Gülümsememiz, kendimize olan güvenimizi yansıtan en güzel aksesuarlardan biridir. Ancak diş sorunları, bu güzel gülümsemeyi etkileyebilir ve özgüvenimizi sarsabilir. Neyse ki, modern diş hekimliği, bu sorunları çözmek için sürekli olarak yeni çözümler sunuyor. Bu yazıda, diş sağlığınızı desteklemek ve güzel bir gülümsemeyi sürdürmek için neden zirkonyum diş restorasyonlarının modern bir seçenek olduğunu keşfedeceksiniz.
Zirkonyum nedir?
Öncelikle, zirkonyumun ne olduğunu anlamak önemlidir. Zirkonyum, dayanıklılığı ve estetik görünümü bir araya getiren bir porselen türüdür. Bu madde, diş restorasyonları için kullanıldığında doğal dişlerle mükemmel bir uyum sağlar. Aynı zamanda renk değiştirmez ve lekelere karşı dayanıklıdır, bu da uzun vadeli bir çözüm sunar.
Dayanıklılık ve güvenilirlik
Zirkonyum, dayanıklılığı ile öne çıkar. Bu, günlük aktivitelerinizi sorunsuz bir şekilde sürdürebilmeniz anlamına gelir. Ayrıca, zirkonyum
Günümüzde birçok insan, diş kaybı sorunuyla karşılaştığında diş implantlarına başvuruyor. Ancak implant cerrahisi hakkında daha önce duymadığınız veya pek fazla düşünmediğiniz bazı ilginç gerçekler var. Bu yazıda, diş implantlarına dair az bilinen bazı önemli bilgilere göz atacağız.
1. İlk implantlar Antik Dönem'de kullanıldı: Diş implantları modern bir icat değil. Antik dönemde, Mısırlılar ve Mayalar da dâhil olmak üzere bazı kültürler, diş eksikliği sorununu çözmek için benzer yöntemlere başvuruyorlardı.
2. Başarı oranları yüksektir: İmplant cerrahisi, yüksek bir başarı oranına sahiptir. İyi bir bakım ve takip ile implantlar, uzun yıllar sorunsuz bir şekilde kullanılabilir.
3. Estetik ve fonksiyonellik: Diş implantları sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda çiğneme ve konuşma fonksiyonlarını da geri kazandırmada oldukça etkilidir.
4. Yaş sınırı yok: İmplant cerrahisi 18 yaşından itibaren her yaşta uygulanabilir. Yaşınız kaç olursa olsun, uygun bir aday iseniz diş implantları sizin için bir çözüm olabilir.
5
Uykuda yaşanan pek çok alışkanlık, zaman içinde diş sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu alışkanlıklardan biri de bruksizmdir. Peki, bruksizmin diş sağlığımıza etkileri nelerdir, 6 maddede inceleyelim:
1. Bruksizm Nedir?
Bilimsel adıyla bruksizm kişinin uykuda dişlerini gıcırdatması veya sıkması durumudur. Bu alışkanlık çoğu zaman stres, gerginlik veya uyku bozukluklarıyla ilişkilendirilir. Uyurken farkında olmadan gerçekleşen bu eylem, uzun vadede diş ve eklem sağlığını tehdit eder.
2. Dişlerin Aşınması ve Kırılma Riski
Geceleri dişleri sıkma veya gıcırdatma alışkanlığı, dişlerin yüzeyini aşındırabilir ve kırılma riskini artırabilir. Özellikle bu alışkanlık, diş minesinin zarar görmesine neden olabilir. Dişlerin yüzeyindeki bu aşınma, zamanla dişlerin hassasiyetine yol açabilir.
3. Çene Ağrısı ve Baş Ağrıları
Bruksizm, sadece dişlere değil aynı zamanda çene kaslarına da zarar verebilir. Bu durum çene ağrısına ve hatta baş ağrılarına yol açabilir. Uyurken çene kaslarının sürekli olarak gerilmesi, bu tür ağrıların tetikleyicisi olabilir. Doğru yapılmış bir gece plağı bu ağrılardan
Bir insanın hoşnutsuzluğunu ve rahatsızlığını artıran durumlardan biri de ağız kokusudur. Hem sosyal ilişkileri etkileyen hem de öz güveni zedeleyen ağız kokusu, genellikle kişinin kendisi de farkında olmadan etrafa yayılır. Hadi gelin, ağız kokusunun nedenleri ve alınabilecek önlemler konusunda biraz daha yakından bakalım.
Nedenleri
1- Eksik bakım: Yetersiz diş fırçalama ve diş ipi kullanımı, ağızda bakteri ve yiyecek artıklarının birikmesine neden olabilir. Bu da ağız kokusunun temel nedenlerinden biridir.
2- Ağız kuruluğu: Ağız salgıları azaldığında, bakterilerin üremesi ve ağız kokusu oluşumu daha yaygın hale gelir. Bazı ilaçlar, tıbbi durumlar veya yetersiz su tüketimi ağız kuruluğuna yol açabilir.
3- Beslenme alışkanlıkları: Baharatlı yiyecekler, soğan, sarımsak gibi yiyeceklerin sindirimi sırasında oluşan uçucu bileşikler nedeniyle ağız kokusu oluşabilir.
4- Diş eti problemleri: Diş eti enfeksiyonları ve diş eti çekilmesi gibi durumlar ağız kokusuna neden olabilir.
