A&G Başkanı Adil Gür’ün bir iddiası var:
“Bu seçimin en kârlı partisi CHP olacak. CHP başarılı olduğu için mi? Hayır. Yarışan parti olduğu için.”
Mesele kamuoyu araştırmaları olduğunda, tıpkı Tarhan Erdem gibi, ciddiye aldığım insanlardan biridir Adil Gür.
Ve haklı.
Özellikle yerel seçimlerde “yarışan parti” olmak, gerçekten önemli.
Nitekim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile dün konuştuğumuzda, onun söyledikleri de, bunu perçinledi.
İlçeleri ve beldeleri tek tek sayarken, hangisinde, hangi partilerin kendisine destek verdiğini anlattı.
Çünkü Kocaoğlu, yarışan bir partinin, üstelik yarışı önde götürdüğü her halinden belli olan adayı.
Belediye başkanlığı seçiminde, bu faktörün varlığını da, kaçınılmazlığını da kabul ediyorum.
Ama 29 Mart’ta, belediye başkanları seçilmeyecek sadece.
Seçmenlerin elinde, yarışan partileri kulvar dışına itme ve/veya başka partileri de o yarışa dahil etme gücü olacak!
* * *
Sayın Başbakan, ağzındaki baklayı Kırklareli’nde çıkardı:
“Baykal, sen bize lazımsın. Sen ana muhalefette oldukça, AKP daha güçlü olarak yoluna devam edecek.”
Anlayın artık.
Erdoğan ile Baykal arasındaki kavga, sahteden de yalancı, yapaydan da palavra.
Birbirlerine karşı kullandıkları her hakaret sözcüğü, oturdukları koltuklara büsbütün mıhlanmalarını sağlayan, birer çivi aslında.
29 Mart’ta bize geliyor sıra.
Peki, ne yapacağız?
Pankreas güreşini andıran bu oyunun cazibesine kapılıp, o koltuklara, bir çivi de bizler mi çakacağız?
Yoksa diş söker gibi, çakılan çivileri yerinden mi çıkaracağız?
Herkes düşünsün lütfen.
Adına “il genel meclisi oyu” denen, bu sihirli gücün yaratabileceği farklılığın sonuçlarını herkes iyice düşünsün.
Konak’ta, Piriştina...
LEVENT Piriştina, DSP’den Konak Belediye Meclisi’ne aday olmuşsa...
Mine Piriştina, evinin balkonuna Erdal İzgi’nin resmi ile DSP bayrağını asmış ve üzerine aynı amblemi taşıyan tişörtü giyip, sokağa çıkmışsa eğer...
İş gelmiş, “Ahmet Piriştina anılarımızda, ruhumuzda, gönlümüzde yaşıyor mu, yaşamıyor mu” sorusuna dayanmış, demektir.
Madem öyle...
İzmir’in vefalı ve kadirşinas insanları; en azından Konak Belediye Meclisi için oy verirken, aynı zamanda bu soruya da yanıt vereceklerini unutmamalı.
Lafı gevelemenin âlemi yok.
Ahmet Piritina’nın unutulmadığını ve unutulmayacağını kanıtlamanın tek yolu var:
Levent’in seçilmesini sağlamak.
Üstelik Levent Piriştina, sadece Ahmet Piriştina’nın hatırına değil; doğru düzgün bir adam olduğu için de, bu desteği hak ediyor.
Tek karelik hayaller