Baykal'dan iki yanıt

7 Mart 2007

Baykal, dünkü görüşmemizde, CHP'ye "katı devletçi" ve "katı milliyetçi" eleştirisi yöneltenlerin kaba bir "zorlama" içinde olduklarını söyledi.CHP'nin çağdaş sosyal demokrat bir parti olarak ekonomide devletçi olmadığı gibi Atatürk milliyetçiliğini savunan bir parti olarak da "katı milliyetçi" olamayacağını vurguladı.Baykal, bu eleştirilerde bulunanların, iktidarın yanlışlarını, hatalarını eleştirmek yerine daha risksiz gördükleri muhalefeti eleştirme kolaycılığına kaçtıkları yorumunu yaptı. CHP lideri Deniz Baykal, son günlerde partisine yöneltilen "katı devletçilik" ve "katı milliyetçilik" eleştirilerine yanıt verdi. Baykal, CHP'nin ekonomi politika anlayışının özel sektör öncelikli kalkınma-sanayileşme politikası olduğunu anımsattı. CHP'nin ekonomide devlete biçtiği rolün, "yönlendirici, denetleyici, teşvik edici, dış rekabette kolaylaştırıcı" bir rol olduğunu anımsattı. Baykal, "katı devletçi" eleştirisine şu yanıtı verdi:"Bu eleştiriler dayanaksızdır. Hükümetin yanlış ekonomi politikalarını aklamaya çalışan boş gayretlerdir. CHP katı devletçi değildir. Tam aksine, biz özel sektör öncelikli bir sanayileşme, kalkınma programının eksikliğinden şikâyetçiyiz. Ekonominin sadece

Yazının Devamı

Evren: Ankara tıkandı

2 Mart 2007

Evren, "Darbe yapan böyle konuşur mu, diye soruyorlar" dedikten sonra şu yanıtı veriyor:"Benden PKK'lı veya Kürtçü olur mu, olmaz. Ben, Türkiye Ankara'dan yönetilemediği için böyle konuşuyorum." Türkiye'de merkezi yönetim sisteminin tıkandığını, bu nedenle eyalet sistemine geçilebileceğini belirten 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, dünkü konuşmamızda, Ankara'daki yetkilerin mutlaka dağıtılması gerektiğini savundu. 7. Cumhurbaşkanı, "eyalet sistemi" düşüncesini tartışılsın diye gündeme getirdiğini anımsattıktan sonra düşüncelerini etkileyen iki örnek veriyor:"Benim okulun orada bir çam ağacı vardı. Bana dediler ki, bu ağaç ileride çocukların üzerine devrilebilir, kesmemiz lazım. Ben de kesin o zaman, dedim. Fakat epeyce süre geçti, baktım ağaç orada duruyor. Sordum: Niye kesmediniz? Dediler ki, efendim Ankara'ya yazdık, cevap bekliyoruz. Yani kesilmesi gereken bir ağacı kesmek için bile Ankara'yla yazışmak gerekiyor. Böyle yönetim olur mu?" 'Çam ağacı için yazışılıyor' "Sonra" diyor, Evren:"Marmaris'te 5x5, yani 25 metrekareye bir trafo yapılması ihtiyacı doğdu. Başladılar yine yazışmaya çizişmeye. Düşünün ben ilgilendiğim halde bu küçük trafonun yapılması tam 3 yıl sürdü. Böyle

Yazının Devamı

Erdoğan'dan ve Gül'den Barzani'ye tepki

1 Mart 2007

Öyle bir hava yaratıldı ki, sanki "Barzani'yle bir görüşülse" Kuzey Irak'ta PKK dahil hiçbir sorun kalmayacak! "Bu pişmiş aşa su katanlar" olmasa Barzani işi bitirecek!Barzani "işi bitirmiş" görünüyor ama bu Türkiye'nin beklediği iş değil.Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, görüşme için düğmeye basmışlardı ki, Barzani NTV'ye çıkıp iddialı açıklamalar yaptı. Görüldü ki, Barzani "görüşmek için can atan, ısrar eden" bir havada değil. Aksine, "Türkiye bizimle görüşmek istiyorsa görüşürüz" havasında. Barzani, hangi çerçevede görüşeceğini de NTV'de anlattı.Barzani'nin çizdiği çerçeve hiç de Türkiye'nin "üzerine atlayacağı" bir çerçeve değil.KDP liderinin bu açıklamaları, günlerdir Türkiye'de "görüşme" tartışmasına girmiş Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ü biraz sıkıntıya soktu.Öyle oldu ki, hem Erdoğan hem Gül, Barzani'ye tepki göstermek durumunda kaldılar. Verdikleri mesajın özü "Madem öyle, siz bilirsiniz" biçimindeydi. Türkiye son birkaç haftadır KDP lideri Mesut Barzani'yle "görüşme"yi tartışıyor. Başbakan Erdoğan, "Kerkük Kürdistan'ın kalbidir, parçasıdır" sözüne karşılık verirken, "Kerkük kimsenin tapulu malı değil, bir etnik grubun değil" türünden bir çıkış yapmak

