9 Eylül İzmir için çok anlamlı bir gün... Bu coşku yıllardır aynı heyecanla kutlanır.
9 Eylül’ün Türkiye Cumhuriyeti için de sembolik bir anlamı var.
Çağdaşlığı, modernliği, geleceği çağrıştıran bir kenttir İzmir’dir.
O yüzden sadece İzmirliler değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı bu günün kıymetini çok iyi bilmektedir.
Öyle anlaşılıyor ki, 2000’li yıllardan sonra İzmir’e farklı bir siyasi anlam da yüklenmiştir.
İktidar İzmir’i “fethedilmesi gereken bir kale” olarak yorumlarken, muhalefet ise İzmir’i “Atatürk Cumhuriyeti’nin ve modern Türkiye’nin sembolü” olarak göstermektedir.
2009 Mart’ındaki yerel seçimlerde bütün gözler burada olacaktır.
Bu artık belli olmuştur.
CHP lideri Deniz Baykal da iki haftada bir farklı programlarla İzmir’e gelmeye başladı.
Önce fuarın açılışına katıldı, ardından Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ve Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ın oğullarının nikah törenlerinde şahitlik yaptı.
Kent merkezinde ve ilçelerde birçok açılışa ve toplantıya daha katıldı.
Baykal bugün de İzmir’de...
Fakat bu sefer bütün kurmaylarıyla birlikte geliyor.
Partinin en üst organı olan Merkez Yönetim Kurulu toplantısını İzmir’de yapacak.
Baykal geçtiğimiz günlerde “CHP’nin hantallaştığını” dile getirmiş ve partide yeniden yapılandırma sinyallerini vermişti.
Bu mesajı da iyi okumak gerekiyor.
Değişimin ve parti içindeki yeni kurulların çalışmaya başlayacağı ilk adım yerel seçimler olacak.
Çünkü CHP’nin karşısında genel siyaseti yerelle finanse eden bir AKP var.
1994’te başlayan bu süreç hala devam ediyor.
Seçimlerden benzer sonuçlar çıkarsa siyasetin yol haritası kısa vadede değişmeyecek, muhalafette olan partiler için de daha zor bir dönem başlayacaktır.
O yüzden 2009’un Mart’ı farklı bir anlam da ifade ediyor.
* * *
Tekrar İzmir’e dönecek olursak...
Büyükşehir Belediye Başkanlığı için verilecek karar merakla bekleniyor.
Bunun için öncelikle Başkan Aziz Kocaoğlu’nun kişisel kararı çok önemli...
Neden mi?
Çünkü aday olup olmama kişisel bir tasarruftur.
Pazar günü de yazdım.
Kocaoğlu başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana müthiş bir tempoyla çalıştı. Tatil bile yapmadı diyebiliriz.
Ben Kocaoğlu’nun bir haftalık tatilini böyle yorumluyorum.
Kocaoğlu, 4.5 yıldan bu yana yaşadıklarını düşünmek ve kendi kafasındaki takvime uygun adım atabilmek için İzmir’den uzaklaşmıştır.
Seçim İzmir’de olacaktır. İstanbul, Ankara gibi diğer büyükşehirler de önemlidir ama asıl fırtına burada kopacaktır.
Dediğim gibi başkanlığa devam edip etmemeyle ilgili karar öncelikle Aziz Kocaoğlu’na aittir.
Ben henüz Kocaoğlu’nun kafasındaki fotoğrafı netleştirdiğini düşünmüyorum.
Daha önceki konuşmalarında da kendisi seçimden beş-altı ay önce bir karara varacağını ve bunu Genel Başkan Deniz Baykal’la paylaşacağını söylemişti.
Makul olan da budur.
İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP’nin sahip olduğu en önemli başkanlık koltuklarından biridir.
Mevcut başkanın kararı netleşmeden farklı adımlar atmak mümkün değildir.