Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hafta başında gazetede bir toplantımız vardı. Görüşmelerimizi yaptıktan sonra saatimize baktık, uçağımıza daha üç saat var.
Havaalanına gidip bir şansımızı deneyelim istedik.
Biletimizi erkene alıp İzmir’e dönecektik.
Kontuara gittiğimizde uçağımızdan bir saat önce gidebileceğimizi öğrendik.
Sevindik...
Biletlerimizi değiştirdik.
Tam okuyamadığımız gazeteleri elimize aldık, zamanın dolmasını bekledik.
Önce bir başka çıkış kapısı anons edildi, ardından uçağa yarım saat kala çıkış değiştirildi.
Neyse...
Biletimizi verdik, uçağa bindik.
Uçakta kalabalık bir turist grubu var.
İtalyan grup bir gece İzmir’de kaldıktan sonra Meryem Ana’ya gidip hacı olacakmış.
Uçakta rahip de var.
Bizim koltuk numaramız 29 F...
Uçağın içinde arkalarda olan koltuğumuza doğru yürüyoruz.
21, 22, 23, 24, 25...
Ve uçağın sonu...
Arkalarda bir yığılma...
Gelen hostese numarasını gösteriyor.
“31 F...”
“32 E...”
*    *    *
Belli ki uçak son anda değiştirilmiş ama bundan ne bilet gişesindekilerin haberi var ne de uçuş personelinin...
Öyle olsa hata fark edilir, uçağa binmeden gerekli önlemler alınır ve yolcular öyle alınırdı.
Host’un (erkek hostesin) tek söyleyebildiği, “Bizim bir suçumuz yok, yetkilileri bekliyoruz” oluyor.
Uyarıyoruz, “Bari yeni gelen yolcuları uçağa bindirmeyin, sorun çözümlendikten sonra alın” diyoruz ama onu da dinleyen yok.
Biraz sonra görevliler geliyor, elimizdeki bileti alıp tükenmez kalemle yeni numaralarımızı yazıyorlar.
Ama bu da çare olmuyor.
Çünkü yeni numaralarda da başka yolcular oturuyor.
Sonunda boş koltuk bulan oturuyor ve uçak hareket ediyor.
Pilotun anonsu duyuluyor, “Kalkışta birinci sıradayız” diye ama birkaç saniye sonra da ani bir fren duyuluyor.
Meğerse birinci sırada değilmişiz, önümüzdeki uçağa çarpmaktan son anda kurtuluyoruz.
*    *    *
Neyse havalanıyoruz...
Pilot durumu anlatan bir konuşma yapmaya çalışıyor. Türkçe anonstan sonra uçuşlarda zorunlu olan İngilizce anonsa geçiyor.
Pilot klasik bir anonsun dışına çıktığı ve gecikmenin nedenini açıkladığı için İngilizce’de takılıyor. Birkaç saniye sessizlikten sonra anonsu bırakıyor. Uçakta herkesin sinirleri bozulmuş, yolcular işi gırgıra vurmaya başlıyor.
Turistler ise şaşkın...
İtalyan rahip bile dua ediyor.
Uçaktaki açık olan ekranlar ise sanki bir başka coğrafyanın bilgilerini veriyor.
Kolumuzdaki saat 17.30’u gösteriyor, ekrandaki saat 02.15...
İniş saati; 03.15...
Birkaç haftadır Anadolu Jet nedeniyle eleştiri oklarının çevrildiği Türk Hava Yolları’na neler oluyor? Gerçekten merak ediyorum.