HİÇ DE bağışlayıcı değil, Egemen Bağış.
Sert ve maalesef hâlâ öfkeli.
Bana karşı öfkeli.
Diğer yazar çizerlere öfkeli.
Muhalefete öfkeli.
Gençlere öfkeli.
Nitekim Özel Kalem Müdürü İbrahim Bayram’ın “Son günlerde oldukça yoğun bir biçimde işlenen ve Devlet Bakanı Egemen Bağış’ı konu alan yazınız üzerine, ajansta yer alan bir açıklamayı sizlerle paylaşmayı arzu ettim” notuyla beraber ilettiği o açıklamadaki ifadelere bakın hele:
“Maalesef Türkiye gündemi, akıl ve mantık dışı bir yumurta terörüyle kirletiliyor.”
“Demokrasiden nasibini alamamış çevrelerin şahsıma ve hükümetimize her vesileyle saldırı bahaneleri, şu an da yumurta terörüyle şekillenmektedir.”
“Olay ilk yaşandığında sucuklu yumurta mesajı verip ortamı yumuşatma çabam, sağır kulakları ve kör gözleri aşamamış, nasırlı vicdanları yumuşatamamıştır.”
“Egemen Bağış’ın ceketi kirlendi diye masum bir çocuğun cezalandırıldığı iddiası, aşağılık bir propagandadır.”
“Avrupa Birliğinde yumurta atmanın demokratik bir hak olduğu ise yalandır. Süregelen aşağılık propagandanın bir uzantısıdır.”
* * *
Açıklamayı okuduktan sonra, ben de Sayın Bakan’ın Özel Kalem Müdürü İbrahim Bayram’a bir mesaj gönderdim ve geçenlerde Vatan Gazetesi’nde yayımlanan bir söyleşinim tam metnini Egemen Bağış’a aktarması ricası ile kendisine ilettim.
Mine Şenocaklı, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Vahit Bıçak ile konuşmuş ve ortaya gerçekten “ders veren” bir tablo konmuştu.
Orada yazılıp, söylenenleri birkaç cümle ile geçiştirmek içime sinmedi doğrusu.
Lütfen, yarını bekleyin.
* * *
Egemen Bağış açıklamasında Avusturya, Danimarka, Fransa, Almanya ve İtalya yasalarına değinmiş ayrıca.
Özetle demek istiyor ki:
“Yumurta atmak her yerde suç.”
Ben de aksini savunmadım zaten.
Ona bakarsanız...
Kırmızı ışıkta geçmek de suç!
Mesele daha sakin, daha sabırlı,
daha anlayışlı olmayı başarmak.
Özel Kalem Müdürü’ne şunu da ilettim aynen:
“Sayın Bağış’ın bu konularda sıkıntısı var.
Çok fevri ve asabi.
Nitekim Meclis’te yapılan bir şovu (evet ŞOV) fazla ciddiye alıp, hemen bel altından çalışması, gibi...
Bilmem anlatabildim mi?”
Volkan yine patladı!
VOLKAN KONAK epeydir ekranda yok.
“Nerede?” diye merak edenlere, söyleyelim hemen.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, turnede.
En son New York’ta bir konser verdi.
Ve sadece şarkı söylemedi.
Binlerce kişiye hitaben şöyle dedi:
“Biz Türkiye’nin içindekileri sevdik, insanıyla, otuyla, akarsuyuyla, kayan yıldızlarıyla. Ama şunu da söyleyeyim, bestelerimi beğenmezseniz size kırılmam, sizle ahbaplık edebilirim. Tuttuğum takımdan hoşlanmayabilirsiniz, sizle ahbaplık edebilirim, bir masada yemek yiyebilirim. Sevdiğim ya da çıktığım bir kadından hoşlanmayabilirsiniz, sizle ahbaplık kurabilirim. Ama Mustafa Kemal’i sevmeyen bir adamla ahbaplık edemem, onun dostu olamam. Çünkü Mustafa Kemal uygarlıktır, çağdaşlıktır.”
Ey Kuzey’in oğlu.
Ey yurdumun delikanlısı.
Ey yiğit adam.
Al bende de o kadar.
Tek karelik hamm!
GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLAYER ALIN