Yön Seçime katılan iddialı partilerden her biri tek başına iktidar olacağı iddiasını sürdürüyor. Çıtayı yüksek tutmak siyasi parti olmanın doğasında var. Partilerden hiçbiri, "Ben tek başıma iktidar olamam" demez, demiyor. İnanmasalar da bu "temenni"yi güçlü bir olasılıkmış gibi söylemeyi bir zorunluluk sayıyorlar. 22 Temmuz seçimlerinden sonra ortaya hangi iktidar seçenekleri çıkar? Seçimin sonucunu kesine yakın biçimde şimdiden tahmin etmek zor. Seçim tarihine kadar birçok faktör sonuca etkili olabilir. Ankara'da konuşulan seçeneklerden biri zayıflamış olmakla birlikte AKP'nin yeniden tek başına iktidar olabileceği. 276'nın üzerinde bir sandalyeyle AKP'nin yeniden tek başına hükümeti kurması seçeneğine şans tanınıyor.Böyle bir durumda AKP'nin daha "uzlaşmacı" bir tutum izleyebileceği, örneğin cumhurbaşkanı seçimini bu kez krize dönüştürmeden sonuçlandırabileceği beklentiler arasında. 276'nın ne kadar üzerinde olacağına bağlı olarak, AKP'nin zayıf halkalarından kopmalar olabileceği de 22 Temmuz sonrasına ilişkin senaryolarından biri. Tek başına AKP Başkent kulislerine göre güçlü seçeneklerden biri de CHP-MHP koalisyonu. CHP de MHP de tek başına iktidar iddiasını sürdürmekle
Yön Ertuğrul Özkök, Hürriyet'teki köşesinde dün ayrıntı verdi.Soruyu "şartlı" sorduğunu, yanıtı da "şartlı" aldığını açıkladı.Sorudaki şart, DTP'nin Bulgaristan'daki Hak ve Özgürlükler Partisi gibi bir çizgiye gelmesiydi. Böyle bir çizgiye gelirse AKP, DTP'yle koalisyon yapabilir miydi?Uğur Dündar da "DTP ile koalisyon yapar mısınız?" diye sorusunu Başbakan'a yöneltti. Son günlerde Başbakan Erdoğan'a sık sorulan bir soru bu... Önce Ertuğrul Özkök, sonra Uğur Dündar sordu. Başbakan Erdoğan'ın bu soruya biri "şartlı" olmak üzere iki yanıtı var:1- Terör örgütüyle bağlantılı olan, terör örgütüne benim arka bahçemdir, diyen bir anlayışla AKP'nin bir araya gelmesi asla mümkün olmaz.2- Bulgaristan'daki Hak ve Özgürlükler Partisi çizgisine gelmiş olan bir partiyle bizim koalisyon yapmamızdan daha tabii bir şey olamaz.Başbakan, bu iki yanıtı Uğur Dündar'a veriyor. Bir gün önce Ertuğrul Özkök'e verdiği yanıtta da CHP-MSP ve Milliyetçi Cephe (MC) hükümetlerini anımsatarak bir araya gelmez denilen partilerin gelebildiğinin örneklerini veriyor. İki yanıt Ertuğrul Özkök, iyi niyetle sorulmuş bir soru ve iyi niyetle verilmiş bir yanıt, diyor. Başbakan'ın verdiği yanıttan tatmin olduğunu
Yön Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Anayasa değişikliği paketini geri çevirdi. AKP, paketi TBMM'den ikinci kez geçirerek karşılık verdi. Sezer, ikinci kez önüne gelen paketi Anayasa uyarınca referanduma götürme kararı aldı. Aynı anda Anayasa Mahkemesi'ne de götüreceği açıklandı. CHP de Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu yaptı.AKP'nin amacı 22 Temmuz'da halkın önüne iki sandık koymaktı. Hem genel seçim sandığı hem cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin referandum sandığı. Bunu sağlayabilmek için ayrıca referandum süresini 120 gün olarak belirlenen yasayı da değiştirerek süreyi 45 güne indiren bir yasa değişikliği yaptı.Söz konusu yasa değişikliği de dün Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edildi. AKP şimdi bu yasayı da ikinci kez TBMM'den geçirmek zorunda. Cumhurbaşkanlığı seçimi bir kördüğüme dönüştü. AKP, Anayasa Mahkemesi'nin 367 oy aranması gerektiğine ilişkin kararından sonra hızla Anayasa değişikliğine yönelerek sistemi değiştirmek istedi. Anayasa Mahkemesi bugün, CHP'nin değişiklik paketinin iptal edilmesi talebini görüşecekti. Ancak, Mahkeme Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Sezer'in de yapacağı iptal başvurusunu bekleme kararı aldı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim
