Gül: Eşimle katılacağımız toplantılar da olacak

8 Eylül 2007

Yön Resepsiyonun sürprizini kadın hakları savunucusu Uçan Süpürge Derneği'nin Koordinatörü Halime Güner yaptı.Gül, bir grup işadamıyla görüşürken kenarda bekleyen Güner tepkili görünüyordu."Cumhurbaşkanı'na bir çift sözüm var, onu söylemek istiyorum" diyerek söze girdi."Nedir bir çift sözünüz?" diye sordum:"Eğer olanak bulursam eşiniz niye bu salonda yok diye soracağım.""Olması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?" dediğimde ise Gül'e söyleyeceklerini hızla özetledi:"Herkes burada ama içeride bir kadın, bir odada adeta hapis. Buraya gelemiyor. Niye? Türbanlı olduğu için. Burada erkek çoğunluğu var. Ama onların kafasının içini biliyor muyuz? Yok. Türbanları yok diye mi katılabiliyorlar. İşte bunu söyleyeceğim."Nitekim söyledi de...Gül'ün geldiğini görünce önüne çıktı ve:"Sayın Cumhurbaşkanım, eşiniz niye bu salonda yok? İçeride bir kadın hapis gibi. Buraya çıkamıyor. Niye? Bu, kadına karşı bir şiddettir. İçeride bir kadın şiddet görüyor."Cumhurbaşkanı böyle bir tepki beklemiyordu. Halime Güner'e sorusunu tebessümle karşılayarak şöyle dedi:"Kendi kararı, kendi tercihi. Yoksa bir sorun yok. Onunla birlikte katılacağımız toplantılar da olacak."Halime Hanım ısrar etti:"Biz onunla da çalışmak

Yazının Devamı

Yeni anayasa tartışmaları

7 Eylül 2007

Yön AKP'nin yeni anayasa için Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bir akademisyenler heyetine hazırlattığı taslaktan sızan bilgiler, CHP'de "kuşkular" yaratmışa benziyor. Önümüzdeki dönemde önemli tartışma alanlarından birinin yeni anayasa çalışmaları olacağı anlaşılıyor. Yeni anayasa taslağı henüz ortaya çıkmadan tartışmalar başladı bile. CHP'nin itirazlarının başında yeni anayasa taslağının hazırlanışında AKP'nin izlediği yöntem geliyor. AKP'nin yeni bir anayasa "sipariş" ettiğini vurgulayan CHP lideri Baykal ve CHP sözcüleri, söz konusu heyette Türkiye'nin köklü hukuk fakülteleri ve hukuk kurumlarından temsilci olmamasını eleştiriyorlar.Diğer bir itiraz noktası da taslağın bir bütün olarak kamuoyuna sunulmaması, gizli tutulması ve bazı bilgilerin kontrollü şekilde yansıtılması. CHP, AKP'nin bu yöntemle kamuoyunun tepkisini ölçmeye çalıştığını, ancak, bu konuda şeffaf davranmaktan kaçındığını düşünüyor.AKP yetkilileri ise çalışmanın henüz parti taslağı haline gelmediğini, bu aşamadan sonra tartışmaya açılacağını savunuyor. Yöntem Bugüne kadar kamuoyuna yansıyan bilgiler çerçevesinde CHP'nin yeni anayasayla ilgili kaygılarını şöyle özetlemek mümkün:1- Yeni anayasa ihtiyacı

Yazının Devamı

Pozisyonlar netleşiyor

6 Eylül 2007

Yön Gül'ün Çankaya'ya çıkması yeni bir durumdu. Bazı açılardan "ilk"ler taşıyordu. Gül ve AKP açısından bakıldığında Çankaya daha önce geçilmemiş bir eşikti. Gül'ün cumhurbaşkanı almasıyla bu eşik de geçilmiş oldu.Kurumlar yeni durum karşısında yeni pozisyonlarını belirliyorlar.Yeni pozisyon alma siyaset kurumlarında da devlet kurumlarında da gözleniyor.Bu açıdan şöyle bir özet yapılabilir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden sonra yaşadıklarımız, yeni döneme ilişkin olarak kurumların pozisyonlarını yavaş yavaş netleştirmeye başladıklarını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, seçildiği günden bu yana, "gerginlik yaratmamaya özen gösteren" bir pozisyon aldı. Hem davetli hem de ev sahibi olduğu resepsiyonlara eşsiz giderek, "türban" tartışmasına ortam oluşmasını engelledi.Gül, "türban"ı eşsiz davet yöntemiyle alan dışı tutarak kendine göre bir "eşitlik" ortamı yarattı. Ancak bunu genel bir kural haline getirebilir mi? Her davet için uygulayabilir mi? Bu soruların yanıtı için 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonu önem taşıyacak.Bunun dışında Gül, bütün siyasi partilere Çankaya'nın açık olduğu mesajını da verdi. Herhangi bir ayrım yapmadı.Gül'ün toplumun bütün kesimleriyle diyalog

