Bu soru karşısında bazıları “hayır hiç de zor değil” diye cevap vermiş olabilir. Ancak artık şununla yüzleşelim; kilo vermenin ciddiye alınması gerekir. Kilo verme aynı zamanda stratejik bir planlama ve davranış değişikliğini de gerektirir. Bilmediğiniz ve anlamadığınız hiçbir işte başarılı olmayacağınız gibi kilo verme işinde de eğer gerekli öğrenme çabası ve değişim isteği içinde değilseniz başarılı olamayabilirsiniz ve bu durumda kilo vermek çok zordur.
Yaşam şeklinizi tamamen değiştirmediğiniz sürece kilo vermeyi bir süreç olarak gördüğünüzde evet kilo vermek zordur ve verilen kilo geri alınır! Aşırı kilolu olan çoğu kişi, kilo vermeyi gerçekten çok ister. Ancak bunu çok zor gerçekleştirir. Bunun çeşitli nedenleri vardır.
Önce isteyin, kabullenin
Kilo vermeye hazırlanırken önemli olan, kilo vermenin emek ve zaman gerektirdiğini kabul etmektir. Böylece zor zamanlarınızda da moraliniz bozulmaz. Kilo verme hızı bazen yavaşlar, bazen durur, bazen de vücut ağırlığı artmış gibi bile görünebilir.
Yemek yemek karmaşık
Sabah kahvaltısında demleme çay, benim için güne iyi başlamanın önemli bir parçası. Şekersiz içtiğim için çok koyu tercih etmiyorum ama sabahları çay içmeyi çok seviyorum. Çayın yanına sabahları ekmek, peynir ve zeytin; öğleden sonraları ise kuru meyve ekliyorum. Bir de akşam yemeğinden sonra keyif yaparken yeşil çay ve kuru yaban mersini harika bir ikili oluyor. Yeşil çay ve siyah çay arasında ne fark var? Çayın besin değeri var mı? Çay uyku kaçırır mı? gibi sorularla zaman zaman karşılaşıyorum bu sebeple bugün bu konulara değinmek istedim.
Çay yapraklarından, siyah ve yeşil olmak üzere iki tip çay elde edilir son yıllarda yeşil çay tüketimi artsa da ülkemizde en çok tüketilen tip, siyah çaydır. Siyah çay polifenollerin enzimatik oksidasyonuyla elde edilir. Yeşil çayda ise çaydaki enzimler etkisizleştirilerek, polifenollerin oksidasyonu önlenir.
Siyah çay: Siyah çay, paketlenmiş kuru çayın sıcak suda demlenmesiyle hazırlanır. Demlenme sırasında
Kanserle savaşmak için:
Meyveleri kabuğu ile yiyin. Kabuğa yakın olan bölgelerde çok daha fazla besleyici ve faydalı madde bulunur. Yakın zamanda yapılan bir laboratuvar deneyinde kırmızı elmanın kabuğundaki bir düzineden fazla kimyasal bileşiğin meme, karaciğer ve kolon kanseri hücrelerinin büyümelerini engellediği görüldü. Elmayı iyice yıkayın ve kabuğu ile birlikte tüketin.
Kolesterol ile mücadele için:
Salatanızın üzerine ceviz serpin veya ara öğün olarak tüketin. Araştırmalar, hergün ceviz tüketimiyle total kolesterol ve LDL (kötü) kolesterolde düşüş olduğunu bildiriyor. Bu da kalp hastalığı riskinde önemli azalma demektir.
Kilo kontrolü için:
Şeker yerine kuru meyve kullanın. Canınız tatlı istediğinde kuru meyve seçin evde komposto ve hoşaflar hazırlayın. Ayrıca kek ve kurabiyelerde de şeker miktarını azaltıp meyve ile destekleyebilirsiniz.
