Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AK Parti, 10. Kongre’sini geçen hafta yaptı. Kongrelerin 3’ü olağanüstüydü ve planlı bir şekilde genel başkan değişikliği içindi. Dolayısıyla, üçü diğerlerinden ayrılır. 24 Mart 2021’deki kongrenin adında olağanüstü kelimesi yoktu. Ancak, parti yapısında gerçekleştirilen değişikler nedeniyle, diğer tüm kongrelerden ayrılıyordu. Değişikliklerin umulan sonucu doğurup doğurmayacağı en erken 2023 seçiminde test edilebilecek.

2017’deki 3. Olağanüstü Kongre’de ihdas edilen ‘Genel Başkanvekilliği’nin sayısı, ikiye çıkarıldı. Parti mutfağı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üye sayısı 50’den 75’e yükseltildi. 35 yedek üyenin de asil üye gibi çalışacağı ilan edildi ki bu 110 üye demek. Ayrıca, Merkez Disiplin Kurulu (MDK) üye sayısı da artırıldı. Yani partide koltuk sayısı çoğaldı. 

Haberin Devamı

Ancak koltuklara oturanlar gözden geçirildiğinde ortada çok sürprizli, şaşırtıcı bir durum yok. İsimlerin büyük çoğunluğu AK Parti kadrolarında daha önce de görev almış, eski milletvekilleri, il ve belediye başkanları. Ama bu durum bize AK Parti konusundaki bir bilgimizi tazeleme fırsatı veriyor: Lidere ve partiye kasıtlı olarak zarar vermemiş, ‘ihanet etmemiş’ herkes için, her an yeni görev imkânı var. Bir belediye başkanı ya da il başkanı sadece seçim kaybetti diye cezalandırılmaz. Hizmetine ihtiyaç duyulan göreve çağrılır.

Bölge vekillerinin sitemi

MKYK’da Kürt seçmene sahada ulaşabilecek kişi sayısının artırıldığı ve çeşitlendirildiği görülüyor... Bir süredir partide bölge milletvekillerinin seslendirdiği, “2018’den bu yana Kabine’de, parti yönetiminde yokuz, bölgede yönetim kademesinde yokluğumuz sorgulanıyor” siteminin kısmen karşılık bulduğu ifade ediliyor. Diyarbakır’dan hem eski milletvekili Abdurrahman Kurt, hem eski il başkanı Alaattin Parlak MKYK’nın yeni üyeleri. Şanlıurfa’nın MKYK’daki temsilcileri milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve Vildan Polat’tı. Polat bu kongrede yedeğe kaydırıldı ama AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ile daha fazla “Urfalı” MKYK’da. Aynısı Mardin için geçerli. Mardin eski milletvekili Orhan Miroğlu yerini korurken, yine eski bir Mardin milletvekili Cüneyt Yüksel de kurulda. Van için de yine Burhan Kayatürk ile takviye yapıldı. Bölge vekilleri MKYK’dan memnun ama gözleri Kabine’de...

Haberin Devamı

Sadece doğu - güneydoğuda değil, batıda da benzer bir durum var. Seda Sarıbaş’ı sadece “eski Türkiye güzeli” sıfatıyla haberlerde geçirmek yanlış olur. Aydın’da 2014- 2018’de Belediye Meclis üyeliği ve il kadın kolları başkanlığı yapmış. Aydın’dan başka bir isim daha var; Sunay Karamık. Karamık kadın adayları siyasette desteklemek için kurulan KA.DER’in eski başkanı. Başkan olduğunda, AK Parti’de siyaset yapması sorgulanmış, KA.DER’in KADEM haline getirileceği söylentilerine o, “Tabii ki feministim” diyerek karşılık vermişti. Ancak AK Parti ile ilişkisi nedeniyle “sürekli saldırıya uğradığını” söyleyerek KA.DER ile tüm bağını 2 yılın sonunda koparmıştı. Sarıbaş ve Karamık’a bir arada, CHP’nin topuklu efesi Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na karşı sahada çalışacak ekip olarak da bakılabilir.

Haberin Devamı

Ödüllü “küçük”  bir insan

MKYK’nın siyasetle belki de en geç irtibat kuran ismine ise özel olarak parantez açmak gerek. Halen Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde İktisat Bölüm Başkanlığını sürdüren Prof. Dr. Sumru Altuğ’a... Kongre’den bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonu ile kurul için davet alan Altuğ, davete çok şaşırmış. Erdoğan’ın teklifi karşısında ilk tepkisini, “Ben küçük bir insanım dedim, Sayın Cumhurbaşkanı da hepimiz küçüğüz dedi” diye aktardı. Üyeliği, iktisatçı olarak bildiklerini anlatmayı, Türkiye’ye katkıda bulunmayı görev addettiği için kabul ettiğini, bunu siyasete atılma olarak görmediğini söyledi. Prof. Altuğ, konuşmamızda sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben, millet için çalıştığımı düşünüyorum. Şu anda biraz türbülanslı bir durum var (ekonomide) ama bütün dünya bir türbülans yaşıyor. Dünyada Kovid, iklim değişikliği, güçlerin değişmesi ve dağılmasından dolayı bir türbülans var. Türkiye de kritik bir yerde ve bu sarsıntıları hissediyor. Bazı politikalarla bunları kolaylıkla atlatabilir... Türkiye’de çatışmacı bir dil var. İktisat bilmeyen insanların bana çıkıştıklarını biliyorum. Sırf çatışmak için benimle iktisat tartışmasına giren doktorlar biliyorum... Sayın Cumhurbaşkanı’nın neden ‘faiz düşük olsun’ dediğini anlıyorum. Deniyor ki, ‘kur yükselecek’. Ama bu, hiç bir bilgi içermiyor. Faiz, kur ve enflasyon başka etkenlere bağlı olarak belirlenen şeyler. ‘Faiz yükselirse kur düşer’ falan...90’lı yıllarda hem faiz yüksek, hem kur yüksek, hem enflasyon yüksekti. Bunlar başka şeylere dayanıyorlar. Bunlar, sonuç. Bu şekilde tartışmanın hiç birimize faydası yok açıkçası. Biraz arka planına bakalım, (bunları) neler belirliyor.”

AK Parti MKYK’ya Beyrut’tan katkı

2017 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden alan Altuğ, bir röportajında da ekonominin, faiz, kur ya da bir takım büyüklükler olarak anlaşılmasını doğru bulmadığını belirterek “Ekonomiyi, ekonomi yapan bireylerin davranışları” demişti. İktisadi dalgalanmalar üzerine de çalışan Altuğ, tek bir iktisadi dalgalanma modeli olmadığını, ülkelerin tarihlerinden, kurumlarından, kültürlerinden kaynaklanan, farklı dalgalanmalar olduğu, bunun da ekonomi politikalarının ne kadar duyarlı yapılması gerektiğini anlattığı görüşünde. Mayıs ayında Türkiye’ye dönmeye hazırlanan Altuğ o zamana dek MKYK’ya Beyrut’tan katkı verecek.