Demir vücudumuz için önemli bir mineraldir, vücutta üretilmediği için besinler yoluyla yeterli miktarda alınması gereklidir. Özellikle bazı dönemlerde ve riskli gruplarda demir alım düzeyi takip altında olmalıdır. Hamileler ve süt verenler, büyüme çağında ve aşırı adet kanaması geçiren genç kızlarla çocuklar risk grubudur.
Yetersiz beslenen ve diyetini iyi takip etmeyen vejetaryenler de mutlaka demir alım seviyesi ve kandaki hemoglobin düzeylerini takip etmelidir. Demir eksikliğine bağlı kansızlık, bireye yapılacak bir kan testinde hemoglobin ve hemotokrit değerlerinin düşük çıkmasıyla kolayca saptanabilir. Ülkemizde üreme çağındaki birçok kadında demir eksikliğine bağlı kansızlık görülebilmektedir.
Vücuttaki demir deposu tükenirse
Demir eksikliğiyle karşı karşıya kalabilecek riskli grup dışında aşırı kan kaybına bağlı bazı durumlar da anemiye sebep olabilir; mide kanaması, peptik ülser, bağırsak kanseri, rahim kanseri, uzun dönem aspirin kullanımı gibi.
Kanda oksijeni taşıyan hücrelerin ismi
Tatile çıkıyorsanız, “diyet ne olacak” diye endişelenmeyin... Tatilde diyet stresi yapmayın, kilo vermek yerine tatilden aynı kiloda dönmeyi hedeflerseniz tatilin keyfini kaçırmamış olursunuz. Tatilden kilo almadan gelmek benim bunca yıllık tecrübelerime göre kilo vermek kadar önemli bir başarı. Eğer bu konuda çok disiplinli ve kararlıysanız ve “kesinlikle kilo vereceğim” diyorsanız en azından kilo verme hızınızı yavaşlatın. Haftada 1 kg yerine yarım kg ile yetinin. Çünkü yemek yemek ve keyifli masa başı sohbetleri de sağlıklı yaşamın ve hayatın bir parçası. Sakın kilo vermek uğruna tatilde gruptan ve programdan izole olmayın. En kolay yol her şeyden az miktarda yemek ve içmektir.
Tatilde sıvı alımını artırın
Yaz sıcaklarında sağlıklı beslenmek ve zindeliği korumak için dikkat edilmesi gerekenler var. Bunaltan havalardan yediklerinize özen göstererek korunabilirsiniz. Sıcak havalarda aşırı yağlı ve şekerli yiyecekler yerine; su, vitamin ve mineral içeriği yüksek meyve, sebze ve tam tahıllara dayalı bir beslenme şekli daha uygundur. Akdeniz diyeti bunun
Beslenme önerilerini uygularken ne işe yarayacağını bilmek ve faydasına inanmak kalıcı bir davranış değişikliği için önemlidir. Bireyler neyi neden yaptıklarını anladıklarında ve inandıklarında başarılı oluyorlar. Daha iyi beslenmeyi istiyorsanız anlamaya çalışmak başarı için doğru yoldur. Doktorunuz, diyetisyeniniz, anneniz veya eşiniz için değil siz istediğiniz için değişim gerçekleşir. Aşağıda yedi basit, ama kolay değişim yolu var. Sadece birini uygulamaya almak dahi işe yarayacaktır...
Ne? Neden?
* Yiyeceklerinizi çeşitlendirmek sağlıklı olmak için ihtiyacınız olabilecek enerji, protein, vitamin, mineral ve lifleri almanızı sağlar.
* Sağlıklı bir kiloda kalmak, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, belirli kanser çeşitleri, kriz ve çeşitli diyabet türlerine yakalanma şansınızı azaltır.
* Yağ, doymuş yağ ve kolesterolü düşük bir diyet seçerseniz kalp krizi ve çeşitli kanserlere yakalanma riskiniz azalır. Yağ, aynı miktardaki bir karbonhidrat ve proteinin iki katı kaloriye sahiptir, bu yüzden yağ oranı düşük bir diyet sağlıklı
Su konusunda bana sorulan iki sorudan birisi, “Sıcak su yağları eritir mi?”; diğeri ise “Soğuk su içince vücut daha fazla mı kalori yakar?” İki sorunun cevabı da bireylerin duymak istediği ve işlerini kolaylaştıracak nitelikte değil. Yani sıcak su yağları eritmiyor, soğuk su da kalori yakımını artırmıyor. Soğuk su içince vücudun onu kendi sıcaklığına getirmek için enerji harcadığı mantığından yola çıkanların merakını gidermek için tabii ki çalışmalar yapılmış.