Yön Yüzde 65'i ormanla kaplı dağların denizle buluştuğu muhteşem kıyılara henüz insan eli değmemiş gibi...Doğanın hiçbir şey esirgemediği Bartın, işte böylesine zengin bir yöre.Peki Bartın bu kadar zengin de Bartınlı zengin değil mi?Maalesef değil...Bu zenginlik Bartınlının yaşamına yansımamış. Bartınlı geçim derdinden ne denizin ne ormanın güzellikleriyle meşgul...Gözü yer altında..."Seçim" deyince:"Amasra işletmesine madenci alınacak mı?"Sorduğu bu... Yer altında başka yer üstünde başka hazine taşıyan doğa harikası bir yurt köşesi Bartın. Zonguldak havzasının en zengin ve en kaliteli kömür yataklarını, yemyeşil bir bir örtüyle gizleyip denizle süslemiş sanki doğa... Bartınlı bu zenginlikleri bırakıp gidiyor. Ekmeğini başka yerde arıyor. Bartın en çok göç veren illerimizden biri."O kadar ki" diyor Bartınlı, belediye çay bahçesindeki sohbetimizde:"İnanın mezar kazacak genç kalmadı Bartın'da. Hepsi terk edip gidiyor. Gitmeyip de ne yapsın? Amasra kömür işletmesinde kazmacı olmak için sıra bekliyor. Allah'ın gücüne gitmesin ama madende göcükten veya grizudan ölen işçimizin oğlu, daha babasının cenazesi kalkmadan gelip babamın yerine beni kazmacı alır mısınız, diye soruyor. Durum
Yön Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan'ı CNN Türk'teki Ankara Kulisi programımızda Murat Yetkin'le birlikte konuk etmiştik.Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'yla birlikte ise SKY Türk'ün Görünmeyenler programında Dr. Nihat Ali Özcan'a konuk olduk.Her iki deneyimli diplomat da Kuzey Irak konusunda izlenmesi gereken politikalarla ilgili somut önerilerde bulundular.Aktan ve Bölükbaşı, Türkiye'nin ABD ve Irak yönetimi üzerinde etkili olacağını düşündükleri "koz"ları anlattılar. MHP'nin bu iki ünlü diplomatına göre Türkiye, Habur Sınır Kapısı ve İncirlik Üssü ile hem ABD'ye hem de Irak'a önemli bir destek sağlıyor. Büyükelçiler, Kuzey Irak'a askeri operasyonu son çare, son seçenek olarak görüyorlar, ancak kaçınılmaz hale geldiğinde Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan bu hakkını kullanmaktan da kaçınmaması gerektiğini savunuyorlar. MHP'nin birinci sıra milletvekili adayları arasında iki ünlü diplomatımız var: Gündüz Aktan ve Deniz Bölükbaşı... Bölükbaşı, Türkiye'nin, askeri seçeneğe gelmeden önce, "Habur ve İncirlik"le ilgili olarak bir yaptırım politikası uygulayabileceğini vurguluyor. Bölükbaşı şu değerlendirmeyi yapıyor:"Kuzey Irak'ta ABD'nin lojistik ihtiyaçları Habur Sınır Kapısı üzerinden
