Kan aranıyor!

MİLLİYET EGE’DE yazmaya başlarken, köşeye bir isim koymamı istedi arkadaşlarım. Şu olsun, bu olsun derken, “Arayış” adında karar kıldım.
Çünkü arayış...
Sağlı sollu farklılıklar arasında dolaşmaktı.
Umudun peşinde koşmaktı.
Çaresizliğe baş kaldırmaktı.
Hayal kurmaktı.
Yeni yollar bulmaktı.
Bulamadığında açmaktı.
*   *   *
Bütün bunlar kolay değil elbet.
Hatta tehlikeli bazen.
Ne var ki, aranan Mevla ise belâ ile boğuşmaya da hazır olmalı insan!
*   *   *
29 Mart seçimleri açık biçimde gösterdi; Türkiye amansız bir arayışın girdabında savruluyor.
İnsanlar “güven” arıyor.
Şiddetle, “güven duyulacak insanlar” aranıyor.
Tecrübeli ama hırpalanmamış... Önemli işler yapmış fakat yıpranmamış insanların, ortak hedeflerde buluşması ve Türkiye’nin önünde yeni bir yol açma cesareti ile becerisini göstermesi bekleniyor.
*   *   *
Bir seçim geçti ve yenisine iki yıldan fazla süre var.
Yani aklı egemen kılmanın, kişisel hesaplardan arınmanın, özgüvenle davranmanın, cesur olmanın tam zamanıdır.
Ehven-i şerre razı olmaktan bıktık.
İzmir’den yükselen bu sesi duyun ve aranan kanı, bulun artık.




Sadece bir tahmin
DİKKATİMİ çekti.
TurkNet’in sunduğu 1095 hizmeti kullanılarak son dönemde yapılan 4.5 milyonu aşkın aramadan elde edilen verilere göre:
İstanbul’dan en fazla Ankara...
Ankara’dan ise İzmir aranıyormuş.
İstanbul ile Ankara arasındaki bu muhabbettin nedeni, mesela hasret olamaz.
Çünkü öyle olsaydı, en fazla Sivas veya Tokat ya da Trabzon aranırdı İstanbul’dan!
İstanbul ile Ankara arasındaki telefon bağı... Hani Cem Yılmaz’ın bir telefon reklamında diline doladığı türden olmalı:
Tamamen duygusal!
İhale, kredi falan...
Eh, onca talep ile baskı, bunaltır insanı.
İşte o zaman, Ankara’dan en fazla İzmir aranır haliyle.
Parayla pulla fazla işi olmayan bu şehirdeki gamsızlığın tatlı huzuru, telefon ahizesinden üflenir Ankara’ya, taze oksijen niyetine!


Tek karelik tebessüm