Wilson'dan üç mesaj

26 Ocak 2007

ABD Büyükelçisi'nin konuşmasında üç konuda verdiği mesajlar dikkat çekiciydi:1- Ermeni sorunu2- Kerkük3- PKK ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, ASAM'da, "2007'de Türkiye ve ABD: Demokratik Ortaklar" konulu bir konferans verdi, soruları yanıtladı. Wilson'un konuşması ve sorulara verdiği yanıtlar, Washington yönetiminin Ermeni iddiaları konusunda Türkiye'den yana ağırlık koyacağını gösteriyordu.Büyükelçi Wilson, Bush yönetiminin Ermeni iddiaları konusunda tutum değiştirmeyeceğini söyledi.Kongre'de soykırım yasasının çıkmaması için Beyaz Saray yönetiminin aktif olarak çalışacağını belirterek Ankara'dan yana tutum alacaklarını açıkça ifade etmiş oldu.Wilson, ayrıca Ermeni iddiaları konusunda Başbakan Erdoğan'ın önerisine destek de verdi. Erdoğan'ın bir süre önce gündeme getirdiği iki ülkenin komisyonlar kurarak üçüncü ülkelerdeki belgeler de dahil olmak üzere arşivleri incelemeleri ve ortak araştırma yapmalar önerisine ABD'nin sıcak baktığını, desteklediğini söyledi.ABD Büyükelçisi, Hrant Dink'in cenaze töreni sırasında ortaya çıkan manzaranın ve 100 bini aşkın kişinin verdiği mesajın yeni bir fırsat olarak değerlendirilmesini de istedi.Wilson, Hrant Dink'in bir sözünü de

Yazının Devamı

Ocak ayına çöreklendi hüzün

25 Ocak 2007

Uğur Mumcu'yla aynı gün veda etti İsmail Cem.Muammer Aksoy Hoca'yı da 31 Ocak 1990'da menfur bir saldırıda yitirmiştik.Ocak ayına çöreklendi hüzün. Hrant Dink suikastının tüm ülkeye, özellikle İstanbul'a çöken sessiz hüznü henüz dağılmadan, dün Uğur Mumcu'yu, katledilişinin 14. yıldönümünde anmaya hazırlanıyorduk ki, İsmail Cem'in ölüm haberi geldi. İsmail Cem de tıpkı rahmetli Bülent Ecevit gibi nezaketiyle, zarafetiyle, bilgisiyle, görgüsüyle Türk siyasetinde yıldız gibi parlayan bir isimdi.Beyefendiliği, dürüstlüğü, dostluğu, sevgisi, saygılı üslubu, mütevazı kişiliğiyle herkesin ve her kesimin takdirini toplamış saygın bir kişilikti.İsmail Cem'in vefatı Türkiye için büyük ve erken bir kayıp oldu. Cem'in zarafeti Üç değerli adam barındırıyordu İsmail Cem zengin kişiliğinde: Devlet adamı, bilim adamı ve yazı adamı...Genç yaşta üstlendiği TRT Genel Müdürlüğü döneminde devlet adamlığının en iyi örneklerinden birini vermişti. Milletvekilliği ve bakanlığı döneminde de Türkiye'nin aydınlık yüzünü temsil ediyordu. Dünyayı zamanında ve doğru okuyan yeteneğiyle Türkiye'nin dünyadaki yerini güçlendirmiş bir devlet adamıydı.Değerli bir bilim adamıydı aynı zamanda Cem. Genç yaşta yaptığı

Yazının Devamı

Trabzon için psikopolitik bir analiz

24 Ocak 2007

Değişik etnik köken, din ve mezhepten, farklı siyasi görüşlerden binlerce insanın katıldığı cenaze töreni; Türk halkının barıştan, demokrasiden, ifade özgürlüğünden ve hepsinden önemlisi birlikte yaşamaktan yana aldığı anlamlı bir tavır, yüksek bir mesajdı...Türk halkı cinayetlere, kavgaya-dövüşe, kanlı siyasete, kutuplaşmaya, cepheleşmeye, sopaya, silaha karşı olduğunu bir kez daha büyük bir olgunluk içinde gösterdi.Son dönemde bu tür örgütlenmeler, eylemler, suikastlar neden Trabzon'dan çıkıyor? Trabzon'da neler oluyor, neden oluyor? Hrant Dink, ailesinin de arzu ettiği gibi geniş katılımlı, sakin, saygılı, sağduyulu bir cenaze töreniyle toprağa verildi. Ankara Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve Politik Psikoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, dünkü görüşmemizde, bu soruları yöneltince şu saptamaları yaptı:1 Son 20 yılda yaşanan değişim, kimlik eleştirileri ve sorgulamaları Trabzon ve çevresinde özellikle işsiz ve eğitimsiz gençlik üzerinde bir "kimlik tehdidi" olarak algılanıyor.2 Trabzon'un tarihte Rum Pontus devletinin merkezi olarak bilinmesi, yöre insanında Türk kimliğini sahiplenmeyi refleks biçiminde yükseltiyor, aşırı duyarlı bir milliyetçilik

