Dr. Hakan Tartan

Dr. Hakan Tartan

hakantartan35@gmail.com

Tüm Yazıları

AB ülkeleri doğa ve çevrenin korunması anlamında ciddi önlemler alıyor. Bu, turizmde belli bir süre sonra yeni kriterlerin devrede olması demek. Yani her şeyin bir bedeli olacak. Kirletmenin de...

Büyük şair Orhan Veli ne kadar güzel söylemiş:

“Bedava yaşıyoruz bedava/ Hava bedava, bulut bedava/ Dere tepe bedava / Peynir ekmek değil ama/ Acı su bedava”

Turizm büyük zenginlik. Özellikle coğrafi açıdan doğayla bütünleşmiş, deniz, nehir, gölle güzelliğine güzellik katmış yerler çok şanslı. Orada yaşayanlar da... Oralara gidenler de...

Haberin Devamı

Doğa umudun,sevginin, sağlığın, mutlu bir geleceğin temel yapı taşı. Bu pandemi sürecinde daha iyi anladık ‘turizmi’. Gezin gezebildiğiniz kadar! Benden söylemesi, yarınlarda turizm adına da önemli değişimler gündemde. Yeni kriterler... Elbette iklim krizi temelli. Elbette ülkelerin doğa ve çevreyi korumaları anlamında.

Turizmde ‘kirletme vergisi’ yolda

Bir ipucu, yakın bir gelecekte kirleten bedelini ödeyecek. Yani turizm pahalı ve paralı bir alan olacak. Birçok gelişmiş ülke, bu konuda uzmanlar ve ilgili kurumlar kanalıyla raporlar hazırlatıyor, çalışmalar yapıyor. Bazı ‘turizm zengini’ AB ülkeleri ‘turizmin artı ve eksilerini’ hesaplamaya başladı. Artısı tamam da gelen turistin ülkeye taşıdığı sorunlar! En çok da kirlilik. Her anlamda. Çevre, enerji, atık... Bu yüzden de turizme ‘kirletme vergisi’ gündemde. Sanki ‘bedavacı turist’ dönemi kapanacak gibi. Gezme - görme, konaklama bedellerinde iklim krizi önlemli düzenlemeler getirilecek. Seyahatlarde ‘şu ülke ne kadar, bu ülke ne kadar?’ tartışması yaşanacak bir süre sonra.

Yani bir ülkeye gidecekseniz, o ülkeye ciddi oranda ‘ayak bastı vergisi’ ödenecek. ‘Temiz doğa, sağlıklı çevre kullanıldığı’ için...

Öyle 3-5 dolar değil, söylediğim. Yapılan hazırlıklar yüzlerce dolar üzerinden. Ancak bu parayı verenler, bazı ülkelere gidebilecek. Ciddi ciddi ‘seyahat vergisi’. 100 kişiden 200 dolar almak yerine ‘bir kişiden 200 dolar’ mantığı. Hedef temizlik, sağlık, hijyen, güzel ve yaşanılır bir doğa.

Biriken para nereye harcanacak? İklim krizine karşı önlemler için elbette. Su kaynaklarının etkin kullanımı, yeşil enerji, organik tarım... Doğanın, toprağın, suyun, havanın ve çevrenin korunması... Kirlenmenin en aza indirilmesi...

Haberin Devamı

SICAKLIK TURİSTİ KAÇIRACAK!

İklim krizi dünya turizmini de tehdit ediyor. Bu tehdit kapsamında elbette Türkiye’de var. Türkiye bir turizm ülkesi. Ne var ki, sıcaklıklar arttıkça bu ilgi azalacak. Düşünün ki, gölgede 45-50 derece sıcaklığa kim gider?

Turizmde ‘kirletme vergisi’ yolda

Türkiye’nin bir ok yeri için ciddi sıcaklık artışları, susuzluk ve kuraklık gündemde. Turizm için iklim krizli ‘tehlike çanları’ çalıyor. Buna göre politikalar geliştirme gerekliliği var. Görünen o ki, 20 yıl sonra sıcaklıklar bunaltıcı bir noktaya gelince turist kaçacak. Aşırı sıcaktan daha serin bölgelere.

Su kaynakları azalacak, sıcaklık artacak, enerji tüketimi yoğunlaşacak, ciddi altyapı sorunları gündeme gelecek.

Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerde yaşam zorlaşacak. Yeni arayışlar başlayacak. İklim krizi gölgesindeki sorunları en aza indirgemiş kentler... Nüfus dengelemesi içinde, daha yeşil, daha bol oksijenli... Öncelikle başta İstanbul olmak üzere büyük kentlere, kuralları ve altyapısı yeni dünya düzenine endeksli alternatif hazırlama zorunluluğu var.

Haberin Devamı

SİVRİSİNEK KOVİD-19’DA MASUM!

Sivrisinek çilesi erken başladı. Kiminle konuşsam dertli. Pandemi nedeniyle bazı ilaçlamalar konusunda sıkıntılar olduğu kulaktan kulağa yayılıyor.

‘Uykusuz gecelerin mimarı’ olan sivrisinek birçok hastalığa da neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporlarını karıştırdım, sadece sıtma nedeniyle dünyada geçen yıl 250 milyondan fazla insan tedavi görmüş, aşı olmuş. Sıtma, sarı humma, zika en bildik yaydığı hastalıklar. Hepsi ölümcül.

Turizmde ‘kirletme vergisi’ yolda

Benim aklım fikrim Kovid  19’da.

Geçenlerde Meltem kardeşim (Günay) ‘Çeçe sineği başarısı’nı yazdı. Prof. Serap Aksoy, saygın bilim insanlarından. Dünyaca ünlü Yale Üniversitesi’nde Bölüm Başkanı. Aynı zamanda ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçildi.

Serap Hoca’ya hem son çalışmalarını, hem de Kovid-19 ile sivrisinek ilişkisini sordum:

“Sineğin koku fizyolojisini keşfederek ve tanıdığı proteinleri kafeslerde kullanarak, kan emmesini engelleyecek aşılar geliştirme yolundayız. Amacımız parazitin gelişmesini sineğin ısırdığı noktada engelleyebilmek. Sineklerin bağırsaklarında taşıdıkları faydalı bakterileri tespit edip, bu bakterilerde anti-parazit proteinleri sentezledik. Bu sinekleri doğada nasıl sağlıklı kullanabiliriz, o yönde çalışıyoruz. Ülkemizde çeçe sineği olmasa da, başka mikropları taşıyan birçok sinek ve böcek cinsi mevcut. Bunların arasında sivrisinekler, tatarcık sinekleri (filobotom), karasinekler (black fly) tabii akla geliyor.  Isınan bir iklimle ve değişen ekolojik yapıyla, bunların hepsi yeni tehlikeler yaratıyor halk sağlığı için. Kovid ve sivrisinek konusuna gelince... Çalışmalar, şimdilik böyle bir risk olmadığını gösteriyor.”

Akdeniz foku için oy kullanalım

Turizmde ‘kirletme vergisi’ yolda

Türkiye için önemli bir zenginlik sayılan Akdeniz foku, yeniden dünya vitrininde. Avrupa Yaban Hayat Pul Yarışması’nda Türkiye için Akdeniz fokumuzla yarışıyoruz. Pul koleksiyonerlerinin büyük ilgi gösterdiği yarışmada, dünya çapında önemli rakiplerimiz var. Aslanlar, kaplanlar, kuşlar, yırtıcılar... Ama şansımız büyük.  https://europa2021.posteurop.org adresine Akdeniz foku yazıp gönderirsek, şansımız daha da artacak.

Tarım kredisini hak eden alsın

Devletin tarım sektöründe hizmet veren kişi ve kuruluşlara desteği önemli. Ancak zaman zaman bu konuda şikayetler oluyor. Tarımsal desteklerin artması ile bu sektörde olmadığı halde devlet olanaklarından yararlanmak isteyenlerin sektöre giriş yaptığı eleştirisi var. Gerçek üreticinin, çiftçinin değerlendirmesi şöyle:

“Tarımı bilen yapar. Tarım bir hobi değildir. Bakıyoruz kredi var diye herkes çiftçi olmak istiyor. Kredi alıyor, ama sonra arzulanan hedefe ulaşılamıyor. Onun için kredi dağıtımı doğru irdelenmeli.”

Halklı bir değerlendirme.

