Yön Bülent Ecevit'in yokluğu DSP'lileri hüzünlendirdi.Ecevit'in "El ele büyüttük sevgiyi" diyen sesi salonda duyulunca, çok kişi gözyaşlarını tutamadı.DSP kurultayında Ecevit yine "Halkçı Ecevit", Ecevit yine "Karaoğlan Ecevit"ti... DSP, Bülent Ecevit'siz ilk kurultayını yaptı. Bir kurultayda ilk kez Rahşan Ecevit'in yanında Bülent Ecevit yoktu. DSP lideri Zeki Sezer salona, Mahzuni'nin Atatürk için "Sarı saçlım, mavi gözlüm" türküsüyle girdi.DSP, sarı saçlı ve mavi gözlü Sezer için Atatürk'ü çağıran bu türküyü seçmişti.Sezer, konuşmasında da sık sık Atatürk'e ve Ecevit'e göndermeler yaptı.DSP kurultayı, "Ecevit'siz"liğe karşın, canlı ve coşkuluydu. Atatürk Spor Salonu dolmuş, DSP'liler bahçeye taşmışlardı.Basının ilgisi de DSP'nin siyasette bir "köprü başı" tuttuğunun göstergesiydi. Bu ilgide DSP'nin 13 milletvekiliyle Meclis'e girmesinin katkısı da gözleniyordu. Sarı saçlı, mavi gözlü Salonda en çok ilgi gören Rahşan Ecevit'ti. Kurucu genel başkan, salonda gördüğü kalabalık ve coşkudan memnundu.Rahşan Hanım, Abdullah Gül'ün adaylığına tepkili.Gül'ün cumhurbaşkanlığı için şu yorumu yaptı:"Sayın Gül, Türkiye haritasının cumhurbaşkanı olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti'nin
Yön Ercan-İstanbul seferini yaparken İran'a götürülmek üzere kaçırılan uçağı, pilotların Antalya'ya indirdiklerini öğrenince "bravo" diyecektik ki, ardından gelen haber takdir duygularımızı kuşku ve üzüntüye dönüştürdü.Pilotlar, uçağı indirir indirmez, kokpit camından uçağı terk etmişlerdi.Kaçırılan uçağı önce pilotların terk etmesi bir "skandal" değilse nedir? Gemiyi en son kaptan terk eder" diye biliriz de, "Uçağı önce pilotlar terk eder" diye bir "kural" olduğunu bilmiyorduk! Uçak, gemi gibi araçlarda, yolcular ister bilgi sahibi olsunlar ister olmasınlar, psikolojik olarak pilota, kaptana güvenirler. Tehlikeli bir anda sorunu onların çözeceğine inanırlar. Kendi kendilerine bu yönde telkinde bulunurlar. Türbülans veya başka bir tehlike anında, "pilotlar halleder" diye düşünürler.Pilot, uçaktakiler için güven kaynağıdır.Yaptığı anonslar pür dikkat dinlenir. Sesi yolculara güven verir. Eğer pilot yolculuk hakkında bilgi veriyorsa, her şey yolunda demektir.Pilot böyle bir psikolojik unsurdur.Böyle olduğu halde, bırakın olağan bir uçuşu, kaçırılmış bir uçağı önce pilotların terk etmesinin kabul edilebilir bir açıklamasını bulmak zordur. Yolcular kaptana güvenir Dünkü uçak kaçırma
Yön Cumhurbaşkanı Sezer'in havası, bir an önce görevi devretmeyi beklediği izlenimi veriyordu. Sezer resepsiyonda fazla kalmadı, gazetecilerden uzak durmaya da özen gösterdi. Sezer, 22 Temmuz seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin şekillendirdiği siyasi "denklem"in dışında duruyordu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in işadamı Jak Kamhi'ye "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" verilmesi vesilesiyle düzenlediği törende devletin zirvesini gözleme olanağı bulduk. Çankaya Köşkü'nde merak edilen bir konu, Sezer'in, Erdoğan'ın getirdiği yeni kabine listesine bakmadan listeyi yeni cumhurbaşkanına havale etmesiydi.Gazeteciler bu soruya yanıt ararken, Başbakan Erdoğan'ın havası, Sezer'in bu tutumundan "olumsuz" bir sonuç çıkarmadığını gösteriyordu. Erdoğan, Sezer'den aldığı yanıt nedeniyle herhangi bir "alınganlık" içinde görünmüyordu. Cumhurbaşkanı'nın tutumunu, yeni cumhurbaşkanına yapılmış bir "jest" olarak yorumlamıştı.Köşk'e yakın kaynaklar ise Sezer'in bu tutumunda, Erdoğan'ın bir gün önceki basın toplantısının etkili olduğunu düşünüyorlardı. Erdoğan'ın, basın toplantısında sarf ettiği, "Ben bir ekip kuruyorum, Sayın Cumhurbaşkanı anlayışla karşılayacaktır" sözlerinin Sezer'in
