Dr. Hakan Tartan

Dr. Hakan Tartan

hakantartan35@gmail.com

Tüm Yazıları

Türkiye’nin Yapay Zeka Strateji belgesine göre, 50 bin uzman yetiştirilecek. Tarım bu anlamda öncelikli sektör olmalı. Konya'da başlayan çalışmalar, ülke sathına yaygınlaştırılmalı.

Tarımsal gelişim ve gıdaya erişim konuları sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en önemli gündem maddesi. İşler zor. Rusya - Ukrayna savaşı da sorunların tuzu biberi oldu. Görünen o ki, bu tür gerginlik ve savaşlar çoğaldıkça dünyada üretim, gıdaya ulaşma ve beslenme sorunu da temel konular olmaya devam edecek. Çünkü kaynaklar sınırlı, maliyet yüksek. Ve tarımsal üretim git gide sancılı bir hal alıyor.

Haberin Devamı

Tarım topraklarının azalması, çevre ve doğa kirliliği, nüfus artışı, girdilerin astronomik yükselmesi tarım adına olumsuz gelişmeler. Bu yüzden de arayışlar hep gündemde. Alternatif, verimli ve ekonomik çözümler. Bu çerçevede yapay zeka konusu da ciddi bir şekilde irdeleniyor. Yani süper güçlendirilmiş düşünce, bilgi ve veriler ile onların en verimli, etkin ve doğru analizini hedefleyen süreç. Her alanda. En çok da sağlıklı bir yaşam için. Üretim sektöründe. Hızlı mı hızlı, etkin ve üretken tarımsal üretim. Çünkü yapay zeka, verimli üretim adına önemli bir çıkış yolu.

Gelelim önemli konuya, Türkiye’nin Yapay Zeka Strateji belgesi bir süre önce açıklandı. Gündem öyle yoğun ki, büyük ölçüde gözlerden kaçtı. Bu belge, bir süreden beri yürütülen önemli çalışmaların son noktası. Birçok olumlu hedef var. Benim en çok önemsediğim 50 bin yapay zeka uzmanı yetiştirecek olmamız ve dünyada bu alanda ilk 20 içinde olmayı hedeflememiz.

Benim tahminim, gençlerin önünü açarsak, teknik ve bilişim anlamında destek verirsek, 50 binin çok üzerine çıkarız. Çünkü dünyada da gelişen bir trend yapay zeka. Biz de ilgiliyiz, özellikle gençler ve kadınlar bağlamında.

Tarımda yapay zeka bereketi

Verimli ve ekonomik

İlk 20 hedefi çok iddialı görülebilir. Ben o kanıda değilim. Neden olmasın? Yeter ki, bilimin, aklın ve doğrunun yanında olalım. Aydınlık bir gelecek, gıdaya sağlıklı ve akılcı erişim konusunda umutlu hedefler ortaya koyalım. Bu konuda bilim insanlarına ve genç öğrencilere maddi katkılar sağlayalım. Teknik olanakları artıralım. Siyasi değerlendirmeler ve kayırmalar dışında, uzmanlaşmış, liyakatli kadrolarla yol alalım.

Haberin Devamı

Ve benim bir başka önerim, yapay zeka konusundaki yönelim mutlaka tarım sektöründe öncelik almalı. Bu sektör verimlilik ve ekonomik üretim anlamında yapay zeka da yoğunlaşmalı.

Hem gıda milliyetçiliği, hem başta girdilerdeki artışlar olmak üzere çeşitli nedenlerle tarımsal üretimde yaşanan gerileme ve fiyat artışları gelecek adına tehlike sinyalleri veriyor. Bu konuda hazırlık yapan, bilimsel çalışmaları da destekleyen, yapay zekayı tarımsal üretimde verimlilik, maliyet dengelemesi ve tasarruflu su kullanımı konularında etkili kullanan ülkeler şanslı bir konumda olacak. Yapılan yatırım karşılığını verecek. Mutlu, huzurlu, açlık ve yoksulluktan uzak refah içinde bir yaşam adına.

