Bazı ünlü sporcuların aktif hayatlarını tamamladıktan sonra siyasete girmeleri görülen bir şey... Çoğu özellikle de futboldan kazandıkları para daha cazip geldiği için teknik direktör olarak yoluna devam ediyor ama siyaseti de tercih edenler yok değil.
Örneğin geçen yıl Fenerbahçe’yi çalıştıran Zico, 199092 yılları arasında Fernando Collor de Mello hükümetinde Spor Bakanlığı yapmıştı.
Türkiye’de F.Bahçe Teknik Direktörü olarak Zico kendini bir türlü spor basınına kabul ettiremese de Brezilyalılar hala ünlü futbol adamının ülkesinde aktif görev almasını bekliyorlar.
Bu beklenti boşuna da değil.
Zico, o zaman “spor kulüpleri ticaret yasasını” kanunlaştırmıştı.
Bu kanun sayesinde Brezilya futbolu derin bir nefes almıştı.
Brezilya Futbol Kulüpleri Birliği şimdi yeniden Zico’nun Spor Bakanı olması için yoğun çaba sarfediyorlar.
Çünkü Brezilya futbolu yine büyük sıkıntı içinde.
Yabancılar ülkenin dev takımlarını bir bir satın alıyorlar.
Brezilya Futbol Kulüpleri Birliği başbakanlarıyla birlikte ülkede sözü dinlenen Palmeiras Başkanı Affonso ile Santos Başkanı Teixeira’ya birer mektup yazarak Zico’nun yeniden spor bakanı olmasını istiyor.
Başbakan Lula’nın Spor Bakanı Jesus Junior’dan memnun olmasına rağmen kulüplerin dar boğazdan kurtulması için Zico’yu göreve davet edebileceği söyleniyor. Görelim bakalım Türkiye’de “riziko” olarak görülen ama Şampiyonlar Ligi’nde başarılı sonuçlar alan Zico’nun bundan sonra neler yapacağını...
* * *
Size bir örnek daha vereyim. Arnold Schwarzenegger’i film oyuncusu olarak daha çok tanıdık.
Ancak onun sinemaya geçişi de spor sayesinde oldu. Sonra da siyasete girdi.
Schwarzenegger, 2003 seçimlerinde Kaliforniya valisi seçildi.
Arnie diye de anılan Schwarzenegger, küçük yaşlarda vücut geliştirmeye ağırlık verdi ve bu yönde sayısız ödül aldı. 20 yaşına geldiğinde vücut geliştirmede Dünya Şampiyonluğu elde etti. Bu ödülün ardından 13 kez daha bu unvanı kazandı.
Schwarzenegger, halen birçok kişi tarafından bu konuda en büyük isim olarak anılıyor.
1979 yılında Wisconsin Üniversitesi İşletme ve Ekonomi bölümünden mezun oldu ve daha önceki yarışmalardan kazandığı paraları, vücut geliştirmede kullanılan aletleri pazarlayan şirkete yatırım yaparak değerlendirdi.
22 yaşında bir milyoner olan Arnie oyunculuğa bu dönemden sonra merak sardı. Seçimlerde rakiplerini alt etmek için her yönteme başvuran Arnold’un en büyük destekçisi ise J. F. Kennedy’nin yeğeni olan eşi Maria Shriver oldu.
Schwarzenegger eski dışişleri bakanlarından George Shultz’u ekibine dahil etti ardından da dünyanın en zengin ikinci kişisi Warren Buffet’ı mali danışman olarak ilan etti.
Avusturya kökenli Arnold Schwarzenegger artık dünyanın beşinci büyük ekonomisi California’yı yönetiyor.
* * *
Önceki gün televizyonları, internet sitelerini takip ederken geçen haberlere baktım.
Başlıklar şöyleydi.
“Cumhurbaşkanlığı’ndan Hakan Şükür açıklaması...”
“Hakan Şükür Başbakan’la görüştü, açıklama yaptı...”
“Belediye Başkanı oluyor...”
Hakan Şükür’ün bütün bu söylentiler ve görüşmelerden sonraki açıklamaları da ilginçti.
“Sadece benim sportif yanımla ilgili ne yapmam gerektiği hakkında konuştuk. Geniş bir ailem var. Geleceğimi ona göre şekillendirmek zorundayım...”
Şu kulüp mü, diğeri mi tartışılan...
Bunun kadar söyledikleri, bağlantıları ve tavırlarıyla eleştiri konusu olan Hakan Şükür, ailesi olarak gördüğü Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşmeden bir karar veremiyor.
Evet...
Dünyada spordan siyasete giren örnekler var.
Bizdeki de böyle...
Sahi devletin iki önemli makamı Şükür’ü neden kabul eder?