Yazının Devamı

Hrant Dink'in arkasından gösterilen sığ yaklaşımlar

23 Ocak 2007

Hiçbir suikastın haklı gerekçesi olamaz.Hrant Dink cinayetini ve benzeri cinayetleri vatanseverlikle, milliyetçilikle, din-iman, bayrak sevgisiyle açıklamak mümkün değildir. Bu cinayetleri işleyenler veya işletenler, adına adam öldürdükleri değerlere en fazla zarar verenlerdir.Bunun tartışılacak bir tarafı bile yok. Hrant Dink bugün toprağa verilecek. Dileğimiz Hrant Dink'in da arzu ettiği gibi cenaze töreninin, aşırılıklara, provokasyonlara meydan verilmeden saygılı, sağduyulu biçimde yapılması. Bu böyle olduğu gibi olayın aydınlanmasını beklemeden "kolay ve ucuz hükümler" vermek ve bu hükümlere dayalı suçlamalar yapmanın da sığlıktan başka bir şey olmadığı gerçektir.Suikastın nedenleri, kişileri, bağlantıları ortaya çıkmadan, eylemi "kendi düşmanına" fatura etmeye dönük gayretler hem psikolojik hem siyasi açıdan sırıtıyor.Herkes katil zanlısının arkasından kendi tanımladığı "düşman"ın çıkmasını istiyor ve istemekle kalmıyor, tutulan mikrofona o yorumu yapıyor. Katil zanlısıyla birlikte "düşman" bellediğini oracıkta suçlu ilan ediyor.Örneğin, çok ünlü yazarlar, gazeteciler, üniversite hocaları, canlı yayınlarda iki cümleyle hükmü yapıştırıyorlar: "Bu cinayetten 301. maddeyi

Yazının Devamı

Hrant Dink'i kimler öldürttü?

21 Ocak 2007

301. maddeden yargılanmasıyla ilgili haberlerle onu daha yakından tanımaya başladık.Menfur suikasta kurban gittikten sonra da zor bir çocukluk ve gençlik geçirdiğini, yetimhanede büyüdüğünü, gençlik yıllarında solcu olduğunu, bu yüzden okuldan atıldığını, çavuş yerine er çıkartıldığını, Ermeni çocukların barındığı yetimhanede yöneticilik yaptığını öğrendik...Hrant Dink'in de geçtiği anlaşılan 1970'li yılların solculuğunda; insanın, ırkının, soyunun sopunun, dininin, mezhebinin, cinsiyetinin siyasal tutumu ve mücadelesi açısından bir önemi yoktu. İnsan, hangi ırktan veya dinden olursa olsun en yüce değerdi. Eşitlik, özgürlük, insanca yaşama hakkı, hakça bölüşüm önemliydi. Mücadelenin esasını bu değerler oluştururdu. Tutum buna göre alınırdı.Günümüzde ne sağ böyle ne sol...O dönemin sol öğretisinde yetiştiği anlaşılan Hrant Dink, daha çok bir cemaat gazetesi olduğu anlaşılan Agos'un genel yayın yönetmeni ve yazarı olduğu için, Ermeni olduğu için alçak bir suikasta kurban edildi.Hrant Dink'in son dönem belirgin özelliği Ermeni olması, Agos'u çıkarması ve Türklerin 1915'te "Ermeni soykırımı" yaptıklarına inanmasıydı. Dink, bu görüşünü açıklıyor ve savunuyordu. Kendini "Ermeni