Haftada bir-iki yumurta yiyin:
Araştırmalar yumurtanın karotenoidler için havuç gibi iyi bir kaynak olduğunu gösteriyor. Yumurtadaki lutein ve zeaxanthin önemli karotenoidlerdir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre herkes en yüksek düzeyde sağlıklı olma ve sağlık hizmeti alma temel hakkına sahiptir ancak sağlık sorunu oluşmadan önlem almak ve koruyucu sağlık hizmetlerine önem vermek en kritik noktadır. Sağlık sorunları çok çeşitlidir. Tedavi için gerekli uzman kişiler, teknik ekipman, mekân gibi kaynaklar ise her zaman sınırlıdır. Bu durum tüm dünya için geçerlidir. Sağlık hizmetlerinin temel amacı kişileri hastalıklardan korumaktır. Ancak her türlü çabaya karşın herkesi hastalıklardan korumak mümkün olmaz, bazıları hastalanır. Bu durumda ise tedavi söz konusudur. Tedavi maliyeti koruyucu sağlık hizmeti maliyetinden daha yüksektir ve zor bir süreçtir. Kişiye yönelik koruyucu hizmetler doğrudan bireyleri ilgilendirdiği için herkesin, bu konuya özen göstermesi önemlidir.
Özellikle gençlere yönelik koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında üreme sağlığı, cinsel sağlık, gebelikten korunma yöntemleri, madde bağımlılığı, sigarayla savaş gibi konular en başta gelir. Bunun yanı
Gut daha çok 40 yaş üstündeki genellikle şişman erkeklerde, alkol ve protein tüketimi fazla olan bireylerde görülür. Gut bazı eklemlerde ağrı, duyarlılık, kızarıklık, şişlik ve ısı artışı ile ani olarak gelişen, şiddetli ataklarla seyredebilen bir hastalıktır. Gut vücudumuzdaki ürik asit fazlalığından oluşur. Pürin içeren besinler vücutta sindirilirken ürik asit oluşur. Ürik asit sağlıklı her bireyin kişilerin kanında bulunan bir yıkım ürünüdür. Ancak kanda düzeyinin yükselmesi, böbreklerden atımının az olması durumunda diz ve ayak başparmağı eklemleri ve yumuşak dokularda birikerek şiddetli ağrılara sebep olurlar. Ürik asidin fazlalılığı;
* Ürik asidin fazla yapımından,
* Böbreklerden atımının az olmasından,
* Vücutta ürik asit haline dönüşen pürinlerin bazı yiyeceklerle fazla miktarda alınmasından kaynaklanabilir.
Amerika’da iki kat arttı
Ocak ayında yayınlanan yeni bir çalışmaya göre şekerli içecekler içen ve fruktozlu besinler yiyen erkeklerin gut riski daha yüksek. Bu
Ramazanda genel olarak öğün sayısı sınırlanır ancak buna karşın öğünlerdeki yiyecek çeşidi daha fazla olabilir.
Ramazanda ideal beslenme öğün sıklığının normal hayata yakın şekilde uygulanması ile sağlanabilir. Oruç tutan kişiler yaklaşık 13 -14 saat açlıkla karşı karşıya kalıyorlar. Bu açlık süresi içinde kan şekeri düşer. Eğer kişiler sahura da kalkmıyor ise kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde başlar ve daha düşük değerlere ulaşır.
Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi kan şekerini dengelemek için mutlaka uygulanmalıdır. Öğünler sahur, iftar, ara öğün şeklinde düzenlenebilir.
Sahura kalkıldığında midede uzun süre kalacak ve kan şekerinde ani değişiklik yaratmayacak besinler seçilmelidir. Kıymalı sebze yemekleri veya tahıl çorbaları, kepekli ekmek, az tuzlu peynir, meyve ve bol su tüketimi unutulmamalıdır.
Sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir. Sahurda yeterli su tüketilmelidir.
Özellikle iftariyelik adı altında yenen şarküteri ağırlıklı ürünler,