci hızlandırabilmek için ek savunmaların verilmediğini ve parti üst yönetimin ekim ayıyla birlikte süreci hızlandıracağını söylüyor.
Merkez Karar Yönetim Kurulu’nda bir takvim belirlenmiş. Ağustosu tatilde geçiren AKP’liler, ramazan ayının bitmesini bekleyecek. Ekim ayında da Türkiye genelinde anket çalışmaları başlayacak.
Halka kimi aday görmek istedikleri sorulacak. Bu isimlerin belirlenmesinde il yönetimleri aktif görev alacak. Genel Merkez’in de özellikle büyükşehirlerde ve kritik görülen şehirlerde isim tercihlerini yine anketlerle yoklamaya çalışacak.
* * *
Kahvaltımızda AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül de vardı. Şengül’ün ağzından birkaç defa “Kasım ayı...” çıktı. Demek ki, AKP’nin adayını muhtemelen kasım sonu açıklaması beklenebilir.
Bakan Gönül’ün “CHP’nin adayını netleştirmesini bekler misiniz?” sorusuna yanıtı “Biz kendi takvimimize bakarız” olsa da; İzmir, İstanbul, Ankara’da her iki partinin de karşılıklı adımlar atılmadan hareket edeceklerini zannetmiyorum.
Konuşmalarımız arasında Bakan Gönül’ün üzerinde durduğu bir başka detay “kentlerin ahenk içinde yönetilmesi” ydi. Yani belediyelerle merkezi hükümetin ortak hareket edebilmesi...
Ben ise burada halkın iradesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kişilerin tercihi olduğu gibi kentlerin de tercihi olabilir. Sonuçta ortaya çıkan iradeye herkesin saygı göstermesi gerekir.
Bakan Gönül’ün “Kentteki dinamiklerin uzlaşmayı bilmesi gerekir” sözüne de tamamen katılıyorum.
Bunun içine merkezi hükümetle belediyeler kadar; sivil toplum örgütlerini de, odaları da, dernekleri de katıyorum.
* * *
Özetle...
AKP bir değişiklik olmazsa bu sefer seçimlere 40 gün kala değil, üç ay kala ismi açıklayarak gidecek. Kafalarda dolaşan isimler var mı?
Elbette var... Temasta olunanlar, nabız yoklananlar var.
Bu isimler anketlere girer mi?
İşte bunun cevabını ne Vecdi Gönül’den, ne de Aydın Şengül’den bugün için almak mümkün değil.