Arşivimde TOBB bünyesindeki sanayi, ticaret odaları ve borsaların başkanları ve yönetim kurullarından oluşan bir heyetin, Anıtkabir’e yaptığı ziyaretten bir fotoğraf vardı. Klasik bir Ankara fotoğrafı... Onlarca oda başkanının içinde olduğu bu fotoğrafta bir tek kadın yoktu. Girişimci dendiğinde hep akla erkekler mi geliyor bu ülkede? Galiba öyle...
Ama öyle başarılı kadınlarımız, öyle adından söz ettiren girişimcilerimiz var ki...
Peki onlar niye sivil toplumun bu en önemli omurgasında aktif olarak görevde değiller?
Eğer bir değişimden söz ediyor ve geleceğin farklı olmasını istiyorsak; Türkiye’nin bu fotoğrafının değişmesi gerekmez mi? Ben ısrarla kadınlarımızın, gençlerimizin Türkiye’nin yönetiminde daha aktif yer alması gerektiğini söylüyorum. Aslında bir takım adımlar atılmıyor değil.
Örneğin bahsettiğim bu TOBB fotoğrafını Başkan Rıfat Hisarcıklıoğlu da fark etmiş olacak ki; “Kadın Girişimciler Kurulu” oluşturma çabasında...
Ama benim endişem; kurulların, komitelerin işlerlik kazanmaması, yönetim planlarına geçmemesi...
Bu girişimin içinde yer alan bir dostuma, kendi satırlarıyla konuyu aktarmasını istedim. Ege Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren SteamLab Sterilizasyon Gıda Sanayi firmasının CEO’su Şebnem Karasu, bakın neler diyor...
* * *
“TOBB, bir süre önce Aynur Bektaş başkanlığında bir ‘Kadın Girişimciler Kurulu’ kurdu. Bu kurul illerdeki sanayi, ticaret odaları ve borsalar aracılığıyla kadın girişimcileri belirlemelerini istedi. Bu girişimciler bir araya geldi ve başkanlık seçimlerini yaptı. Hatta bazı iller hemen faaliyetlerine başladı.
İşte bu kadın girişimcilerden yaklaşık 800 kadarı Ankara’da bir araya geldi. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun da birer konuşma yaptığı ‘1. Kadın Girişimciler Kongresi’ndeki ana tema, kadının adının Türkiye’de daha fazla duyurulmasıydı. Pozitif ayrımcılık konusunda bir söz verilmediyse de kadınların oda ve borsa seçimlerinde aktif rol almaları ve seçilmeleri için bazı önerilerde bulunuldu. Bunun yanında işkadınlarının birbirleriyle tanışmalarını sağlayacak bir network kurulması da amaçlanıyor. Bu oluşum pozitif olmakla birlikte gerekli misyon, vizyon ve koordinasyon sağlanmadığı takdirde ölü doğmaya mahkum...”
Peki bu oluşama İzmir’den katılım ya da İzmir’in ilgisi nasıl olmuş?
Karasu’nun verdiği bilgiye göre İzmir’den listeye giren 50 girişimci işkadınının yüzde 40’ı Ankara’daki toplantıya katılmış. Bu oranı ben düşük buldum. Keşke daha kuvvetli bir katılım olabilseydi.
İzmirli girişimci kadınlar kente katma değer sağlayacak ve kadınların önünü açacak projeleri konuşmak üzere önümüzdeki günlerde bir araya gelecekmiş.
Kadın girişimciliği sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada farklı engellemelerle karşı karşıya... Ama mücadele etmek gerekir; kadının iş hayatında daha fazla yer almasını sağlamak gerekir. Başka türlü gelişen bir Türkiye yaratmamız gerçekten zor olacak.
Peki Şebnem Karasu’nun önerileri neler?..
“Burada, kadınlara çok iş düşüyor. Önce kendine güvenmeli, sonra cesaret etmeli. Çok çalışmalı, daha çok çalışmalıyız. Göğsünü gere gere, gerektiğinde hatalı seçimlerinin sonuçlarına katlanarak ama asla yılmadan başarıya doğru ilerlemek. Gerçekçi hedefler koymak, bu hedeflere ulaşmak için plan yapmak, gerekli kaynakları araştırmak... Bulmak, varsa teşvik imkanlarından yararlanmak, hırsın asla aklın önüne geçmesine izin vermemek... Aklına, beynine, kalbine güvenerek inançla yol almak. Bu yolda karşılaşılacak (ve bunlar mutlaka olacak) problemleri sadece aşılacak birer tepe olarak görmek, yılmamak, şikayet etmemek... Büyük resmi kaybetmemek, dürüstlükten asla ödün vermemek, kadın olmayı unutmadan ama iş hayatının hassas çizgileri ve dengelerine dikkat ederek çalışmak. Stresin kendini ve etrafını zedelemesine izin vermemek ve stresi pozitif kanallara kaydırabilmek. Aile, arkadaş ve kişisel zamanlara mümkün olduğunca, dengeleri arada şaşsa da zaman ayırabilmek. Yaratılan her iş sahasının, verilen her işin ülke için, toplum için iyi olduğunu bilerek bundan haz duymak; ama insan çalıştırmanın da maddi-manevi zorluklarına katlanmak. Zamanı çok iyi kullanmak, para hesabını çok iyi yapmak ve her daim gözü açık olmak...”
Şebnem Karasu’nun bu önerilerini kadın-erkek demeden yapmak gerekir. Bence bu sayılanlar başarıyı yakalamak isteyen her insanın kulağına küpe yapacağı tavsiyeler...
Son sözü yine Karasu’ya bırakalım:
“Evet, bunların hiçbiri kolay değil. Ancak karşılığında bağımsız, özgür düşünebilen, iline, ülkesine işgücü yaratabilen, hayata katma değer sağlayabilen, hayattan kopmadan, olması gerektiği gibi erkeğin önünde veya arkasında değil, yanında yer alan kadınlar olmak istiyorsak, nüfusunun yarıdan fazlası kadın olan ülkemizde ve bugünkü ekonomik, politik ve sosyal şartlar dikkate alındığında daha çok önem kazanıyor...”
Ben de “Kadın Girişimciler Kurulu” nun başarılı olması diliyorum.