Yön Bu tablo içinde cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak önümüzdeki olasılıklar arasında yeni cumhurbaşkanını yeni Meclis'in seçmesi olasılığı ağırlık kazanıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören Anayasa değişikliği paketini referanduma götürmeye karar verdi. Sezer, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak paketin iptal edilmesi talebinde bulunacak. CHP de daha önce Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açmıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olasılıklar şöyle özetlenebilir:1- Anayasa Mahkemesi, CHP'nin ve Cumhurbaşkanı'nın iptal başvurularını birleştirerek tek dava haline getirecektir. Eğer Anayasa Mahkemesi, başvuruları yerinden görür ve değişiklik paketinin tümünü iptal ederse, mevcut Anayasa hükümleri uyarınca, cumhurbaşkanını 22 Temmuz seçimiyle oluşacak yeni TBMM'nin seçmesi gerekiyor.2- Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Sezer ve CHP'nin başvurusunu yerinde görmez ve değişikliği iptal etmezse, bu kez Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması gerekiyor. Mevcut yasaya göre referandumun, değişiklik paketinin Resmi Gazete'de yayımlanmasından 120 gün sonra yapılması öngörülüyor. AKP, bu süreyi 45 güne indiren yasayı TBMM'den geçirdi ve
Yön Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise bu görüşün aksine, "İçeriyi hallettik de sıra dışarıya mı geldi?" şeklinde özetlenecek bir açıklama yaptı.TSK'nın caydırıcı olacağını düşündüğü sınır ötesi için hükümetin TBMM'den yetki alınması böylece havada kaldı.Erdoğan'ın Kuzey Irak'taki PKK varlığını "önemsemeyen", "küçümseyen" söylemi ABD ve Barzani'nin değerlendirmeleriyle örtüşüyor.Bu tutum, Türkiye'nin ABD ve Barzani üzerinde kurmaya çalıştığı baskıyı zaafa uğratacak bir yaklaşımdır. Sizin önem vermediğiniz ve öncelikle görmediğiniz Kuzey Irak'taki PKK varlığı için ABD ve Barzani'den askeri harekât talep etmek, izahı zor bir çelişki yaratır.Kuzey Irak'a PKK yuvalarına yapılacak sınır ötesi harekâtla terörün sıfırlanmayacağı gerçektir. Ancak, böyle bir kararın TBMM'den çıkarılması Türkiye'nin kararlılığını göstermesi ve caydırıcı etkisi bakımından önemlidir.Ne var ki Başbakan'ın böyle düşünmediği anlaşılıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan'da sınır ötesi harekâtta fayda gördüklerini açıladı. Kararın siyasi otoriteye ait olacağını da ekledi. Bu konu, Erdoğan'la muhalefet liderleri arasında tartışılırken, Dışişleri Bakanı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu
Yön Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, "içeride 5 bin dışarıda 500 terörist var, önce içeriyi halledelim" biçiminde özetlenecek sözlerini eleştirirken, hükümetin terörle mücadelede yanlış bir zeminde olduğunu kaydetti.Baykal, dünkü görüşmemizde Başbakan'ın bu yaklaşımının terörle mücadeleye engel oluşturacağını öne sürerek görüşlerini şöyle özetledi: CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terörle ilgili sözlerine sert tepki gösterdi. "1- Türkiye'nin terörle mücadelesinde en büyük engel bizzat Başbakan'dır.2- Artık Barzani bir karar vermelidir: PKK mı, Türkiye mi?3- Bağdat yönetimi artık bir karar vermelidir: PKK mı, Türkiye mi?4- ABD artık bir karar vermelidir: PKK mı, Türkiye mi?" 'Erdoğan engel oluyor' CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan'ın söylemini değerlendirirken, şu yorumu yaptı:"Başbakan'ın yaklaşımı, Barzani'nin yaklaşımını andırıyor. Başbakan, Barzani'nin ağzıyla konuşuyor. Bu, Türkiye'nin terörle mücadelesini önemli ölçüde zaafa uğratacak bir söylemdir. Askerimizin ve güvenlik güçlerimizin moralini bozacak bir yaklaşımdır. Başbakan'ın bu sözleri, terör konusundaki teşhislerinin yanlış olduğunu da gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki Başbakan, ABD'yi ve