Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İn­gil­te­re’de­ki Char­te­red Ma­na­ge­ment Ins­ti­tu­te’un yap­tır­dı­ğı bir an­ket iş­ko­lik­ler ak­lın­da önem­li ipuç­la­rı ve­ri­yor. An­ke­te gö­re...
İn­gi­liz iş­ko­lik­ler her yıl ta­til­le­rin­den 19 gü­nü iş için fe­da edi­yor­lar.
Bu­na ge­rek­çe ola­rak da iş­le­ri­ni ye­tiş­ti­re­me­me en­di­şe­si­ni ve so­rum­lu­luk­la­rı­nı dev­re­de­me­me güç­lü­ğü­nü gös­te­ri­yor­lar.
Yö­ne­ti­ci­le­rin yak­la­şık üç­te bi­ri, kul­lan­ma­dık­la­rı için bir son­ra­ki yı­la ak­ta­rı­lan ta­til­le­ri ol­du­ğu­nu be­lir­ti­yor. Yüz­de 29’u ise ta­til ye­ri­ne ma­aş al­ma­yı ter­cih edi­yor. An­ke­tin di­ğer bir il­ginç so­nu­cu da şu... 550 yö­ne­ti­ci­nin yüz­de 88’i ta­til­le­rin­de is­ti­fa edi­yor ve yıl­lık ta­til­le­ri ye­ri­ne da­ha yük­sek maa­şı ya da es­nek ça­lış­ma or­tam­la­rı­nı ter­cih edi­yor­lar.
Ay­rı­ca, her dört yö­ne­ti­ci­nin bi­ri ta­ti­le git­ti­ği ya da iş­ten ay­rıl­dı­ğı za­man iş­le il­gi­li ema­il ya da ses­li me­saj­la­rı­nı kon­trol edi­yor.
Yüz­de 13’ü en az bir kez ofi­si arı­yor.
Yö­ne­ti­ci­le­rin dört­te bi­ri ta­til­de ça­lış­ma­ya de­vam et­mez­se işi ye­tiş­ti­re­me­ye­ce­ği­ni, yüz­de 17’si ise iş­le­ri­ni baş­ka­la­rı­na ema­net et­me­nin çok zor ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yor.
An­ket son­ra­sın­da Char­te­red Ma­na­ge­ment Ins­ti­tu­te iş­ko­lik­li­ğin üç ne­den­den kay­nak­lan­dı­ğı­nı vur­gu­lu­yor.
İn­san­lar, git­tik­çe da­ha çok ça­lış­ma­yı ge­rek­ti­ren iş dü­ze­ni ve bu dü­ze­ne uyum sağ­la­yan iş çev­re­le­ri yü­zün­den ça­lış­maz­lar­sa ge­ri ka­la­cak­la­rı­nı dü­şü­nü­yor­lar.
Bu yak­la­şım, iş­ko­lik­li­ğin sos­yal ne­de­ni­ni oluş­tu­rur­ken; ba­şa­rı­nın git­tik­çe da­ha mad­di ve eko­no­mik ka­za­nım­lar­la de­ğer­len­di­ril­me­si ise fi­nan­sal bo­yu­tu­nu oluş­tu­ru­yor.
Bir di­ğer bo­yut ise tek­no­lo­jik ge­liş­me­ler.
Epos­ta, cep te­le­fo­nu, me­saj, faks ma­ki­ne­le­ri ve di­ji­tal or­ga­ni­za­tör­ler, sı­nır­la­rın çi­zil­me­si­ni en­gel­li­yor, özel ya­şa­ma ay­rı­lan za­ma­nı azal­tı­yor.
Tür­ki­ye’de de ben­zer bir tab­lo­nun ol­du­ğu­nu söy­lü­yor uz­man­lar...
Ül­ke­miz­de an­ket ça­lış­ma­la­rı gi­de­rek da­ha da önem ka­za­nı­yor, fark­lı ko­nu­lar­da araş­tır­ma­lar ya­pı­lı­yor.
Ama bu ko­nu­da sağ­lık­lı ve­ri­ler eli­miz­de he­nüz yok.
Ko­nuş­tu­ğum uz­man­lar, Tür­ki­ye’de de fark­lı bir du­ru­mun ol­ma­dı­ğı­nı söy­lü­yor­lar.
An­cak bir ha­tır­lat­ma yap­ma­dan da ede­mi­yor­lar. İş­ko­lik­ler bir ya­na Av­ru­pa’da ho­bi edin­me alış­kan­lı­ğı da bi­zim­le kı­yas­lan­ma­ya­cak bo­yut­lar­da...
*   *   *
Çev­rem­de çok sık duy­du­ğum bir cüm­le var.
“Ho­bi­le­re va­kit kal­mı­yor...”