Yazının Devamı

Belediye adı altında merkezi otorite tartışması

5 Eylül 2007

Yön Bu tartışma, "merkezi otorite" tartışmasıdır. Baydemir'in çıkışı, belediyecilik adı altında Güneydoğu'da, "ikinci bir merkezi otorite"nin varlığını hissettirme çıkışıdır.Baydemir'in "hodri meydan" resti de bunu gösteriyor.Sorun, merkezi hükümetin belediyelere kaynak aktarmada ayrımcı davrandığını kanıtlamaktan çok Diyarbakır'ın, Ankara karşısında, "düşürülmemiş kale" olduğu mesajını vermektir.Baydemir'in sözlerine bakalım:"Diyarbakır'a karşı açıkça savaş ilan ediyorlarsa, hodri meydan diyorum... Diyarbakır bir kaledir. Düşürmek istiyorlarsa buyursun gelsinler. Bu kale düşmeyecektir. Niceleri gelip düşürmek istedi. Ancak bu kale dimdik ayaktadır." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir arasındaki tartışma, "belediye tartışması" gibi görünse de gerçek öyle değil. Osman Baydemir'in, kullandığı üslup kadar, Başbakan'ı muhatap alarak konuşması da, "belediye"nin ötesinde bir sözcülük, bir liderlik iddiasıdır.Açıkça söylemek gerekir ki, Güneydoğu'nun TBMM'deki temsili de yerel yönetimlerdeki temsili de, "ikinci bir ulusal temsil" niteliğine büründürülmüş durumdadır.Bu tür temsil PKK tezleriyle uyumludur. Özü de, "Kürt ulusu"nun, "Kürt halkı"nın

Yazının Devamı

Baykal ve CHP Köşk'e çıkmayacak

4 Eylül 2007

Yön Gözler çarşamba günü Köşk'te olacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5 Eylül Çarşamba günü saat 11.00'de ilk davetini veriyor. Davet resmi kabul mahiyetinde. Cumhurbaşkanı, devlet protokolünü davet edecek. Davet, bakanları, milletvekillerini, yabancı büyükelçileri, asker-sivil üst düzey bürokratları, basının temsilcilerini kapsayacak. Cumhurbaşkanı Gül'ün seçilmesi sırasında oylamalara ve seçildikten sonra yemin törenine katılmayan Deniz Baykal ve CHP milletvekilleri, bu davete de katılmayacaklar.CHP lideri Deniz Baykal'a, dünkü görüşmemizde, bu davete neden katılmayacaklarını sordum.Baykal, şu yanıtı verdi:"Biz tutumumuzu çok önceden açıklamıştık. Çankaya ile ilişkilerimizi asgari düzeyde tutacağımızı belirtmiştik. Sözünü ettiğiniz davet bir protokol daveti. Mahiyeti bu. Bu nedenle ben ve milletvekili arkadaşlarım çarşamba günü Köşk'e çıkmayacağız. Bu aldığımız bir ilke kararı." Baykal gitmeyecek Baykal'a bu tutumlarının Gül'ün cumhurbaşkanlığını "tanımamak" veya "meşruiyet" tartışması yaratmak anlamında bir amacı olup olmadığı sorusunu da yönelttim.CHP lideri, şu karşılığı verdi:"Hayır. Bu tutumumuzla bir meşruiyet tartışması yaratmak amacımız yok. Gül'ün cumhurbaşkanı

Yazının Devamı

CHP neden yalnız kaldı?