Sıvı desteği şart
2006 yılında The Journal of Clinical Endocrinology and Metabolism’da yayımlanan bir çalışmaya göre vücut sıcaklığı için suyu ısıtmanın maliyeti yani kalori harcama oranı; normal su içenlerle kıyaslandığında arada anlamlı bir fark bulunmamış. İsviçre’de sağlıklı gönüllü gençler üzerinde yapılan bu çalışmada su sıcaklığının kalori yakımına etkisi olmadığı bildirilmiş. American College of Sports Medicine ise sıvılar ile ilgili egzersize bağlı olarak şöyle açıklama yapıyor:
Hidrasyonu korumak yani vücudu susuz bırakmamak,
Yemek yeme alışkanlıklarımızın büyük bir bölümü otomatiktir ve üzerine fazla düşünmeden ya da yemeğe dikkat etmeden gerçekleşir. Yemek yerken çoğunlukla kendimizi unutur ve ihtiyacımız olandan fazlasını yeriz. Örneğin büyük bir patates cipsi paketini hatır hutur yediğiniz zamanları hatırlayın veya 1 kase dolusu şamfıstığını veya avuç avuç çekirdeği. Ne kadar yediğinizi hatırlıyor musunuz? Her lokmanın tadına varıyor musunuz? Kendinizi tatmin edecek miktarda mı yediniz?
Otomatik yemek yiyen danışanlarımızdan biri çikolatayı çok seviyordu ve her gece 80 - 100 gramlık bir paket yiyordu. Ona verdiğimiz bir öneri ile her lokmasını saymaya ve her lokmada yediği yiyecekten aldığı zevki fark etmeye odaklanmasını istedik. Sonuçta, ilk dört lokmasının çok lezzetli olduğunu, ancak sonra çok da dikkat etmeden 10 ısırık daha aldığını fark etti (otomatik yemek yeme). Son lokmalardan da tabii zevk alıyordu, çünkü çikolatasını bitirmek üzereydi.
Artan bir farkındalıkla ilk dört ısırık ve son lokmaların arasındaki 10 lokmanın
Türkiye Meme Vakfi “Farkındayım korkmuyorum” bilgilendirmelerine devam ediyor, Dr. Can Gürbüz’ün açıklamaları merak edilen birçok konuya ışık tutuyor. Çalışmalara göre meme kanseri ve terlemeyi önleyici deodorantlar arasındaki ilişki korkusu tam bir efsane. Son yıllarda koltuk altı antiperspirant (terlemeyi önleyici) deodorant kullanımının meme kanseri riskini artırması ile ilgili çeşitli mecralarda yayınlara rastlanıyor. Bu ürünlerin zararlı maddeler içerdiği ve koltukaltı derisinden veya tıraş edilirken oluşan kesiklerden emildiği belirtilmekte ve meme kanseri riskini artırdığı ileri sürülmektedir.
Türkiye Meme Vakfı konu ile ilgili birçok soru aldığı için bu konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla ilgili araştırma özetlerini şöyle sıralıyor:
Antiperspiran ürünlerde alüminyum bazlı maddeler kullanılmaktadır. Bu ürünler, ter bezlerinin ağzını geçici olarak kapatarak terlemeyi önlemektedir. Bu ürünlerin koltukaltı derisinden emilerek meme kanseri riskini artırabileceği ileri
Yazın pek çok kişi yemek yerine karpuz- peyniri tercih eder. Kimi de zayıflamak için bu ikilinin ideal bir seçim olduğunu düşünür. Oysa sadece karpuz-peynir yenilerek zayıflamaya çalışmak doğru değil
Yaz aylarında bazen canım hiçbir şey yemek istemez, sıcak hava nemle birleştiğinde nefes alamaz gibi olursunuz ya işte o zaman ilk aklıma gelen karpuz-peynir olur. Karpuz yaz meyveleri içinde su oranı en yüksek olandır. Aynı zamanda uygun fiyatlı olması, serinletme özelliği, lif içermesi ve tatlı tadı da birçok kişi için ilk akla gelen seçim olmasını sağlar. Ancak karpuz ve peynir ikilisinden mucize beklemeyin. Çünkü her gün almamız gereken beş temel besin grubunun sadece ikisini temsil eder bu kombinasyon. Yani ekmek grubu, sebze grubu, yağ grubu eksik kalır. Peynir bazen et grubu bazen de süt grubu yerine kullanılabilir. Çünkü hem iyi bir protein hem de iyi bir kalsiyum kaynağıdır.
Peynir seçiminizde dikkat etmeniz gereken hususları şöyle sıralayabiliriz;
- Eğer yüksek tansiyonunuz varsa veya
Yaz aylarında sıvı tüketimi artar. Aşırı hava sıcaklığı, ter, solunum ve idrar vücutta sıvı kaybını artırır. Bu nedenle yaz aylarında su içmeye özen göstermek çok önemli, su içmek için susamayı beklemeyin
Yaz aylarında sıvı tüketimi artar. Aşırı hava sıcaklığı, ter, solunum ve idrarla vücutta sıvı kaybını artırır. Yüzerken tüm vücudumuz deniz veya havuzda suyla temasta olsa bile su kaybı yaşanmaktadır. Bu yüzden yaz aylarında su içmeye özen göstermek çok önemli, su içmek için susamayı beklemeyin. Konu sıvı olunca keyfine düşkün olanlar akşam üzeri serinleten bir alkollü içecek veya akşam sofralarında rakı balık veya gün batımı ile şarap keyfine bakış açımı merak ediyor olabilir. Bu konuda danışanlarım sürekli yardım istiyor. Alkollü içecekleri ne sıklıkta ve ne miktarda tüketmek uygun olur diye danışıyorlar.
“Azı karar çoğu zarar” cümlesi alkol için en doğru tanımlama diye düşünüyorum. Şöyle ki:
Günlük önerilen