Yazının Devamı

Anayasa değişebilir

20 Ocak 2007

EMEKLİ MİT MÜSTEŞAR YARDIMCISI CEVAT ÖNEŞ'TEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR: Cevat Öneş'i, CNN Türk'teki Ankara Kulisi programımızda dün Murat Yetkin'le birlikte konuk ettik. Öneş'le program öncesi ve sonrasında da sohbet etme olanağı bulduk.Öneş, yeni bir anlayışla yeni bir anayasa yapılabileceğini düşünüyor. Türkiye'de, adına ne denilirse denilsin, bir "Kürt sorunu" bulunduğunu, bunun 80 yıldır çözülemediğini, çözülmesi için yeni politikalar geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Şöyle diyor Öneş: Cevat Öneş, emekli MİT Müsteşar Yardımcısı. MİT'te 41 yıl çalışmış, kıdemli bir istihbaratçı. Diyarbakır Bölge Müdürlüğü yapmış, PKK'yı yakından izlemiş, bölgeyi tanıyan bir isim. "Türkiye'nin devamlı bölünme, parçalanma korkusu hissetmesinin ortadan kaldırılması lazım. Türkiye'nin potansiyeli güçlüdür. Böyle bir durumla karşılaşma durumu yoktur. Bu dönüşümün siyasi ekonomik, hukuki gibi çeşitli konuları var. Anayasa değiştirilecek mi derken bir çelişki ortaya çıkıyor. Pek çok parti, kesim zaten 1982 Anayasası'nın değiştirilmesini istiyor. Anadolu zenginliğimizi ortaya çıkarabilecek bir değişim niçin olmasın? Türkiye'nin kuruluşuyla, yeniden şekillenmesiyle çelişmeyen bir anayasa neden

Yazının Devamı

Türkmen lider Ergeç: Kerkük patlarsa iç savaş durdurulamaz

19 Ocak 2007

Türkmen liderler, Kerkük konusunda kaygılılar. Önceki gün karakola yapılan saldırı endişelerini artırmış durumda...Ergeç, birkaç gündür Ankara'da önemli temaslar yapıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le görüşen Saadettin Ergeç, Mısır'ın Ankara Büyükelçisi'yle de bir araya geldi. Irak Türkmen Cephesi lideri ve milletvekili Saadettin Ergeç ve Ankara temsilcisi Ahmet Muratlı'yla dün kahvaltıda birlikteydik. Ergeç'e göre Kerkük'ün yapılacak bir referandumla Kürt yönetimine bağlanması, bağımsızlığa gidişte son aşama olacak. Türkmen lider, Kerkük'ün bu şekilde Kürt yönetimine bağlanmasından sonra Kuzey Irak'ta fiilen oluşturulan Kürt devletinin bağımsızlığını ilan edebileceğini düşünüyor.ABD'nin Kerkük'te "normalleşme" sağlanmadan referandum yapılmasını isteyen açıklamalarının da düşündürücü olduğuna dikkat çekiyor ve şu yorumu yapıyor:"Kerkük'te normalleşme süreci kesildi. Peşmergeler kente hâkim kılındı. Polisin yüzde 90'ı yine peşmergelerden seçildi. Milis kuvvetleri de ayrı. Bu koşullarda Türkmenler ve Araplar tedirgin durumdalar. Böyle bir ortamda ABD'nin referandum yapılsın demesi çok yanlış olmuştur. Anayasa Tadilat Komisyonu var. Belki bu komisyon söz konusu maddeyi iptal eder

Yazının Devamı

Bahçeli'nin önerileri

18 Ocak 2007

Bugün yapılacak olan görüşme öncesinde MHP lideri Devlet Bahçeli, detaylı açıklamalar yaparak somut önerilerde bulundu. Bahçeli'nin saptamaları ve önerileri dikkat çekiciydi.MHP liderini, Irak'ın bir arada tutulmasının artık çok zor olduğu kanısında. Bu ülkenin parçalanma sürecinin hızlandığını ve Kuzey'de bir Kürt devleti ilanı için koşulların oluştuğunu düşünüyor.Bahçeli, Kürt devleti oluşumu, bölgedeki PKK'nın varlığının ve Kerkük'ün Kürt idaresine bağlanması girişimlerinin Türkiye'nin "beka"sıyla yakından ilgili olduğunu belirtiyor ve eğer diplomasiyle sonuç alınamazsa, sınır ötesi askeri harekât dahil her türlü önleme başvurulması gerektiğini vurguluyor. TBMM bugün Irak'la ilgili genel görüşme talebini ele alacak. Ön görüşmeler yapılacak. Gizli bir oturumda genel görüşme talebini CHP gündeme getirmiş ve AKP de olumlu karşılamıştı. Bahçeli yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:1- Askeri güçle desteklenmiş kapsamlı bir siyasi caydırıcılık stratejisinin uygulanması (1998 sonlarında Suriye'ye karşı uygulanan strateji),2- Kuzey Irak'ta Kürt devleti ilan edilmesi halinde Türkiye'nin de dahil olacağı çatışma riskinin ABD'yle en üst siyasi düzeyde ele alınması; Kürt gruplar için

Yazının Devamı