Biz Türk­ler ge­nel­lik­le ho­bi edin­me­yi emek­li­lik dö­ne­mi­ne bı­ra­kı­yo­ruz.
Dü­şü­nün; spor yap­ma­yı, spor­la il­gi­len­me­yi ve bu alan­da bir ta­kım araş­tır­ma­lar yap­ma­yı plan­lı­yor­sa­nız emek­li­lik çok geç ol­maz mı?
Ya da mü­zik­le uğ­raş­mak...
Ger­çek­ten de mü­zik eği­ti­mi al­mak için emek­li­li­ği­ni­zin gel­me­si­ni mi bek­le­ye­cek­si­niz? Ne ya­zık ki, bir­ço­ğu­muz bu ha­ta­yı ya­pı­yo­ruz.
Ba­zı şey­ler için de iş iş­ten geç­miş olu­yor.
İşi ve özel ha­ya­tı...
İş di­sip­li­ni­ni ve ho­bi­le­ri...
Hep bir­bi­ri­ne ka­rış­tı­rı­yo­ruz.
Emek­li­lik­te ho­bi edin­me­ye kalk­tı­ğı­mız­da da yap­mak is­te­dik­le­ri­miz­de çok geç kal­dı­ğı­mı­zı an­lı­yo­ruz.

Genetik açıdan Anadolu
Böl - yönet politikasının uygulandığı bir dünya düzeni devam ederken, özellikle de Türk insanının genetiği üzerinde yapılmış bilimsel araştırmaları incelemenin yararlı olduğu kanısındayım.
“Bilim ve Gelecek” dergisi Haziran sayısında “Anadolu’nun genetik yapısı” ele alınmış. İlk insanların Afrikalı oldukları; 50.000 yıl kadar önce Ortadoğu’ya, oradan Avrupa ve Asya’ya, son olarak da Pasifik Adaları ve Amerika’ya göçler yaşandığını; Hititler ve Luviler gibi ilk Anadolu uygarlıklarının kültür ve dillerinin diğer kültür ve dillerin gelişiminde kaynak oluşturdukları anlatılıyor. Çok sayıda bilimsel araştırmada saptanan şu bulgu kesin: “Türkiye’de yaşayan insanların az bir bölümü (%3.4 - 12) Orta Asya kökenli iken, büyük çoğunluk Anadolu, Doğu Akdeniz, Orta ve Yakındoğu’dan (%88  94.1) köken alıyor...”
Günümüz Türkiye’sinde yaşayan insanların bazı toplumlarla genetik uzaklıklarını bildiren çeşitli araştırmalarda ise büyük olasılıkla seçilen örneklere bağlı farklar görülüyor. Dergideki veriler (rakam ne kadar küçükse o kadar yakın): İranlı 0.75, Ürdünlü 0.77, Türkmen 1.04, Iraklı 1.12, Lübnanlı 1.57, Doğu Özbek 1.67, Ermeni 2.00, Kuzey Çinli 4.21, Yakut Türkü 7.35.
Uyar ve arkadaşları (Türk): Bulgar 2.05, İtalyan 3.21; Yunan 3.38; Alman 4.61; Kuzey İrlandalı 8.18; Polonya ve Rusya’daki Yahudiler 8.56; Ürdünlü 9.53; Bask 14.05; Japon 19.81.
*   *   *
Arnaiz-Villena ve arkadaşları (İspanyol - Türk ortak): Eskenazi olmayan Yahudi 0.15; Ermeni 0.78; Lübnanlı (Kafar Zubian-Şii) 1.52; İranlı 2.80; Eskenazi Yahudi 3.05; İtalyan 3.27; Giritli 3.85; Lübnanlı (Niha El Shouff) 4.55; Portekizli 11.00; Yunan 19.42; Bask 28.8; Japon 30.25. Aynı İspanyol araştırmacı Makedonların Yunanlardan çok, Türkler gibi “eski Akdenizliler” e yakın olduğunu, Yunan halkınınsa Etiyopyalılarla genetik yakınlık gösterdiklerini bildirmiş.
Tüm insanların genetik açıdan %99.9 benzer olduklarını ve genetik olarak farklı insanların oluşturduğu bir “ırk” kavramının bulunmadığını kanıtlayan genetik bilimindeki gelişmeler Türklerin Anadolu’ya ilk kez 1071’de geldikleri tezini şimdiden yıkıp atmış.
*   *   *
İlk hümanist Mevlana’nın dizeleriyle bitirelim.
“Hintliler, Kıpçaklar, Anadolulular, Habeşler (Etiyopyalılar);  Hepsi sessiz yatıyor mezarlarında, ayrı ayrı ama hep aynı renkteler.”
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, ulgenok@ulgenok.net)