Yön Dün Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın istifa edeceği söylentilerinin çıkmasından ve Sezer'in, Başbakan Erdoğan'a, "yeni hükümeti yeni cumhurbaşkanına sunun" önerisinden kısa bir süre sonra Çankaya Köşkü'nde devletin zirvesi biraraya gelmişti. Gazeteciler önce Sezer'i yokladı. Yeni hükümeti yeni cumhurbaşkanına bırakması bir jest miydi, tavır mıydı? Sezer sorulara yanıt vermedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, işadamı Jak Kamhi'ye "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" verilmesi nedeniyle düzenlediği tören ve resepsiyondaydık. Org. Büyükanıt'a ilk yöneltilen soru "istifa söylentisi"yle ilgiliydi: 'Kim uyduruyor?' Ben mi, haberim yok. Belki farkında olmadan etmişimdir! Kim uyduruyor bunları? Buraya gelirken yolda yaverim söyledi. Öyle öğrendim bu söylentiyi. Ben istifa etsem birçok kişi sevinir. Yurtdışındakileri kastediyorum. (Gülerek) Eğer Türkiye'nin yararına olacaksa, borsa yükselecekse ederim. Çekileceğiniz, istifa edeceğiniz söylentisi çıktı, ne diyorsunuz? Herhalde birileri manipülasyon yapıyor. Londra'da borsacılardan böyle bir haber geliyor... Konuşuyorum, 'borsa düştü' diyorlar. Susuyorum, 'borsa düştü' diyorlar. Ne söylesem yanlış anlaşılıyor. Ne yapayım
Yön CHP, ana muhalefet partisi olarak, Gül henüz seçilmeden çok sert ve çok kesin bir tutum aldı.Baykal ve CHP seçim kampanyası boyunca olduğu gibi bu kararından sonra da "kriz yaratan ve krizden beslenen parti" olmakla eleştiriliyor.CHP lideri Deniz Baykal'a dünkü görüşmemizde neden bu kadar sert kararlar aldıklarını sordum. CHP, Abdullah Gül'e randevu vermedi. Bununla da kalmayıp Gül'ün cumhurbaşkanı olması halinde bir çeşit "boykot" uygulayacağını açıkladı. Gül'ün cumhurbaşkanı olarak faaliyetlerine, törenlerine katılmayacağını, "ülkenin krize sürüklenmesi halinde liderler zirvesi" çağrısı dışında Çankaya'ya çıkmayacağını ilan etti. Baykal, gerekçelerini şöyle açıkladı:"CHP, büyük Atatürk'ün önderliğinde çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran partidir. Kurucu partidir. Tarihsel sorumluluğu vardır. Biz kurucu parti olmanın sorumluluğu içinde tepki veriyoruz, tarihi uyarı görevimizi yapıyoruz. Sayın Gül'ün Çankaya'ya çıkması kendisini de aşan anlamlar taşır, taşıyacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan laiklik ve ulus anlayışıyla bağdaşık olmayan birinin Çankaya'ya çıkması, tehlikeli bir sürecin başlangıcıdır. Biz, CHP olarak, Atatürk'ün emanetini korumaya çalışıyoruz
