Fikret Bila

Basına yansıyan haberlere bakılırsa, hükümet şubat içinde Kuzey Irak'taki Kürt liderlerle İstanbul'da bir toplantı planlıyordu, ancak Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın Washington'da yaptığı çıkış nedeniyle bu toplantı askıya alındı."Önce taşları yerlerine oturtalım... Kuzey Irak Kürt yönetimiyle görüşme konusundaki tartışmalar şöyle bir izlenim yarattı: "Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül görüşmeden yana, Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt ise karşı." Cumhurbaşkanı Sezer, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve KDP lideri Barzani'ye karşı mesafeli. Talabani'nin istemesine karşın, Sezer'in Irak Cumhurbaşkanı'nı davet etmediği belirtiliyor. Sezer, Barzani'yi zaten muhatap olarak görmüyor.Sezer'in bu tutumunun gerekçesi nedir?Çok açık. Cumhurbaşkanı Talabani'ye de Barzani'ye de PKK'yı destekledikleri için tavırlı.Cumhurbaşkanı Sezer, bu soğuk tutumunu Suriye'ye karşı da sürdürmüştü. Ancak aynı Sezer, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın cenaze törenine katıldı. Bir sakınca görmedi. Ama neden sonra? Esad, Türkiye'nin baskılarına dayanamayıp yıllarca "Bizde yok" dediği Abdullah Öcalan'ı Suriye dışına çıkardıktan sonra...Şimdi Türkiye-Suriye ilişkilerinde bir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan, "Mayısı atlatalım, değerlendiririz, nisandan sonra bakarız" biçiminde özetlenecek yanıtlar gelirken, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, seçimin zamanında yapılacağını belirtti.AKP sözcülerinin "Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra seçim" mesajı taşıyan açıklamaları karşısında Başbakan'ın "Mayıstan sonra" yanıtını vermesi, muhalefet partilerinin "Gerçek niyetleri açığa çıktı" yorumlarına neden oldu. AKP'de seçim tarihiyle ilgili farklı görüşlerin kamuoyuna yansıması erken seçim tartışmasına yol açtı. CHP lideri Deniz Baykal, dün erken seçim tartışmalarıyla ilgili sorularımızı yanıtlarken, Erdoğan'ın amacının, "Çankaya'ya çıkmak ve hemen arkasından seçimlere giderek AKP'deki erimeyi en az oy kaybıyla atlatmak" olduğunun su yüzüne çıktığını söyledi.Baykal, şu değerlendirmeyi yaptı:"Erdoğan'ın asıl amacı cumhurbaşkanı olmak. TBMM'de temeli kalmamış çoğunluğuna dayanarak Çankaya'ya kaçmak istiyor. Hemen ardından da seçim yaparak AKP'deki erimeyi en az zararla atlatmak istiyor. Gerçek niyetleri budur." Baykal: Dertleri Çankaya Baykal, AKP'nin yaz aylarında seçim yapma hesabının, çiftçiden duydukları "korku"ya dayandığını düşünüyor ve bu görüşünü şöyle

Sordukları şu:"Genelkurmay Başkanı niye konuşuyor?""Usul"e itirazı bir yana bırakırsak, Büyükanıt'ın, işin esasıyla ilgili sözleri yanlışsa, doğrusunu söylemek de eleştiri sahiplerine düşer. Her zaman olduğu gibi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın söyledikleri üzerinde durmak yerine, "niye" söylediği üzerine kalem oynatanlar, "usul"ün arkasına saklanıp oradan yumruk çıkarıyorlar. "Ne diyor" Genelkurmay Başkanı:1- Türkiye-Irak hududunun Irak tarafı PKK'ya teslim edilmiştir.Doğru değil mi?Yanlış olduğunu bilen varsa, çıkıp söylemelidir. Sınırın Irak tarafında silahlı PKK'lıların bulunduğu ve "gümrük vergisi" topladıkları da bilinen bir gerçek değil mi?2- Kim teslim ediyor bu hududu PKK örgütüne? Onun takdirini sizlere bırakıyorum.Kimin teslim ettiği belli değil mi? ABD-Talabani-Barzani değil mi sınırı teslim edenler? Karşıdaki gerçek otorite ABD olduğuna göre, bu soruya "Hayır, onlar teslim etmiyor" demek mümkün mü?3- Açıkça söylüyorum: Şu anda PKK'nın en büyük destekçisi Kuzey Irak'taki iki gruptur.Yanlış mı? Talabani ve Barzani, yıllardır PKK'yı desteklemiyorlar mı? ABD'nin işgalinden sonra bu desteklerini daha da artırmadılar mı? "Hayır, desteklemiyorlar"

