Baykal: Kışla ile karakol barışmalı

12 Şubat 2007

Baykal, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette CHP'nin "iktidar programı"nı da açıklamış oldu.CHP Lideri, toplumsal barış, sanayileşme ve eğitim konusunda üç proje açıklarken, Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği konularında da önemli çağrılarda bulundu. CHP lideri Deniz Baykal, Münih'te iç ve dış politikayla ilgili önemli açıklamalar yaparak bir anlamda "seçim kampanyası"nı başlatmış oldu. CHP lideri Baykal, AKP'nin 5 yıllık iktidarında toplumsal gerginliği ve çatışmaları artırdığını vurgulayarak CHP'nin bir "barış projesi"ne ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Türkiye'deki temel sorunun iç çatışmaların yükselmesinden kaynaklandığını savunan Baykal, "Barış Projesi"ni şöyle açıkladı:"AKP'nin iktidara geldiği 5 yıllık dönem Türkiye'nin uzlaştığı bir dönem olmadı. AKP, uzlaşmaya değil, çatışmaya katkı sağladı. Bunu jandarma-polis çatışmasında da gördük. Bu ülke için büyük bir zaaftır. Türkiye'de en önemli ihtiyaç ortak bir vizyonla iç bütünleşmenin sağlanmasıdır. Türkiye'de karakoluyla, kışlasıyla, camisiyle, okuluyla, kahvesiyle toplum el ele verebilmelidir. Bunlar arasında barış sağlanmalıdır. Bir Başbakan, okula da, kışlaya da, kahveye de, camiye de aynı kapsayıcılıkla gidebilmelidir.

Yazının Devamı

Putin'in tarihi çıkışı

11 Şubat 2007

Rusya Devlet Başkanı Putin, ilk kez katıldığı Münih Konferansı'nda tarihi bir çıkış yaptı. Putin, "tek kutuplu" dünya düzeninin kabul edilemeyeceğini vurgularken, ABD'ye meydan okudu.Türkiye'den ilk kez davet edilen CHP lideri Deniz Baykal'ın katıldığı konferansta ABD'li temsilciler Rusya'yı sorgulamaya çalışırken, Putin'in, "karşı sorgulama"sıyla yüz yüze geldiler.Putin, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ABD'nin başını çektiği yeni dünya düzenine karşı uluslararası bir toplantıda belki de ilk kez bu kadar sert bir konuşma yaptı. 43. Münih Güvenlik Konferansı'na Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşması damga vurdu. Rusya Devlet Başkanı'nın tek kutuplu düzene karşı yeni bir denge arayışının ve oluşumunun sinyalini verdiği konuşmasında yaptığı çıkış şöyle özetlenebilir:1) Tek kutuplu dünya düzeni ve ABD öncülüğündeki Batı politikalarını uygun bulmuyorum.2) Tek merkezli bir gücün dünyayı yönetmesi çabası doğru olamaz.3) Tek merkezli bir dünya demokrasi için de doğru bir algılama değildir.4) Demokrasi, çoğunluğun isteklerinin azınlığın hakları ihlal edilmeden yerine getirilmesi olmalıdır.5) Biz silahsızlanma konusunda şeffafız, ama ABD ve birçok ülkede bu şeffaflığı

Yazının Devamı

Harakiri yapılmalı

10 Şubat 2007

Sohbetin ana konusu yine Hrant Dink cinayeti ve sonrasında yaşanan gelişmelerdi. Baykal, Hrant Dink cinayeti sonrasında yaşananların emniyet teşkilatındaki, "din esaslı" yapılanmayı ortaya çıkardığını düşünüyor. CHP lideri Deniz Baykal, önceki akşam gazetecilerle yemekte sohbet etti. CHP lideri, emniyet teşkilatının yeniden ve yeni bir anlayışla yapılandırılması gerektiğini söylüyor. Baykal, yeni yapılanma için, "Türkiye'nin karnına bıçağı sokup emniyet ameliyatını yapmak lazım. Emniyetin harakiriyi yapıp sağlıklı bir yapıyı kurması için fırsat yaratmalı" diyor. 'Harakiri yapılmalı' Baykal, Hrant Dink cinayeti sonrası alınan idari kararların, "çifte standart" niteliğinde olduğunu söylüyor. Trabzon Emniyet Müdürü'nün soruşturma yapılmadan görevden alınmasını anımsatarak aynı muamelenin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah için neden yapılmadığını soruyor. Cerrah hakkında açılan inceleme-soruşturmanın ise Cerrah görevdeyken sağlıklı yapılamayacağını düşünüyor ve soruyor: Trabzon Emniyet Müdürü'ne yaptığınızı İstanbul Emniyet Müdürü'ne neden yapmadınız? Müdür görevdeyken hakkında sağlıklı soruşturma yapılabilir mi?" Cerrah'ın durumu Baykal, Hrant Dink suikastı vesilesiyle