Yön Gül'e, TSK'nın 27 Nisan'da yaptığı açıklamayı anımsatarak sordum:"Siz 27 Nisan'ı tamir ettik demiştiniz. Bu açıdan bir sıkıntı bekliyor musunuz?"Gül, sözcükleri özenle seçerek şu yanıtı verdi:"Dikkat ettiyseniz, seçim kampanyası boyunca, meydanlarda bu konuyla ilgili tek söz söylemedim. Tek satır bulamazsınız. 27 Nisan geride kalmış konudur. Onlar hep geride kaldı. Öyle rövanşist yaklaşımlarda bulunacağımız yorumları yapıldı. Kesinlikle doğru değildir. Rövanş falan söz konusu değil."Gül, Anayasa'ya göre aday olduğunu anımsattıktan sonra TSK'ya da bu konuda şu mesajı gönderdi:"Anayasa'da cumhurbaşkanlığına nasıl aday olunacağı belli. Ayrıca, Anayasa bütün kurumları bağlar. Bütün kurumlar Anayasa'ya bağlı olmak durumundadır. Bu açık."Gül, "Bir pürüz görüyor musunuz, bir endişeniz var mı?" sorusuna da şu karşılığı verdi:"Hayır. Niye olsun ki. Bir pürüz görmüyorum. Endişem de yok. Ben 5 yıla yakın devletin en hassas görevlerinde bulundum. Dışişleri Bakanı'yım. Başbakanlık yaptım. Terörle Mücadele Kurulu Başkanlığı yaptım. Devletin en hassas bilgileri benim önüme geldi."Gül, TSK'dan kaynaklanacak bir sıkıntı, bir tepki beklemiyor.Siyasi partiler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
Yön Program sonrasında da sohbet ettiğimiz CHP lideri, Başbakan Erdoğan'dan uzlaşma girişimi bekliyor.Baykal'a, "Sizin anladığınız anlamda bir uzlaşma arayışı olmaz ve Sayın Gül cumhurbaşkanı adayı olursa tavrınız ne olacak?" diye sorduğumda şu yanıtı verdi: CHP lideri Deniz Baykal, dün CNN Türk'teki Ankara Kulisi programında konuğumuzdu. Baykal, AKP cumhurbaşkanı adayını belirlemeden önce görüşlerini ve partisinin takınacağı tutumu açıkladı. "Eğer uzlaşma olmazsa biz oylamaya katılmayız, Genel Kurul'a girmeyiz. Çünkü katılmamızın bir anlamı olmaz. Biz başından beri gerçekten bir uzlaşma sağlansın istiyoruz. Cumhurbaşkanı seçiyoruz. 72 milyonun cumhurbaşkanı olacak. Bu makama seçilecek kişinin mutlaka uzlaşmayla seçilmesi gerekir. Çankaya bir partinin iç işi değildir." "Girmeyiz" Baykal, CHP'nin TBMM Genel Kurulu'na girip girmemesinin belirleyici olmayacağını da ekledi:"MHP gireceğini açıkladı. MHP kendi adayını çıkaracak, öyle görünüyor. Bu durumda CHP'nin girip girmemesi sonucu belirleyecek bir faktör değil. Biz uzlaşma istiyoruz, dayatma olacaksa bir katkı vermemiz mümkün olmaz."CHP liderine, Başbakan Erdoğan'dan ziyaret bekleyip beklemediğini sorduğumda ise şu karşılığı
Yön Baykal'a, dünkü görüşmemizde, "Erdoğan'ın uzlaşma aramak üzere sizi ziyaret edeceğini düşünüyor musunuz?" diye sordum. Yanıtı şu oldu:"Sayın Başbakan böyle bir söz vermişti. Gerçek bir uzlaşma arayışı içindeyse bu sözünü tutar. Ama değilse bu noktadan sonra geleceğini doğrusu pek sanmıyorum. Açıklamalarına şöyle bir bakınca bu sözünden yavaş yavaş dönüyor gibi geldi bana. İşte ben mi giderim, aday arkadaşlar mı gider türünden sözler söylemiş. Bu da gerçek bir uzlaşma arayışında olmadığını gösteriyor." CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretini bekliyor. Baykal, Erdoğan'ın, seçim öncesinde sarf ettiği "Birden fazla isimle uzlaşma ararım, muhalefete giderim" sözünü tutmasını bekliyor. Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı adayı göstermesinin yüksek olasılık olduğunu düşünüyor.CHP liderine, "Başbakan, aday olacak arkadaşlar diyerek birden fazla aday çıkacakmış gibi bir izlenim verdi" diye sorunca, ilginç bir benzetme yaptı:"Ben bu sözlerden tavşan aday çıkaracaklarını anlıyorum. Gül'ün ipi göğüslemesini sağlamak için tavşan adaylar çıkaracaklar anlaşılan. Tavşan aday veya adaylara gerek yok. Açık olsunlar.""Tavşan