Bu konuyla ilgili farklı görüşler var:Tartışma Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Edip Başer'in, "terörle mücadele için yararlı olacaksa ve Genelkurmay Başkanlığı'yla mutabakat olursa görüşülebileceği" yönündeki açıklamasıyla başladı.Edip Paşa, "Görüşebiliriz" derken, bunun hangi koşullara bağlı olduğunu da açıkladı.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ise, "Hasmane konuşuyorlar, bu şartlarda görüşmek mümkün mü?" diyerek muhatabın Bağdat olması gerektiğini vurguladı.Edip Paşa da açıklamasının Org. Büyükanıt'la çelişki oluşturmadığını belirtti. "Genelkurmay Başkanlığı'yla birlikte yapılacak değerlendirmede bir yarar görülmesi halinde" görüşülebileceğini yeniden kaydetti.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ise böyle bir temasa sıcak bakmadığı biliniyor.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise, iki gün önce yaptığı değerlendirmede, "Eğer huzur getirecekse, neden olmasın" diyerek bu temasa açık kapı bıraktı. Erdoğan'ın sözleri Kuzey Irak sözcüleri tarafından "çok olumlu" karşılandı. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'yle Ankara'nın temas etmesi konusunda bir tartışma yürüyor. Hükümetteki eğilim, gerektiğinde Kuzey Irak yönetimiyle görüşülebileceği yönünde. Bir üst düzey

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir süre önce Washington'daydı. Tasarının Kongre'den geçmemesi için temaslarda bulundu. Geçmesi halinde Türk-Amerikan ilişkilerinin yara alacağını söyledi. Tasarının yasalaşmasından yana olan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Gül'e ayıracak zaman bulamadı!Gül'ün ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da Washington'a gitti. Büyükanıt da tasarının geçmemesi için temaslar yaptı. Yönetimle yaptığı görüşmelerden olumlu bir hava aldığını söyledi. Tasarının yasalaşması halinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin incineceğini kaydetti.Ermeni diasporası, Washington'da yoğun bir baskı kurmuş durumda. Hrant Dink suikastını da kullanarak tasarının bu kez geçmesini sağlamaya çalışıyor.Ankara her zaman olduğu gibi Ermeni lobisine karşı Washington'da Yahudi lobisinin desteğini arıyor.Ankara'yı ziyaret eden İsrail Başbakanı Olmert'e de dün bu yönde ağırlık koyması talebi iletildi.Ermeni diasporası, güçlü olduğu ülkelerde yasa çıkararak "soykırım" kararları aldırıyor. Yasayla tarih yaptırıyor. Türkiye'nin bu konuyu tarihçilerin araştırması için bilim adamlarından oluşan bir komisyon kurulması önerisini bile kabul etmiyor. Ermeni soykırımı tasarısı