Yazının Devamı

Suikastta resmi bağlantı işareti

9 Şubat 2007

CHP lideri Deniz Baykal, Hrant Dink suikastı sonrasında yaşanan gelişmelerin olayda, "resmi bağlantı" olduğuna dönük işaretler bulunduğunu düşünüyor. Baykal, Münih yolunda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Hrant Dink suikastının azmettiricisi olarak tutuklu bulunan Yasin Hayal'in, "muhbir" olduğu iddia edilen Erhan Tuncel'le ilgili sözlerinin resmi bağlantı kaygısını ve kuşkusunu artırdığını söyledi. CHP lideri, Erhan Tuncel'in arkasındaki halkanın da ortaya çıkmaya başladığını ifade ederken, emniyet teşkilatını ima etti. Baykal, olayda, "üç halka" olduğunu belirterek şöyle devam etti:"Birinci halka icra eden, Ogün Samast, ikinci halka icra edenin arkasındaki Yasin Hayal, üçüncü halka Yasin Hayal'in arkasındaki Erhan Tuncel ve onun arkasındakiler." Üçüncü halka Baykal, Yasin Hayal'in Erhan Tuncel'i işaret ederken, gerçeği söylemiş olabileceği üzerinde durdu ve şöyle devam etti:"Yasin Hayal, gerçeği söylemek durumunda kalmış olabilir. İddiası dikkatle tahkik edilmelidir. Erhan Tuncel'in Hayal'in arkasında düşünülenden de daha etkin rol oynamış bir kişi olduğu, bu olayda yönlendirici aktif bir rol oynadığı netlik kazanırsa çok daha vahim bir manzarayla karşı karşıya olduğumuz

Yazının Devamı

Kıbrıs'ta petrol var mı?

8 Şubat 2007

Aynı soruya, "Evet, Kıbrıs'ta petrol var" yanıtını verenlerden biri de CHP lideri Deniz Baykal, diğeri ise KKTC'nin eski dışişleri bakanı ve DP lideri Serdar Denktaş... Bu soruya Güney Kıbrıs "Var" yanıtını veriyor. Rum yönetiminin Mısır ve Lübnan'la Doğu Akdeniz'de petrol aramak üzere anlaşma yaptığı biliniyor. Rum tarafı 15 Şubat'ta işi ihale edecek. CHP lideri Baykal, geçen salı grup toplantısında yaptığı konuşmada Kıbrıs'ta 8 milyar metreküp petrol rezervi bulunduğu yönünde tahminler yapıldığını, rezervin tahmini değerinin de 400 milyar dolar olarak hesaplandığını söyledi.Baykal, dünkü görüşmemizde bu bilginin dayanağını şöyle açıkladı:"Rum yönetimi bir süredir çalışmalar yapıyor. Kıbrıs'ın çevresini 12 bölgeye ayırdı. Mısır ve Lübnan'la anlaştı. Çin ve Norveç şirketleri de Rum yönetiminden izin almak için sıradalar. Norveç firması da petrol olduğu yönünde bilgilere sahip. Yine Suriye ile de Rum yönetimi anlaşma yapmak için temas halindeler. Bu çalışmalar verilere dayanıyor. Petrol bulunduğuna dönük önemli bulgular olduğu açık. Keza bir ABD firması da KKTC'ye arama izni için başvuru yapmak istiyor. Tahmin edilen rezervin ekonomik değeri Türkiye'nin gayri safi milli