Yazının Devamı

Kerkük ve PKK sorunu

27 Şubat 2007

Mesut Barzani, gündemdeki üç soruna ilişkin soruya özetle şu karşılığı verdi:1Bağımsız Kürdistan: Bağımsızlık Kürtlerin en doğal hakkıdır. Komşularımızın bu fikre kendilerini alıştırmaları gerekir.2Kerkük: Kerkük, Kürdistan'ın kalbidir. Kerkük bir Irak kenti ve Kürdistan'ın parçasıdır. Bir Kürt kentidir.3PKK: Türkiye bizim PKK ile askeri olarak karşı karşıya gelmemizi beklememeli. Bu konuda siyasi adımlar atılmalıdır. Türkiye'nin sınır ötesi harekâtına izin vermeyiz ve seyirci kalmayız.Bunlar Barzani'nin bilinen görüşleri. PKK konusuna "Siyasi adım atılmalı" önerisiyle yaklaşan Barzani'nin, çözüm olarak gördüğü, Türkiye'nin PKK kaynaklı siyasi talepleri kabul etmesidir.Türkiye'de özellikle Güneydoğu'da etkin olmaya, Türkiye'nin iç politikasında, kendi çizgisinde siyasi alternatifler oluşturmaya çalışan Barzani'nin bundan başka bir mesaj vermesi zaten beklenemezdi. Görüşülsün mü, görüşülmesin mi tartışması sürerken NTV, KDP lideri Mesut Barzani ile görüştü. Barzani, NTV'den Mete Çubukçu'nun sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Kuzey Irak kaynaklı üç sorununun, "yaşamsal" önem sırasına göre, bağımsız Kürt devletinin ilan edilmesi, Kerkük ve PKK olduğunu yansıttığımız yazımızda, ilk

Yazının Devamı

Bunun neresi vatana ihanet?

26 Şubat 2007

Başbakan Tayyip Erdoğan, bu habere şaşırtıcı biçimde, orantısız bir tepki verdi. Başbakan, kendi deyimiyle "bu haberi sızdıran ve yayımlayan"ı vatana ihanet etmekle suçladı. "Bir başbakan böyle konuşur mu?" diye kendine sorduktan sonra, "Evet" dedi, "bu kadar açık ve ağır konuşuyorum." Geçen cuma günü, PKK'nın sınırdaki faaliyetleri ve Kuzey Irak'ta gördüğü yardıma ilişkin görüntü, bilgi ve belgelerin MGK'ya sunulacağını duyurmuştuk. Başbakan'ı dinleyince aklıma gelen ilk soru şu oldu:"PKK'nın sınırdaki faaliyetleri ve Kuzey Irak'ta gördüğü yardımlar"la ilgili bir haber nasıl vatana ihanet oluyor? Bu faaliyetlere ilişkin görüntü, bilgi ve belgelerin, adı üzerinde Milli "Güvenlik" Kurulu'nda ele alınacağını duyurmanın neresi vatana ihanet, neresi vatan hainliği?Böyle bir suçlamanın bu kadar kolay yapılamayacağını en iyi bilenlerden birinin kuşkusuz Başbakan olması gerekmez mi?Böyle bir haberi "vatana ihanet" sayacak bir hukuk düzenlemesi ve anlayışı bulmak mümkün değildir. Hukukla da mantıkla da bağdaşmaz. İhanet nerede? Başbakan'ın "vatana ihanet" saydığı habere bakalım:"Genelkurmay karargâhı günlerdir yoğun bir çalışma içinde. PKK'nın Kuzey Irak'taki faaliyetleri, sınırdaki