Önleme Yolları
1- Düzenli diş bakımı:
İnsan iletişiminin en temel araçlarından biri olan konuşma, sosyal etkileşimimizi güçlendirirken kendimizi ifade etmemize yardımcı olur. Ancak, konuşmanın sadece doğru sözcükleri seçmekle değil, aynı zamanda net ve anlaşılır bir şekilde iletmekle ilgili olduğunu unutmamak gerekir. İşte, bu noktada, dişlerimizin oynadığı rol oldukça büyüktür. Dişler, düzgün bir konuşma için gereken seslerin oluşturulmasında önemli bir rol üstlenirler.
Konuşma, dil ve dudaklar gibi birçok faktörün uyumlu bir şekilde çalışmasını gerektirirken, dişler bu sürecin en önemli oyuncularından biridir. Dişler, bazı harf ve sesleri doğru bir şekilde üretebilmemiz için gerekli olan pozisyonları sağlarlar. Örneğin, “f,v,s,z,t ve d” gibi seslerin üretimi, üst ve alt dişlerin dil ve dudaklarla uyumlu bir şekilde bir araya gelmesiyle gerçekleşir. Aynı şekilde, dişlerin düzgün konumlanması , “r” sesinin ve bazı ünsüz harflerin doğru şekilde telaffuz edilmesine yardımcı olur. İşte, sizde şimdi bu harflerle başlayan
İnci beyazlarımızı korumak, genellikle yaşlandıkça giderek daha önemli hale gelir. Çürükler, diş eti hastalıkları kemik kaybı ve diş kaybı gibi sorunlarla daha sık karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle ağız sağlığınızı korumak için bazı önleyici tedbirleri uygulamanız önemlidir. Sağlıklı inci beyaz dişlerinizi korumanıza yardımcı olacak dört diş bakımı ipucunu öğrenmek için okumaya devam edin!
1- Şeker tüketiminize dikkat edin
Şekerli yiyecek ve içecekler dişlerinizle temas ettiğinde ağzınızdaki doğal bakterilere diş minenizin zarar görmesine sebep olabilir. Oluşabilecek zarar çürük oluşumunu arttırır. İlerleyen ve zamanında tedavi edilmeyen çürükler zamanla diş kaybına sebep olabilir. Bu yüzden şeker tüketiminize dikkat etmeniz önemlidir.
2- Dişlerinizi fırçalamayı ve diş ipi kullanmayı ihmal etmeyin
Dişlerinizin sağlığını uzun vadede iyi durumda tutmak istiyorsanız, her gün günde iki defa dişlerinizi fırçalamayı ihmal etmemeniz gerekir. Bu ağzınızın temiz olması ve dişlerinizin arasında birikerek çürük oluşumuna sebep
Bu hafta sizlere diş köprüleri ile ilgili merak ettiğiniz konulardan bahsedeceğim. Alternatif diş tedavi yöntemlerinden biri olan diş köprüleri diş kaybından dolayı oluşan boşluğu kişiye uygun yöntemle doldurduğumuz tedavi şeklidir. İsminin köprü olarak adlandırılmasının sebebi diş boşluğunun yanında diş kökü veya implant ayaklarının olmasıdır. Diş köprüleri ara protezlerin aksine sabit olduklarından kişiler için kullanımı daha konforludur ve rahat hissettirirler.
Materyal olarak altın,alaşım, zirkonyum veya porselen olmak üzere farklı malzemelerden yapılan diş köprülerinin diş renginize daha yakın ve doğal duracağından en fazla porselen olanı hekimler tarafından önerilip kişiler tarafından da tercih edilmektedir. 3 tip köprü çeşidi bulunmaktadır. Bunlar;
1- Geleneksel Sabit Köprüler
Tedavisi en yaygın uygulanan diş köprü çeşididir. Bu köprü tedavisinde eksik olan dişin iki yanında bulunan sağlam dişler bir miktar inceltilerek köprüye destek amaçlı kullanılır. Böylelikle sabitlenen protezler son derece kullanışlı ve
Günlük ağız bakımınızı yaptığınız halde ağızınızda sürekli kötü bir tat hissediyorsanız bu bir sorunun işareti olabilir.
Dişlerinizi fırçalamak ve diş ipi kullanmak, dişlerinizi temizlemenize yardımcı olurken oluşabilecek ağız içi enfeksiyonları ile diş eti hastalıklarını önleyen ve bakteri birikimini engeller. Antibakteriyel bir gargara kullanmak, dişlerinizden ve dilinizden kötü kokuya neden olan bakterileri de azaltabilir.
Ayrıca ağız kuruluğu, tükürük eksikliği nedeniyle acı bir tada neden olabilir. Genel olarak tükürüğünüz, kalıntıları yıkamak ve bakterileri en aza indirmek içindir. Tükürük oluşumunun az olması, ağzınızda bakteri geliştirme riski artar, bu da ağız kokusuna ve hatta enfeksiyona yol açabilir.
Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) olarak bilinen asit reflü, midenizin üst kısmındaki kasın çok zayıfladığı ve safranın yemek borusuna ulaşması ile oluşur. Bu, boğazınızı tahriş ederek göğüste veya karınınız da yanma hissine neden olabilir. Bu semptomlar da ağızda acı veya baharatlı bir