Çeşitli sektörlerde hizmet verenlerin ‘tarıma da el attıkları’ gözleniyor. Yatırım tamam, özkaynak aktarımı tamam, ama iş krediye gelince ben de bu konuda çekinceliyim:

En az 5 yıl bu sektörde hizmet vermiş, ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) belgesi olan, yani devlette kayıtlı bulunan kişilere kredi kullanımı konusunda bir düzenleme yararlı olur.

Turizmde ‘kirletme vergisi’ yolda

Domateste tuta tehlikesi

Yaz sezonu ile birlikte bir yandan üretici ve çiftçinin gözü kulağı dış pazarda. Türkiye için domates ihracatı önemli bir kalem. İhracat olacak ki, üretenin yüzü gülsün. Bu arada Ege’de bazı üreticiler ‘tuta hastalığı’ sorunu yaşamaya başladı.

Bölgedeki ziraat odaları, üreticileri Tarım ve Orman Bakanlığı ruhsatlı tarımsal ilaçlarla mücadeleye yönlendiriyor. Bu şekilde zarar önlenebilecek.

İSMAİL CEM OLSA...

‘Hep demokrasi yolu’

TRT’nin unutulmaz, başarılı genel müdürüydü... Çok insandan dinlemiştim, “TRT onun döneminde gerçek bir yayın organı olmuştu” sözlerini.

Milliyet’te yazdığı ‘Olayların İzinde’ köşesinin de müdavimleri olduğunu bilirdim. ‘Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi’ hala bir başucu kitabıdır.

Kayseri’den nasıl milletvekili seçildiğini anlatmayı severdi. Yaşadığı zorlukları...

Başarılı bir Dışişleri Bakanı’ydı. Türk  Yunan ilişkilerinin geliştirilmesinde ve esen bahar havasında büyük payı olmuştu. Yakın dostumdu. Sevdiğim, değer verdiğim bir büyüğümdü.

Yeni Türkiye Hareketi’nde ‘dost kazığı’ yemese Türkiye farklı bir yönetim anlayışı ile tanışacaktı. Olmadı.

Milletvekilliği döneminde ayda bir iki kez ‘sinema kaçamaklarımız’ olurdu. Hele Nicole Kidman filmi gelmişse...

Bugün eline kalemi alsa, “Yuvamız, güvencemiz Türkiye. Her zorluğun üstesinden gelebiliriz. Yeter ki birlik beraberlik ve inancımızı kaybetmeyelim. Her karanlığın çıkışı demokrasi yoludur” derdi.

Keşke değeri bilinseydi...

MUHTARIM DİYOR Kİ

‘Sit alanı olması şansımız’

Turizmde ‘kirletme vergisi’ yolda

Muhtarlarımız Türkiye’nin dört bir yerinden ses veriyor. Yerel demokrasinin güçlenmesi anlamında da sevindirici.

Bugün Kastamonu Cide’deyiz. Gideros koyunda, Kalafat muhtarlığında.

Kış nüfusu sınırlı ama bahar aylarından itibaren herkes Gideros’ta. Karadeniz’de bir saklı cennet köşe. Ünlü ressamların tablolarından fışkıran imajı veren bir güzellik. Homeros’un eserlerine, Rıfat Ilgaz’ın kitaplarına bile konu olmuş.

Kalafat Muhtarı Seral Gün, çalışkan, yurtsever ve üretken bir ‘ülke sevdalısı’. Muhtarlığının da hakkını vermeye çalışıyor.

Seral Muhtarım şunları anlatıyor:

“Özellikle yerli turistler bu bölgeyi çok seviyor. Tarihi yaşatan bir güzellik. Tabi bölgenin SİT alanı olması bir şans. Yoksa zarar görebilirdi. Kaymakamımızın da buranın korunması için çok çabaları oluyor. Benim hayalim ve isteğim, bu koyu çevreleyen iki kalenin aydınlatılması. O görsel şöleni bir düşünün. Türkiye’nin her yerinden insanlar bunu görmeye Cide’ye gelir. Çok büyük bir maliyeti de olduğunu düşünmüyorum. Hatta güneş enerjisinden yararlanılaraık bile bu aydınlatma sağlanabilir. Babam (burası yurt dışında olsa, denizi ısıtıp pazarlarlardı) derdi. Gerçekten bir doğal harika. Elimizden geldiğince bu güzelliği korumaya çalışıyoruz.”