Bu soruyu yönelttiğimiz Edip Başer, dünkü görüşmemizde, "Hayır" yanıtını verdikten sonra, şu değerlendirmeyi yaptı:"Aksine, Yaşar Paşa'yla mutabıkız. Çelişki yorumu, benim sözlerimin tamamı dikkate alınmadan yapılıyor. Ben, eğer terörle mücadele açısından faydalı olacaksa, demiştim. Ayrıca buna tek başıma ben karar vermem. İlgili kişi ve kurumlarla görüşerek karar veririm diye de eklemiştim. Tabii ilgili kurumdan kastım da Genelkurmay Başkanı'ydı. Yaşar Paşa'yla mutabık olmadan böyle bir karar zaten vermem. Yaşar Paşa'yla hep konuşuruz. Farklı düşünsek bile ya ben onu, ya o beni ikna eder, sonuçta ortak bir görüşe ulaşırız. Bu bakımdan ortada bir görüş ayrılığı, bir çelişki yok." Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, Kuzey Irak Kürt yönetimi için "Hasmane konuşuyorlar, bu şekilde görüşmek mümkün mü?" şeklindeki sözleri, Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Edip Başer'in tutumuyla çelişki oluşturuyor mu? Edip Paşa, ABD'nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Joseph Ralston'la da uyumlu ve verimli bir çalışma yürüttüklerini belirttikten sonra şöyle devam etti:"Ralston da üçlü görüşme önermişti. Barzani'yle görüşme teklif emişti. Ben geri

ABD, Irak'ta zor durumda. Ülke kaos içinde. ABD işgalinden bu yana Bağdat'tan kopan Kuzey Irak yönetimi ve Kürtler dışında bir desteği yok.ABD işgaline destek olan Kürt yönetimi, ABD'nin en çok "koruyup-kolladığı" bir konumda. Adı konmamış bir "bağımsızlık" içinde hareket ettiği açıkça görülüyor. ABD'nin "Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasal birliğinden yanayız" sözünün giderek "boş laf"a dönüştüğü bir süreçten geçiyoruz. ABD'nin ne istediği belli. Parçalanmanın hızlanması halinde Kuzey Irak'a yaslanmak. İster kâğıt üzerinde Bağdat'a bağlıymış gibi görünsün, ister bağımsızlık ilan etsin, ABD'nin destek noktası Kuzey Irak olacaktır. Bu, bölgede ABD'nin tek stratejik ortağı İsrail için de geçerlidir.ABD, bu sorunda Türkiye'nin Kuzey Irak Kürt Yönetimi'ni muhatap almasını istiyor. Bu da belli.Mesut Barzani'nin yüksek perdeden konuşmasının nedeni de arkasında ABD'nin bulunması. Barzani, ABD'ye dayanarak Türkiye ile eşit düzeyde muhatap olmak istiyor. ABD'nin isteği Kürtlerin ne istediği konusunda da her şey açık. Kürtler, Irak'ın tamamını uzun süre yönetemeyeceklerini biliyorlar. Nihai amaçları, Irak'tan kopmak ve bağımsız Kürt devletini ilan etmek. ABD'nin Irak'ı işgali ve

Baykal, konferansı en dikkatli izleyen liderlerden biriydi. Bir tek kelime kaçırmak istemiyordu. Bütün konuşmacıları salondan hiç ayrılmadan dinledi. Fırsat buldukça katılımcı liderler ve bakanlarla konuştu.Dünyada tek kutupluluğa karşı yeni bir denge arayışının hâkim olduğu tartışmalarda dünyanın nereye gittiğini anlamaya ve bu süreçte Türkiye'nin nasıl bir yere sahip olması gerektiğini anlatmaya çalıştı.Konuşmalar, analizler tartışmalar Baykal'ı heyecanlandırdı.Baykal, dört gün boyunca, Türkiye'nin bir an önce iç sorunlarını çözüp demokrasisini ve ekonomisini sağlamlaştırarak refah düzeyini yükseltip dünyaya açılması, etkin bir aktör haline gelmesi için zaman yitirmek istemeyen bir "akil adam" profili çizdi.Baykal'ın, yapmak istediğinin, önümüzdeki dönemdeki hedefinin bu olduğunu söyleyebiliriz. Uluslararası Güvenlik Konferansı'nı izlemek üzere gittiğimiz Münih'te, CHP lideri Deniz Baykal'ı değişik ortamlarda izledik. Zaman zaman dünya ve ülke sorunlarıyla ilgili sohbet ettik. Sohbetlerimizden edindiğimiz izlenim, Baykal'ın "evin içini düzeltmek" istediği ve bunu "acil" gördüğü yönünde.Baykal, en çok toplumdaki bölünmüşlükten rahatsız. Bunu Türkiye'nin geleceği için çok