FAO gelecek vizyonunda besleyici gıda modelleri üzerinde duruyor. Bu gerçekleşmezse karşımızda büyük bir sorun var: 2030’da 840 milyon aç insan. FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, “Refahı artırmak için kooperatifleşme akılcı yol” diyor
Dünyamızda işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik, ekonomik şoklar, küresel ısınma ve çevresel sorunlar ciddi bir ‘yaşamsal tehdit’ haline gelirken, her bağlamda birlik, beraberlik ve dayanışma ile verimlilik artışı sağlayan kooperatifler de ciddi bir seçenek olarak öne çıkıyor. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, kooperatiflerin dünya çapında 100 milyondan fazla insana istihdam sağladığını, özellikle AB ülkeleri ile Japonya’da tarımsal kooperatiflerin güçlü olduğuna dikkat çekerek, şunları söylüyor:
“Gelişmekte olan ülkelerde de kooperatiflerin güçlenmesi sadece istihdamı ve ekonomiyi değil, demokrasi, eşitlik ve dayanışmayı da destekleyeceği için toplumların her alanda refahının artmasına olumlu katkılar yapacaktır. Bu nedenle, kooperatiflerin güçlendirilmesi, sözleşmeli tarımın desteklenmesi ve tarımda örgütlenmenin teşvik edilmesi gerekiyor.”
Bu noktada ‘kadın örgütlenmesi’ ve ‘kadın girişimciler’ geliyor akla: “FAO olarak kadının güçlendirilmesi ve istihdamına da özel bir önem veriyoruz, destekliyoruz. İzmir’deki Özgür Turna Kadın Girişim Kooperatifi, Mardin’deki Şemim sabunları üretimi önemli destek sağlayan projeler.”
Tarımsal üretimi ve stoğu yeterli ülkelerin bile kesintiye uğrayan uluslararası taşıma ve kapanan gümrükler nedeniyle salgından olumsuz etkilendiklerini belirten Selışık, şu değerlendirmede bulunuyor:
“Son raporlara göre dünyada açlıkla mücadele eden 690 milyon insana 83 ile 132 milyon insan daha eklenebilecek. Bu eğilim devam ederse 2030’a geldiğimizde dünyadaki aç insanların sayısı 840 milyonu geçecek. Yakın gelecekte besleyici gıdalar ve sağlıklı besinler daha çok öne çıkacaktır. Gıda tüketim alışkanlıklarında sağlıklı besinlere doğru bir yönelim, sağlık ve iklim değişikliği konusunda da yarar sağlayacak, mevcut gıda ve tüketim alışkanlıklarının yarattığı sağlık ve çevreyle ilgili maliyetler azalacaktır. Örneğin, sağlıklı besinlerin benimsendiği bir gıda tüketimi gıdayla ilişkili sağlık harcamalarını yüzde 97 oranında azaltabilir, sera gazı emisyonlarının sosyal maliyetlerinde yüzde 74’e varan bir düşüş sağlayabilir. Maliyetlerin ucuzlaması halinde sağlıklı beslenme grubunda yer alan besinlere yönelik talebin artacağını ve bu besinleri barındıran gıdaların üretiminin yaygınlaşacağını öngörebiliriz.”
TBMM komisyonuna arzımdır
TBMM güzel bir karar aldı. Küresel iklim değişikliğinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele, su kaynaklarının verimli kullanılması ve alınacak önlemler konusunda bir Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Daha önce bu tür komisyonlarda görev almış bir kişi olarak TBMM’nin bu konuya el atmasını önemsiyorum. Siyasi partiler bilgili ve ilgili milletvekillerini görevlendirirse çok olumlu sonuçlar alınabilir. Komisyona bazı küçük notları ‘arzediyorum’:
“Küresel iklim değişikliğinin sancılarının en aza indirilmesi, su kaynaklarının tasarruflu kullanımı konusunda hem yasal düzenleme, hem de eğitim çalışmaları yapılmalı. Tarımda mutlaka damlama sulama sistemine geçilmeli. Yeraltı barajları çoğaltılmalı. Yerel yönetimler öncülüğünde yağmur suyu biriktiren sistem kurulmalı. Su kaynaklarını kurutan bitki ve ağaçlar yenilenmeli. Karbon salımını en aza indiren teknoloji ve üretimlere yönelinmeli. Çevreci ısınma ve aydınlanma yöntemleri zorunlu kılınmalı. Yeşil Mutabakatın altyapısı hazırlanmalı. Ekolojik dengeyi bozan üretimlere yasak getirilmeli.”
Ben bunlarla başlayayım da, devam etsem sayfalar dolar. Yüce Meclis gereğini yapar.
ABDİ İPEKÇİ OLSA...
Gazetecilik tarihinin kuşku yok ki en büyük isimlerinden... Abdi Bey (İpekçi)... Usta bir gazeteci, başarılı bir genel yayın yönetmeni, barış, özgürlük ve sevgi yazılarıyla hayranlık uyandıran bir yazar. Topluma yön veren ciddi bir entelektüel. Çok genç yaşta hain bir saldırıya kurban gitmese elbette Türk gazeteciliğine çok önemli katkı ve hizmetleri olacaktı.
Özay Şendir
Özgür Özel, yandaş mı oldu?
26 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
Katar arabuluculuktan çekilirse…
26 Nisan 2024
Cem Kılıç
İklim değişikliği işte ‘büyük risk’
26 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Türkiye, NATO Genel Sekreter adaylarına ne söylüyor?
26 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Atama, obezite ve boşvermişlik
26 Nisan 2024