Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maz­har Zor­lu işa­dam­lı­ğı­nın öte­sin­de ay­nı za­man­da iyi bir spor ada­mıy­dı. Türk sa­na­yi­si­ne bir­çok il­ki ka­zan­dır­dı­ğı gi­bi Türk fut­bo­lu­na da önem­li pro­je­ler ka­zan­dır­mış­tı.
Sağ­lı­ğın­da sık sık bu­lu­şur soh­bet eder­dik.
Maz­har Zor­lu her bu­luş­tu­ğu­muz­da an­la­tır­dı.
“Birşey­le­ri de­ğiş­tir­mek için ehil in­san­la­rın ik­ti­dar­da ol­ma­sı la­zım. İk­ti­dar güç sa­hi­bi ol­mak için de­ğil; doğ­ru­la­rı yap­mak, ada­let­li dav­ran­mak ve ge­le­ce­ği şe­kil­len­dir­mek için önem­li­dir...”
Zor­lu si­ya­set­le de il­gi­le­nir­di ama onun bu söz­le­ri da­ha çok si­vil top­lum ör­güt­le­ri, oda­lar, der­nek­ler için­di.
Çün­kü par­la­men­to­dan da­ha çok si­vil top­lu­mun de­mok­ra­si­nin ge­liş­me­sin­de önem­li ol­du­ğu­na ina­nı­yor­du.
Si­ya­si­ler bu plat­form­lar­dan ge­le­cek bas­kı­la­ra gö­re po­li­ti­ka­la­rı­nı ge­liş­tir­me­liy­di. Ger­çek­ten de ken­di­si TÜ­Sİ­AD’ın ku­ru­lu­şun­da gö­rev alan 10 işa­da­mın­dan bi­riy­di.
Fut­bol sev­gi­si onu Fut­bol Fe­de­ras­yo­nu’nda gö­rev yap­ma­ya zor­la­dı. Bu sü­reç onu 1980’de baş­kan­lı­ğa ka­dar ta­şı­dı.
Al­tı ay gi­bi kı­sa bir dö­nem gö­rev yap­tı. Ama des­te­ği­ni hiç bı­rak­ma­dı.
Gün­lük ba­şa­rı­la­rın pe­şin­de de­ğil, ge­le­ce­ğin spor­cu­la­rı­nı ye­tiş­tir­mek için tüm Tür­ki­ye’de pro­je­ler ge­liş­tir­di. Ölü­mün­den bir­kaç haf­ta ön­ce be­ra­ber ol­du­ğu­muz­da bi­le dü­şün­dü­ğü ye­ni ya­tı­rım­la­rı ba­na an­lat­mış­tı.
*     *      *
Bu yol­dan bir Zor­lu da­ha geç­ti. Ke­mal Zor­lu, tam 14 yıl son­ra 1994’te se­çim­le­re gir­di. Ge­nel Ku­rul’da kar­şı grup sa­lo­nu terk et­miş, Zor­lu 87 oy­la se­çim­le­ri ka­zan­mış­tı.
Dö­ne­min Baş­ba­ka­nı Tan­su Çil­ler, “Ke­mal Bey, se­çil­di­ği­ni is­pat et­sin” de­yip spo­ra si­ya­se­ti so­kun­ca, ar­ka­sı­na dö­nüp bak­ma­dı; bu def­te­ri de bir da­ha aç­ma­mak üze­re ka­pat­tı.
Ama emi­nim...
Ka­mu­oyu Zor­lu’nun ar­ka­sın­da dur­say­dı; si­ya­set fut­bo­la mü­da­ha­le et­me­sey­di, Türk spo­ru bu­gün en azın­dan da­ha iyi bir alt­ya­pı­ya sa­hip ola­bi­lir­di.
Ol­ma­dı...
Tür­ki­ye’nin kı­sır­dön­gü­le­ri, iç he­sap­laş­ma­la­rı, si­ya­si den­ge­le­ri bu­na izin ver­me­di.
*     *      *
15 Tem­muz’da bir ya­zı yaz­mış­tım.
Ha­san Do­ğan’ın ve­fa­tın­dan he­nüz bir­kaç gün geç­miş­ti.
Tür­ki­ye tam bir şok­tay­dı; Mil­li Ta­kım’ın Av­ru­pa’da­ki ba­şa­rı­sı­nın key­fi­ni tam çı­ka­ra­ma­mış­ken bu ölüm ha­be­ri her­ke­si üz­müş­tü.
Ama ha­yat de­vam edi­yor­du.
Türk fut­bo­lu­nun ba­şa­rı­la­rı­na de­vam ede­bil­me­si dün ya­pıl­ma­sı ge­re­ken şey­le­ri za­man kay­bet­me­den ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si­ne bağ­lıy­dı.
Ve Mah­mut Öz­ge­ner’in ye­ni dö­nem için en iyi isim ola­ca­ğı­nı or­ta­ya at­mış­tım.
Öy­le an­la­şı­lı­yor ki; Ku­lüp­ler Bir­li­ği Vak­fı’nın ar­dın­dan ikin­ci ve üçün­cü lig ku­lüp­le­ri de 19 Ağus­tos’ta ya­pı­la­cak baş­kan­lık se­çi­mi­nin ger­çek­leş­ti­ri­le­ce­ği Fut­bol Fe­de­ras­yo­nu Ola­ğa­nüs­tü Ge­nel Ku­ru­lu’nda Mah­mut Öz­ge­ner’i des­tek­le­ye­cek.
Dün bir des­tek de İz­mir Baş­kan­lar Ku­ru­lu’ndan gel­di.
İz­mir’de­ki 22 si­vil top­lum ku­ru­lu­şu­nun baş­ka­nı or­tak bir dek­la­ras­yon açık­la­ya­rak Öz­ge­ner’i Fe­de­ras­yon Baş­ka­nı ola­rak gör­mek is­te­dik­le­ri­ni bü­tün Tür­ki­ye’ye du­yur­du­lar.
Bu ger­çek­ten an­lam­lı...
1980’de Maz­har Zor­lu’nun, 1994’te Ke­mal Zor­lu’nun ar­ka­sın­da İz­mir’in baş­kan­la­rı ele ele tu­tu­şa­bil­sey­di; bu­gün Türk fut­bo­lu­nun da, İz­mir fut­bo­lu­nun fo­toğ­ra­fı­nın da da­ha iyi ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum.
Bir de­tay da­ha...
Mah­mut Öz­ge­ner, Ha­san Do­ğan’ın ve­ki­li ol­du­ğu için de­ğil; Baş­kan­lar Ku­ru­lu’nun bil­di­ri­sin­de den­di­ği gi­bi “İş ha­ya­tın­da, spor yö­ne­ti­ci­li­ğin­de mu­te­va­zılığı, ça­lış­kan­lı­ğı, bil­gi­li, ki­şi­lik­li, li­der ta­vır­lı ve uz­laş­ma­cı dav­ra­nış­la­rıy­la ön pla­na çık­tı­ğı” için baş­kan­lı­ğa öne­ri­li­yor.
Ben de bü­tün kal­bim­le bu bil­di­ri­ye des­tek ve­ri­yor; İz­mir­li baş­kan­la­rı bun­dan böy­le Tür­ki­ye’nin ve İz­mir’in önü­nü açan her pro­je­de el ele ver­me­ye da­vet edi­yo­rum.