23 Ağustos 2007

Yön Baykal, MHP'yi, Abdullah Gül'ü "kuyudan çıkarmak"la suçladı. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin meydanlarda attığı ipin Öcalan'ın asılması için değil, Gül'ün kuyudan çıkarılması için olduğu anlaşıldı, diyerek MHP'ye yüklendi."Gül'ün seçilmesi sakıncalıysa, o zaman ona göre davranılır" diyerek de DSP'ye dokundurdu.Baykal'ın görüşlerini daha önce de yansıtmıştık.CHP lideri, seçim öncesinde olduğu gibi sonrasında da Gül'ün adaylığına karşı çıkıyor. Başbakan Erdoğan'ın uzlaşma konusunda verdiği sözü tutmadığını hatırlatıyor. Gül'ün cumhurbaşkanlığı ile Türkiye'de laiklikten ılımlı İslam devletine geçiş sürecinin hızlanacağı endişesini dile getiriyor.CHP kendi tezleri açısından tutarlı davranıyor. CHP lideri Deniz Baykal, dün NTV'de Murat Akgün'ün sorularını yanıtlarken MHP ve DSP'yi eleştirdi. MHP lideri Bahçeli ve MHP'nin tutumuna gelince...Bahçeli de seçim öncesi tutumuyla tutarlı bir politika izliyor.Bahçeli, Aralık 2006'da erken seçim çağrısı yapmıştı. Mart 2007'de erken seçime gitmeyi öneren Bahçeli, bu seçimde de AKP'nin Meclis'te çoğunluk sağlaması halinde, bir AKP'liyi cumhurbaşkanı seçebileceğini de eklemişti.AKP, seçimden büyük bir farkla birinci parti çıktı ve Meclis'te 341

Yazının Devamı

Antalya Valiliği'nin başarısı

22 Ağustos 2007

Yön Bu sonucun alınmasında emeği geçen bütün görevlileri kutlamak gerekir.Özellikle Antalya Valiliği'nin bu olayda gösterdiği başarının teslim edilmesi gerekir. Ercan-İstanbul seferini yaparken, İran'a götürülmek üzere kaçırılan ve Antalya'ya indirilen uçak krizinin kimsenin burnu kanamadan sonlandırılmış olması olayın en önemli yönüdür. Hemen belirtmek gerekir ki Antalya'nın deneyimli valisi Alaaddin Yüksel'in ve ekibinin kriz yönetimi, olayın çözülmesindeki en önemli etkenlerden biridir.Krizin nasıl yönetildiğini özetleyelim:Uçak Mersin üzerindeyken kaçırıldığına ilişkin sinyal Antalya kulesine geldikten sonra 15 dakika içinde Vali Yüksel, İl Jandarma Komutanı, Emniyet Müdürü, MİT temsilcisi, terörle ilgili savcılar alana gelmişlerdir.Uçak Antalya Havaalanı'na ininceye kadar geçen süre içinde, Vali Yüksel'in talimatıyla, havaalanı VIP salonu her türlü müdahaleye uygun biçimde bir hastane acil servisine dönüştürülmüştür.10 ambulans ve 50'ye yakın doktor havaalanında yerlerini almışlardır. Yine Vali Yüksel'in talimatıyla, 8 psikiyatr getirilmiştir. Bu doktorlar hem korsanlarla hem yolcularla telefonla irtibat kurmuş ve uçaktaki tansiyonu düşürmeyi başarmışlardır. Yüksel'in kriz

Yazının Devamı

CHP'nin gerekçeleri

21 Ağustos 2007

Yön Sürpriz yok.Oylama sürerken TBMM kulislerinde nabız tuttuk.Bu kez kulislerin tansiyonu düşüktü. Bunun en önemli nedeni 367 sorununun aşılmasıydı. Geçtiğimiz dönemde yapılan ilk tur oylamada herkesin gözü Genel Kurul'daydı. 367 bulunacak mı, bulunmayacak mı? CHP dışındaki muhalefet partileri Genel Kurul'a girdiği için bu kez böyle bir heyecan yaşanmadı. Kulislerdeki tartışmaların odak noktasını CHP'nin tutumu oluşturuyordu. İktidar ve diğer muhalefet partilerine mensup milletvekilleri, CHP'nin Genel Kurul'a neden girmediği üzerinde tartışıyorlardı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylaması dün yapıldı. Oyların dağılımı, milletvekillerinin partilerinin kararına uygun davrandıklarını gösteriyor. CHP oylamaya katılmazken, DSP'nin cumhurbaşkanı adayı gösterip Genel Kurul'a girmesi CHP'lilerde, "burukluk" yaratmıştı.CHP'liler, DSP lideri Zeki Sezer'in seçimlerden önce, "CHP ile bir grup gibi davranacağız" biçiminde açıklamalar yaptığını anımsatıyorlar. Sezer'in bu sözünü unuttuğunu ve oylamaya katılmak için aday çıkardığını düşünüyorlar.DSP'liler ise Gül'ün adaylığına karşı olmak açısından CHP'den farklı düşünmediklerini, ancak izlenen yöntemde farklılık olduğunu

Yazının Devamı