Orgeneral Büyükanıt: Adımlar eşzamanlı atılmalı

7 Ocak 2007

Ankara'ya ani bir ziyaret yaparak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le birlikte Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ı ziyaret eden Talat, Lefkoşa'daki "Lokmacı üstgeçidinin kaldırılması" konusunun gündeme gelmediğini söylemişti.Oysa, Genelkurmay Başkanlığı'nın dün yaptığı açıklamada, Lokmacı kapısı konusunun gündeme geldiği, Genelkurmay'ın daha önce hükümete de iletilen görüşünün Talat'a da ayrıntılı biçimde anlatıldığı belirtildi."Sıkıntı" iki yönlü:1- Talat'ın 'gündeme gelmedi' dediği konunun ayrıntılı biçimde gündeme geldiğinin belirtilmesi,2- Genelkurmay'ın Kıbrıs'ta Türk tarafının karşılıksız, tek taraflı adım atmasına karşı olduğunun anlaşılması. Genelkurmay Başkanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklama KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat açısından "sıkıntılı" bir durum yarattı. Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, dün bu konudaki sorularımı yanıtlarken duruma açıklık getirdi.Org. Büyükanıt, "Lokmacı Kapısı"nın açılması konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:"Lokmacı Kapısı'nın açılması bizim açımızdan bir sorun değil. Ancak bu tür adımların eşzamanlı atılması gerekir. Bu tür, iki halk için de hayatı kolaylaştıracak adımların atılması ulusal programda da var. Bu açıdan bir

Yazının Devamı

Edip Paşa: Az da olsa umudum var

6 Ocak 2007

ABD'nin tutumundan rahatsız olduğu ve istifa edebileceği öne sürülen Edip Paşa'yla dün konuştuk. Edip Paşa, henüz istifa kararı vermiş değil. Başbakan Erdoğan'ın son çıkışının ve saptamalarının sebebi konusunda bilgi sahibi olmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan'ın, PKK konusunda ABD'yi eleştirmesi ve koordinatörlük kurumunun olumlu sonuç vermediğini söylemesinden sonra gözler Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Org. Edip Başer'e çevrilmişti. Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Org. Edip Başer, pazartesi günü Ankara'da olacak ve olanak bulursa Başbakan Erdoğan'la yüz yüze görüşerek durumu değerlendirecek.Edip Paşa, Başbakan Erdoğan'ın sözleriyle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:"Sayın Başbakan, tam olarak ne söyledi bilemiyorum. Basından okuduğum kadarıyla koordinatörlük kurumunun başarısızlığından veya olumlu sonuç alamayışından söz etmiş. Tabii bu beni üzdü. En azından kamuoyuna açık bir değerlendirme yapmadan önce bu kurumla ilgili kişinin veya kişilerin görüşünü alınabilirdi. Kurum soyut bir şey. Kurumu başarısız buluyorsanız içindeki kişiyi ve kişileri de başarısız buluyorsunuz demektir. O kurumun başındaki kişi için de işe yaramadı, diyorsunuz demektir. Bu

Yazının Devamı

Edip Paşa istifa etmeli mi?

5 Ocak 2007

Konuşan Başbakan olduğuna göre yaptığı saptama ve eleştirilerin bir sonucu olmalı.ABD ile Türkiye arasında oluşturulan "terörle mücadele koordinatörlüğü" olumlu sonuç vermediğine göre ne olacak?Koordinatörlük devam edecek mi, yoksa kaydırılacak mı? Başbakan Tayyip Erdoğan da PKK ile mücadele konusunda ABD'nin sözünü tutmadığından yakınarak "koordinatörlük" mekanizmasının da olumlu sonuç vermediğini ilan etti. Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri Türkiye'nin görevlendirdiği emekli Org. Edip Başer açısından istifa daveti olabilir mi? Edip Paşa, istifa etmeli mi, yoksa muhatabı ABD'li emekli Org. Ralston'un tutumunu mu beklemeli?Edip Paşa da zaman zaman yaptığı açıklamalarda PKK'nın muhatap alınması anlamına gelecek girişimler veya beklentileri karşılamayan oyalamalar saptadığı takdirde görevi bırakacağına ilişkin mesajlar vermişti.Şimdi Başbakan düzeyinde "olumlu sonuç vermediği" saptaması yapıldığına göre, Edip Paşa'nın da durum değerlendirmesi yapması gerekiyor. Mesajlar vermişti ABD ve Türkiye'nin terörle mücadele koordinatörlükleri neden olumlu sonuç vermedi?Önce ABD penceresinden bakalım...ABD, Türkiye'nin ısrarlı talepleri üzerine, konuyu ciddiye aldığını göstermek amacıyla emekli

