Hırsız kim?

İLK yazı da zordur, son yazı da. Bereket ikisinden de bol miktarda yazmışlığım var.
O nedenle zorlanmadan amma lafı da fazla uzatmadan, demem odur ki:
- Siz bana hasret miydiniz, bilemem fakat benim yazmaya ve dolayısıyla okunmaya, yani sizlere olan hasretim, ateşin bacayı sarmasından beter durumdaydı.
Öyleyse...
Şükür kavuşturana.
İnsan kavuşunca sevdiği işe, oyuncakçı dükkânına girmiş çocuk gibi, neye el atacağını bilemiyor.
Önce neyi yazsam acaba?
Hepsi de birbirinden renkli, cicili bicili mübareklerin.
‘Al beni’ diyor, her biri.
Al beni, yaz beni, anlat beni.
Tamam.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin seçim sloganı, öncelikle hoşuma gitti:
İşimiz İzmir / Gücümüz İzmir...
Söz güzel.
Anlam derin.
Mesaj yerinde.
Ne var ki, Aziz Başkan bu işi, belediye gücü yerine, seçim kampanyası marifetiyle yapsaydı keşke!
* * *
Normalde konunun, yukarıdaki ünlem işaretiyle bitmesi gerekirdi.
Bitmedi.
Çünkü hayretle şunu gördüm.
Aynı cümle, Ak Parti’nin seçim sloganları arasında da yer alıyor:
İşimiz hizmet / Gücümüz millet...
Haydi bakalım, gel de çık bu güç işin içinden!
Eğer yaşanan fevkalâdenin fevkinde bir tesadüf değilse.
Bilimsel jargonla intihal, sokak ağzıyla resmen hırsızlık var işin içinde.
İyi de...
Hırsız kim?


Esaslı meclis
İZMİR Ticaret Odası, biraz daha gayret etse, TBMM ile rekabet eder hale gelecek.
Ankara’da 550 kişi var, İTO Meclisi’nde 189 üye.
Seçilenlere şöyle baktım.
İnanın, TBMM’deki üyelerden çok daha renkli, etkili, birikimli insanlar var bu mecliste.
Meraktan çok, endişe ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ni bekliyorum şimdi.
Şakası yok.
İzmir’i kimlerin yöneteceği, çok önemli.
Eğer nitelik olarak, Ticaret Odası’ndan geri kalırsa, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi; İzmirli seçmene ayıp, İzmir’e de yazık olur!


Bir karelik hayaller