Yazının Devamı

Olguları değil, duyguları tartışıyoruz

7 Şubat 2007

Yapılan iki büyük yanlış var:1- Hrant Dink suikastını protesto eden herkesi "Ermeni" ve "Türk düşmanı" saymak,2- Milli duygularla tepki veren herkesi "katil" veya "katil adayı" saymak.Oysa, ne Hrant Dink'in cenazesine katılarak suikastı protesto edenlerin hepsi Ermeniydi, ne de Türk düşmanı; ne "hepimiz Türküz, hepimiz Kemal'iz" diyenler Ogün Samast'tı, ne de katil...Bu iki hatalı yaklaşım ve "basit genelleme" toplumu cepheleşmeye sürüklediği gibi gerçekten tartışmamız gereken sorunları arka plana itiyor.Genelleme, soyutlama yapmak bilimsel bir iştir.Bilimsel veri gerektirir. Ermeni kökenli vatandaşımız Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra başlayan tartışmalar giderek "suçlamaya" dönüştü. Duygusal tepki ve yorumların hâkim olduğu bu süreçte, olguları ve arkasındaki nedenleri irdeleyen sağduyulu yaklaşımlar yerine "dayanaksız genellemeler" ön plana çıktı. Tribünlerde verilen tepkilere bakıp arkasındaki sosyolojik, psikolojik, ekonomik nedenler üzerinde hiç kafa yormadan "hüküm kurmak" tahrik etmekten, yangına körükle gitmekten başka bir sonuç vermez.Bu yaklaşımın İstanbul'daki cenazede yürüyenleri toptan "Ermeni ve Türk düşmanı" ilan eden duygusal yaklaşımdan bir farkı kalmaz.Doğru

Yazının Devamı

'Muavenet-i Milliye' uçağı 93 yıl sonra Kahire'ye ulaşacak

6 Şubat 2007

Genç işadamlarımızdan TAV Havalimanları Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, dünyanın en eski uçaklarından biri olan Fransız yapımı, "Bleriot" tipi uçak maketini tercih etti.Maketi nasıl değerlendireceğini sorduğumda, "Kahire Havaalanı'na koyacağım" yanıtını verdi."Niye Kahire?" dediğimde:"Bu uçak" dedi, "1914 yılında Kahire'ye gitmek üzere İstanbul'dan havalanmış ama ulaşamamış. Golan Tepeleri'nde düşmüş ve pilotu Yüzbaşı Fethi Bey, Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk şehidi olmuş. Biz şu anda Kahire Havaalanı'nı yapıyoruz. Bu yıl sonuna doğru açacağız. Ben de bu maketi oraya koyup altına da öyküsünü yazdıracağım. Böylece uçak 93 yıl sonra Kahire'ye varmış olacak."Hamdi Bey, "Ama" diyerek devam etti, "Öykünün detayını Ergin Celasun Paşa biliyor." Kartal Vakfı'nın düzenlediği gecede işadamları uçak maketleri alarak katkıda bulundular. Eski Hava Kuvvetleri komutanı Celasun'a sorunca, uçağın "Muavenet-i Milliye" adını taşıdığını öğrendik.Celasun Paşa, komutanlığı sırasında, Kayseri 2. Hava Bakım Merkezi'nde bu uçağın aynısını yaptırmış ve 1914'te çizilen rotayı takip ettirerek İstanbul-Kahire seferini 15-18 Mayıs 2001 tarihlerinde gerçekleştirmiş. Bu sefer, TRT tarafından "Altın

Yazının Devamı

Osman Fazıl Polat, Magosa-Maraş'ı nasıl aldı?

4 Şubat 2007

Bu sözler, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'na katılan ve ikinci harekâtta Magosa ve yanı başındaki Maraş'ı alan 28. Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Fazıl Polat'ın "harp günlüğü"nden...11 Ağustos...1974 yılında Kıbrıs'ta Kolordu karargâhında komutanlar toplantı halinde.Cenevre görüşmelerinden sonuç çıkmıyor, her an ikinci bir harekât başlayabilir.Karargâhtaki toplantı muhtemel Magosa harekâtı için. Kolordu Komutanı Korgeneral Nurettin Ersin, Genelkurmay Harekât Başkanı Tümgeneral Hasan Sağlam, 28. Tümen Komutanı Tümgeneral Osman Fazıl Polat, 39. Tümen Komutanı Tümgeneral Bedrettin Demirel, harekât plan seçenekleri üzerinde tartışıyorlar.Tümg. Polat'a verilen emir Magosa'nın "Türk kesimiyle" birleşmesi...Ancak Polat Paşa, karargâhta itiraz ediyor. Maraş da dahil kentin tamamının alınmasını teklif ediyor ve bunu da uyguluyor.Bu bilgiyi ve belgeleri Polat'ın "harp günlüğü"nü de içeren ve Ulus Dağı Yayınları'ndan piyasaya yeni çıkan, "Barış İçin Oradaydılar, Parola: Kıbrıs" kitabından okuyoruz. Yazarı, Osman Fazıl Polat'ın oğlu, meslektaşımız Yılmaz Polat...Yılmaz sadece babasının günlüğünden değil, Türk ve ABD belgelerinden de yararlanarak Kıbrıs Barış Harekâtı'nın bilinmeyen yönlerini

Yazının Devamı