Yazının Devamı

2007'ye girerken muhalefet manzaraları

4 Ocak 2007

Yeni yılın ilk ayları "Çankaya hesapları"yla geçecek.Genel seçimin cumhurbaşkanlığı seçiminden önce yapılması neredeyse olanaksız. İktidar partisi AKP bu talebe direndi. Parlamentodaki mevcut üstünlüğünü bozmadan cumhurbaşkanını seçmek istiyor.Muhalefet partilerinin "ortak tutum" alamadıkları da bir gerçek."Sine-i millet" yaklaşımı, CHP de dahil, muhalefet partilerinde tutmadı."367 gerekir" yorumu tartışılıyor ama bu konuda da muhalefet partileri arasında bir görüş birliği yok.CHP ise yorumu Anayasa Mahkemesi'ne bırakma eğiliminde.Muhalefet partilerinin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanı olması halinde izleyecekleri politikayı şimdiden açıklamaya yönelmeleri de "erken seçim" olacağına kendilerinin de inanmadığını gösteriyor. 2007 siyaset için önemli bir yıl. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim yapılacak. Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanı olmak istiyor. Henüz adaylık konusunda bir karar açıklamadı. Nisan 2007'ye kadar da bu konuda konuşmayacak. Bu tutum, Erdoğan'ın adaylık olasılığını saklı tuttuğunu gösteriyor. Şimdiden kendini bağlamıyor. Erdoğan'ın vereceği karar cumhurbaşkanlığını da genel seçimleri de etkileyecektir. Erdoğan'ın kararı Her partinin "Çankaya hesabı"

Yazının Devamı

Saddam'ın götürdüğü sırlar

31 Aralık 2006

Saddam Hüseyin, 1982'de kendisine yönelik suikast girişimi nedeniyle Duceyl'de 148 Şii köylüyü öldürtmekten suçlu bulundu ve 4 Kasım 2006'da idama mahkûm edildi. Temyiz aşaması hızla geçildi ve Saddam acele biçimde 30 Aralık'ta idam edildi.Saddam Hüseyin acımasız, kanlı bir diktatördü. Halkına zulmeden, Halepçe'de Kürtlere karşı kimyasal silah kullanarak katliama girişen, Şiilere, Türkmenlere karşı yargısız infazlar uygulayan, onları göçe zorlayan, yerinden yurdundan eden bir liderdi.Saddam Hüseyin'in adil bir biçimde yargılanması, Ortadoğu'da örtülmüş birçok gerçeğin ortaya çıkmasına katkıda bulunabilirdi. Birçok bilgi ve belge açığa çıkabilirdi.Ama öyle olmadı...Saddam, ilk mahkûmiyet kararıyla birlikte acele biçimde idam edilerek ortadan kaldırıldı. Saddam'ın birlikte götürdüğü "sırlar", mahkeme boyunca ortaya attığı iddialardan kuşkusuz çok daha önemliydi. Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin, dün sabaha doğru Türkiye saatiyle 05.00'te, Bağdat'ta asılarak idam edildi. Örneğin Irak-İran savaşı...8 yıl süren ve 1 milyona yakın insanın ölümüyle sonuçlanan bu savaşta tek suçlu ve sorumlu Saddam Hüseyin miydi? Savaşta Irak'ı ve Saddam'ı destekleyen liderler ve ülkeler hangileriydi?

