Hangi ürünün, nerede ve ne koşullarda ekileceğini gösteren program sayesinde hem üreticinin geliri artıyor, hem de su tüketimi azaltılıyor.
Teknolojik gelişme büyük bir hızla devam ediyor. Yaşamın her alanına bilgisayarların yeni bir eli uzanıyor. Artık tarımda, üreticinin ve çiftçinin yanında da ‘teknoloji etkin’. İnsanın en büyük yardımcısı olarak bilgisayarlar üretimin artırılması, etkinliği ve verimliliği için devrede.
Dünyada neredeyse son 30 yılda büyük bir aşama kaydeden teknolojik yapay zeka ile pandemi sürecinde önemini kavradığımız üretim, çiftçi ve tarım konularında yeni bir atılım gündemde. Avrupa Birliği (AB) tarıma ve üretime ‘teknolojik yapay zeka’yı sokarak bölgesinde ön alma
çabasında. Çalışmanın özü şu:
Bölgeler belirleniyor, toprak ve su analizleri yapılıyor ve üretim teknikleri, kaynakların yeterliliği derleniyor. Ürünlerin piyasa verimlilik ve pazarlama araştırmaları ile ürün çeşitlilikleri ve yeni ürünlerin değerlendirilmesi gerçekleşiyor. Tüm bu veriler ‘yapay zeka’ gücü ile hem devletin, hem ilgili kurumların, hem de üreticinin ve çiftçinin önünü açıyor.
Üretici domates ekip daha az gelir elde etmektense, yapay zekanın desteği ile belirlenen yeni bir ürüne yöneliyor. Bir anlamda ‘teknolojik tarım planlaması’.
Bu konuda ciddi çalışmaları olan Pamukkale Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Halil Karahan Hoca’ya danıştım. Söyledikleri şunlar: “Yapay zeka
yardımıyla üreticinin verimliliğini yüzde neredeyse 200 oranında artırmak mümkün. Belki daha fazlası. Verileri doğru verdiğiniz zaman program size en verimli yolu gösteriyor. Bu konudaki çalışmalar desteklenirse hem verimlilik artışı, hem su tasarrufu, hem de üreticinin mutluluğu sağlanmış olacak. Çiftçilerimizi bu konuda iyi eğitirsek en doğru sonuca ulaşmış olacağız.”
‘Teknolojik atılım’ Halil Hoca’nın desteği ile bir öğrencinin master projesi olarak bilimsel veri tabanına da girdi. Bu sevindirici.
Prof. Karahan, “Bana manşet soruyorlar. Manşet bu: Üretim artıyor, bu kuraklık sürecinde su tasarrufu sağlanıyor. Konya Çumra’da örnek planlamayı teorik olarak uyguladık. Çiftçinin yetiştirdiği 11 - 12 kalem ürünü denedik. 2010’dan 2019’a kadar mevcut kullanılan alan envanteri, su miktarı, elden edilen ürün ve verimlilik hesaplandı. Verimlilik yüzde 130 oranında arttı. En iyi senaryoda ise bu artış yüzde 900 oldu. Türkiye için yaygınlaşması halinde hem su konusunda ciddi bir tasarruf olacak, hem ürün elde kalmayacak, hem de üretici gelir artışı sağlayacak” diyor.
Ne güzel gelişmeler...
MUHTARIM DİYOR Kİ...
Mahallelerdeki, köylerdeki sesimiz muhtarlar. Görüşleri değerli, önemli. Aynı zamanda yerel güç.
Bugün konuğum Denizli Honaz’dan. Kızılyer Muhtarı Mevlüt Bay.
Honaz Belediyesi’nin desteği ile 3-5 yaş çocukları için bir kreş sahibi oldular. Bu hem bir ilk, hem de önemli bir hizmet.
Üzüm, kiraz, tarım ürünleri temel geçim kaynakları. Muhtar - halk elele üretme çabası içindeler. Özellikle gübre fiyatlarındaki artış en büyük sorunları.
Son yıllarda cennet hurması ciddi bir gelir kaynağı. Muhtar Mevlüt Bay, şunları anlatıyor:
“Cennet hurması yüz güldürdü. Ekim devam ediyor. Kuru cennet hurması 30 lira civarında. Tazesinden çok değer buluyor. Bu konuda altyapı güçlendirilirse üretici daha da mutlu olacak. Hem sağlık kaynağı, hem de lezzetli bir meyve.”
Zeytinyağına %1 KDV formüllü dengeleme
Geçen haftalarda ayçiçek konusunu gündeme getirmiştim. Yüksek fiyat artışları, savunmalar... Konu tartışılınca ufak çaplı da olsa fiyat dengelenmeleri oldu. Bu kez zeytinyağına dikkat çekmek istiyorum. Türkiye’nin 41 ilinde yetiştirilen ve ihracat konusunda da sürekli gelişmeler gösteren bir ‘harika meyve’. Bir ‘sağlık iksiri’. Dünya artık Akdeniz mutfağını konuşuyor ve Akdeniz mutfağının da temeli ‘zeytinyağı. Elbette taze ve bol sebze meyve ile.
‘Fahiş fiyat’ rüzgarından zeytinyağı da nasibini aldı. Fiyatlarda yüzde 30 - 40’a yaklaşan artışlar söz konusu. Büyük kooperatifler bazı kampanyalarla fiyatı dengelemeye çalışıyor ama tüketici dertli. Bir yıl önce 20 - 30 liradan aldığı kaliteli zeytinyağının fiyatı 40 liralara kadar yükseldi. Üretici kazanmadı, kar yine aracının cebinde. Bu yüzden de hem üretici, hem de sektörün ağır topları şikayetleri dile getirmeye başladı. Özeti şu:
“Devlet kısa vadede zeytinyağındaki KDV oranını yüzde 1’e çekerek fiyat dengelenmesine katkı sağlayabilir. Aynı şekilde üreticiye tane başına zeytin desteği artırılırsa bu da sektöre can olacak. Ve bir de bitmeyen istek; merdivenaltı, sağlıksız, haksız rekabet içeren ve içinde çok zararlı katkı maddeleri de olan ürünlerle mücadele...”
Tanımış olmak ‘hazinedir’ benim için. Aşiyan’dan tatlı - muzip gülümsemesi yayılır bazen İstanbul’a.
Bugün hayatta olsa, köşesine taşıdığı bir şiiri yeniden yazardı Hasan Ağabey (Pulur), eminim:
“Kavgayı ağacın yaprağına yaz / sonbahar gelsin, yapraklar kurusun diye / Öfkeyi bir bulutun üstüne yaz / yağmur yağsın, bulut yok olsun diye / Nefreti karların üstüne yaz / güneş açsın, karlar erisin diye / Dostluk ve sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin yüreğine yaz / Onlar büyüsün dünyayı sarsın diye.”
NE OKUYAYIM?..
Suyun Gizli
Mesajı - Masaru Emoto - Kuraldışı Yayınları: Bilimsel, deneye ve gözleme dayalı. Su üzerinden öyle güzel mesajlar var ki: “İnsanlık, yüzyıllar boyunca, yeryüzünden sürekli çaldı ve her seferinde geride çok daha kirli bir dünya bıraktı. Ama şimdi su bizimle konuşuyor. Yepyeni bir tarih biçimlendirmeliyiz.”