Peki ülkemiz? Türkiye’de yağ var, un var, şeker var, doğru strateji ve politikalar izlenirse ‘helva da karılır‘.

Yapay zeka tarımda işlevsel olursa, Türkiye kendi kendine yetecek üretimi gerçekleştirebileceği gibi bu anlamda gelecek güvencesi olarak da büyük bir potansiyeli biriktirmiş olur.

Haberin Devamı

Nitekim Konya ve yöresinde etkin olmak üzere yapay zeka destekli tarımsal üretim başladı ve olumlu sonuçlar alınıyor. Bu çalışmalar neden tüm yurda yayılmasın?

Ne kadar çok coğrafi işaret, o kadar kazanç

Coğrafi işaret uygulaması gelişiyor. Çok önemli. Böylelikle hem üretici, hem tüketici kazanıyor. Son olarak İzmir tulumu da coğrafi işaretlendi. Ülkemizin farklı bölgelerinde üretici ve girişimcileri bu konuda özendirmek gerekir. Hem kendileri kazanacak, hem de ülke.

Konuya Milas penceresinden bakalım isterseniz. Milas zeytinyağının, dünyada prestij sağlayan Avrupa Birliği (AB) coğrafi işareti ile tescillenmiş olması dışsatım ve tanınırlık konusunda büyük avantajlar sağladı.

Tarımda yapay zeka bereketi

Ne kadar çok coğrafi işaret, Türkiye adına o kadar çok tanıtım, kazanç ve kazanım demek. Türkiye çapında verilen emekler çok değerli. Milas Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Reşit Özer, şunları anlattı:

“Coğrafi işaretler öncelikle bir coğrafi alanda üretilmekte olan tarım, hayvancılık, canlı hayvan, el sanatı gibi ürün veya eserlerin o yöreye özgü özelliklerinin zaman içinde değiştirilmemesi ya da unutulmaması için tescillenip belgelenerek korunmasını sağlar. Ayrıca kalite ve özellikleri korunarak üretiminin devamını, üretilen ürünlerin ekonomik değer kazanarak markalaşmasını, dünya pazarlarında tanıtılmasını sağlar. Alıcılar içinse coğrafi işaret güvenle alımdır.”

Coğrafi işaretleme Milas’ta zeytinyağı üreticisinin ürününün değer bulmasını sağlamış. Daha önce zeytinyağı para etmediği için ürününü hasat etmekten kaçınan üretici zeytin ağaçlarına bakım yapmaya, ürününü hasat etmeye başlamış. Daha önce 7 - 8 tane zeytinyağı markası varken, coğrafi işaretten sonra markalı üretici sayısı 90’a yükselmiş. Daha ne olsun!

Paranın buğdaylı, zeytinli mesajı

Her gün elimizden gelir geçer de belki çok dikkat etmeyiz. En çok Atatürk fotoğrafını severiz benim bildiğim. Oysa paralarımızın üzerinde ne güzel insanlar, ne anlamlı hikayeler saklıdır. Geçenlerde bir koleksiyoner arkadaşım hatırlattı, 1950’li yılların sonunda hayatımıza giren 2.5 liranın üzerindeki toplumsal mesajı. Zeytin dalı ve buğday başağı. İnsanlık kadar eski, huzur ve mutluluk kadar değerli. Yaşamımızın önemli iki olgusu. Ekmeğimiz, besin ve sağlık kaynağımız. Her ikisi de ne kadar değerli...

Tarımda yapay zeka bereketi

Üretim, tarımsal güç ve olmazsa olmazlık adına...

Buğdayın da, zeytinin de ne kadar önemli ve Xbereket kaynağı olduğu bugün bir kez daha gözler önünde. Rusya - Ukrayna bu gerçeği bir kez daha ortaya koydu.

Ben elimdeki 2.5 liraya bir daha baktım. Şimdi daha çok koleksiyonerlerde... Ne güzel bir toplumsal mesajmış aslında. Baktığınız değil, gördüğünüz zaman.