Yazının Devamı

Ağar, Baykal gibi düşünmüyor

30 Aralık 2006

Baykal, eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun yorumladığı gibi ilk iki turda 367 katılımın aranması gerekeceği görüşünü incelemeye değer bulmuştu. Hukukçulardan oluşan bir komisyonla inceleme yapacaklarını duyurmuştu. CHP lideri, ayrıca ilk turda 184 milletvekilinin seçime geçilmesi için yeterli görülmesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne de gideceklerini açıklamıştı.DYP lideri Ağar ise, Kanadoğlu'nun ve Baykal'ın yorumunu "zorlama" olarak görüyor. Bu görüşe katılmıyor. Toplantı yeter sayısının 367 olarak aranması halinde daha önce seçilen cumhurbaşkanlarının da tartışmalı hale geleceğini belirterek Anayasa'nın 367 aramadığını savunuyor. DYP lideri Mehmet Ağar, cumhurbaşkanlığı seçiminde aranacak olan toplantı yeter sayısı konusunda CHP lideri Deniz Baykal gibi düşünmüyor. DYP lideri Ağar, ana muhalefet lideri Baykal'ı da eleştiriyor. Ağar'a göre Baykal, meydanlara çıkmıyor, halka gitmiyor, erken seçim konusunda TÜSİAD'dan "medet umuyor", TÜSİAD ise Baykal'ın beklentisinin aksine AKP iktidarını destekliyor, seçimin zamanında yapılmasını savunarak Başbakan'a destek oluyor. Başbakan Erdoğan da TÜSİAD'la aynı çizgide hareket ediyor.Ağar, bu saptamaları yaptıktan sonra

Yazının Devamı

YÖK'e göre 'dayatma' var

29 Aralık 2006

YÖK'ün Çorapçıoğlu yerine dekanlığa atadığı Prof. Dr. Erol Özdiler'in, görevi kabul etmemesi ve Ankara Tıp yönetiminin toplu olarak istifa etmesi tartışmaları büyüttü.Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu'nun iki dönemdir dekanlık yaptığı, bu nedenle üçüncü kez atanmadığı gerekçesi kulislere yansımış olsa da aynı toplantıda YÖK'ün Ankara Üniversitesi Veterinerlik ve Diş Hekimliği fakültelerine aynı kişileri üçüncü kez dekan olarak ataması, bu gerekçeyi çürüttü. YÖK'ün, Ankara Tıp Fakültesi dekanlığına, eğilim yoklamasında açık farkla en fazla oyu alan Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu'nu atamaması tepki ve tartışmalara neden oldu. YÖK cephesine göre asıl gerekçe Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras'ın gönderdiği yazı. YÖK'te yapılan yorumlar, Prof. Dr. Aras'ın, bu yazısının bir "dayatma" olarak algılandığı ve bunun da oylamayı etkilediği yönünde.YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in de paylaştığı "dayatma" algılaması şöyle izah ediliyor:"Nusret Hoca, YÖK'e üç isim bildirdi. Birinci sırada Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu, ikinci sırada Prof. Dr. Erol Özdiler, üçüncü sırada Prof. Dr. Ali Sabri Kemahlı var. Bu hocaların eğilim yoklamasına girip girmedikleriyle ilgili bir bilgi yok. Prof.

Yazının Devamı

Milli gelir ve asgari ücret düzeyi

28 Aralık 2006

Kişi başına gelir rakamları reel değildir. Milli gelirin nüfusa bölünmesiyle ortaya çıkan "gelir düzeyleri" kâğıt üzerindedir. Bu nedenle kişi başına gelirden çok gelir dağılımı anlamlıdır.Türkiye'de gelir uçurumu her zaman yüksek olmuştur. Sosyal devlet ilkesi yaşama geçirilemediği, adil bir vergilendirme sistemi kurulmadığı, kayıtdışı ekonominin her zaman çok büyük olduğu, geliri yeniden dağıtacak politikalar izlenemediği için adil bir gelir dağılımına ulaşılamamıştır.On yıllar boyunca ağır borç yükü altında kalan Türkiye'de bütçeler yatırıma pay ayıramayan, borç faizini ödeme listelerine dönüşmüştür. Plan-program-bütçe üçlüsü anlamını yitirmiştir. Gelir grupları arasındaki farkın 10 katı aşmış olduğu bir ülkede, borç ödeme telaşından vergi-harcama araçlarıyla sosyal amaçlı düzenlemeler yapamıyorsanız, uçurumu daraltmanız zordur.Türkiye'nin yıllardır temel sorununu bu oluşturur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) milli gelir ve yoksulluk rakamlarını açıkladı. Aynı günlerde yeni asgari ücret belirlendi. Sosyal devlet ilkesinin kâğıt üzerinde kaldığı Türkiye'de, açlık ve yoksulluk sınırları sık sık gündeme geliyor. Her kurumun saptadığı parasal sınırlar birbirinden farklı. TÜİK de

Yazının Devamı