Yazının Devamı

MGK bildirisinin analizi

25 Şubat 2007

Güvenlik kaygıları dört başlıkta toplanıyor:1- Kuzey Irak'taki PKK varlığı ve bölücü faaliyetler,2- Kerkük'ün statüsüne ilişkin kaygılar,3- Irak'ın parçalanması riski,4- İç göçten kaynaklanan sorunlar. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) önceki günkü toplantısından sonra yayımlanan bildirisi, Irak'ın genelindeki ve Kuzey Irak'taki gelişmelere dayalı "güvenlik kaygılarını ve önlemlerini" öne çıkarıyor. MGK toplantısı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ABD'de yaptığı, "Türk-Irak hududunun Irak tarafı PKK'ya teslim edilmiştir. Kuzey Irak'taki iki grup PKK'nın en büyük destekçisidir, ben asker olarak görüşmem, ama isteyen gider görüşür. Siyasi olarak kim görüşürse görüşür, ona bir diyeceğim yok" sözleriyle ilgili tartışmaların hemen sonrasında yapıldı.Bu açıdan bakıldığında bildiride yer alan üç ifade dikkat çekiyor:1- Sınırların güvence altına alınmasının önemi,2- Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması, istikrarının sağlanması için Irak'ın komşuları sürecine canlılık kazandırılması ve bölge ülkeleriyle temasın artırılması,3- Kuzey Irak'tan yönelen terör tehdidinin ve Kerkük'ün statüsüne ilişkin uzlaşmazlığın Irak'ta yarattığı istikrarsızlık ve gerilimin

Yazının Devamı

Kuzey Irak'ta fotoğrafın bütününe bakmak

24 Şubat 2007

1- PKK varlığı,2- Kerkük sorunu,3- Bağımsız Kürt devleti olasılığı.Bu üç sorun da Türkiye için önemli.PKK varlığı, terörist eylemler ve bu eksende gelişen ayrılıkçı akım Türkiye'yi "toprak bütünlüğü ve siyasal birlik" açısından rahatsız ediyor.Kerkük, Türkiye için bir diğer sorun. Kerkük, küçük Irak niteliğinde. Kerkük'le ilgili gelişmeler, Türkmenlere karşı girişilecek hareketler de Türkiye'nin rahatsızlık duyacağı konular.Nihayet, Kuzey Irak'ta 1991'den bu yana yaşanan süreçte oluşturulan siyasi aygıtın, bağımsız Kürt devletine dönüştürülmesi olasılığı da Türkiye'yi yakından ilgilendiren muhtemel gelişmelerin başında geliyor. Türkiye'nin Kuzey Irak'la ilgili üç sorunu var: Bu üç soruna "yaşamsal önem" sırasına göre baktığınızda yukarıdaki sıralamayı tersine çevirmek mümkün:1- Bağımsız Kürt devleti,2- Kerkük,3- PKK'nın varlığı.Barzani'nin (ve Talabani) nihai hedefinin bağımsız Kürt devleti olduğu biliniyor. Bu hedefi zaman zaman kendisi de ifade ediyor ve koşullar uygun olduğunda ilan edeceklerini de söylüyor."Bağımsız Kürt devleti Türkiye'yi neden rahatsız etsin?" diye sorulabilir ki, soruluyor. Hatta böyle bir devletin, Türkiye'nin güvenliği için "tampon" işlevi göreceği

Yazının Devamı

Kanıtlar MGK'ya

23 Şubat 2007

BARZANİ VE TALABANİ'NİN PKK'YA DESTEĞİ, BELGELERLE MİLLİ GÜVENLİK KURULU'NDA Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ABD'deki sözlerinin, "görüntülü kanıtları"nı bugün MGK'ya da izlettirecek.Genelkurmay karargâhı günlerdir yoğun bir çalışma içinde. PKK'nın Kuzey Irak'taki faaliyetleri, sınırdaki hareketleri, Kuzey Irak'tan gördüğü yardım ve desteğe ilişkin "video görüntüleri"nin de yer aldığı detaylı bir brifing hazırlandı. MGK'nın askeri kanadı bugün elindeki görüntüleri, bilgi ve belgeleri Cumhurbaşkanı ve hükümet kanadına sunmuş olacak.Bu brifing bir anlamda Org. Büyükanıt'ın, Kuzey Irak'taki liderlere ilişkin olarak neden "Ben asker olarak görüşmem" dediğinin gerekçelerini oluşturacak. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) bugün yapılacak olan toplantısına, "PKK ve Kuzey Irak" konusunun damgasını vuracağını söylersek abartmış olmayız. Büyükanıt'ın, "Irak sınırı PKK'ya teslim" sözlerini kanıtlayan görüntüler brifingin can alıcı noktasını oluşturuyor. Görüntüler, ayrıca Büyükanıt'ın, "Şu anda PKK'nın en büyük destekçisi Kuzey Irak'taki iki gruptur" sözlerinin kanıtları da brinfingde yer alacak. Büyükanıt'ın kastettiği, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan

Yazının Devamı