Büyükerşen'den güç birliği çağrısı

19 Mart 2006

Kamptan yansıyan kararların başında DSP'nin Genel Başkan Sezer'le seçimlere hazırlanması geliyordu. Genel Başkan Zeki Sezer'le Genel Sekreter Ahmet Tan'ın yönetiminde DSP, bir süredir kulislerde konuşulan Büyükerşen'in liderliği seçeneğine kapalı görünüyor. DSP'nin Haymana'da yaptığı 4 günlük kampı yansıtmıştık. Genel Başkan Zeki Sezer'in girişimiyle eski milletvekilleri ve bakanların da katıldığı kampta, yeni yapılanmadan seçimlere hazırlığa kadar DSP bir anlamda masaya yatırıldı. DSP'de Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in partinin başına geçmesine dönük bazı girişimler gözleniyordu.Büyükerşen'e bu konuyu açtığımızda değerlendirmesi şu oldu:"Ben yaşamım boyunca üstlendiğim görevlerin hiçbirine kendim talip olmadım. Genellikle bir uzlaşma içinde hep önerildim. Bu nedenle DSP Genel Başkanlığı gibi bir talebim de olmadı. Ancak DSP Genel Başkanı Sayın Zeki Sezer, bana bir öneride bulundu. Almanya'daki model gibi. Önerisi şuydu: Ben genel başkan olarak görev yapmayı düşünüyorum ama siz başbakan adayımız olun. Bu Almanya'daki gibi bir uygulamaydı. Ben, Sayın Sezer'in önerisine bir yanıt vermedim. Dinlemekle yetindim. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu

Yazının Devamı

Binay: Yöntem rahatsız etti

18 Mart 2006

Bu tabloya baktığımızda Serdengeçti'nin ardından üç başkan yardımcısının da emeklilik kararı aldığını görüyoruz.Bu durum, Merkez Bankası üst yönetiminin yenileneceğini, bankayı yeni bir ekibin yöneteceğini gösteriyor. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin emekliye ayrılmasından sonra en kıdemli Başkan Yardımcısı Şükrü Binay da emekli olma kararı aldı. Binay'dan önce diğer iki başkan yardımcısı Sedef Ayalp ve Fatih Özatay da emekli olmaya karar vermişlerdi. Dördüncü Başkan Yardımcısı Erdem Başçı ise şu anda Merkez Bankası Başkanlığı'nı vekâleten yürütüyor ve başkan olarak atanmak için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayını bekliyor. 4 Haziran 2006 itibariyle emeklilik kararı alan kıdemli Başkan Yardımcısı Şükrü Binay, dün sorularımızı yanıtlarken, bu kararının gerekçesini şöyle açıkladı:"Doğrusu Merkez Bankası'nda teamül yıkılmış oldu. Merkez Bankası, teamülleri olan bir kurumdur. Örneğin, teamüle göre Merkez Bankası Başkanlığı'na vekâlet en kıdemli başkan yardımcısına verilir. Bu hep böyle olmuştur. Bu durumda vekâlet görevinin bana verilmesi gerekirdi. Ancak bu kez öyle olmadı. Tepeden bir empozenin söz konusu olduğu anlaşıldı. Bu yöntem de beni rahatsız etti."

Yazının Devamı

DSP'de neler oluyor?

17 Mart 2006

Bu günlerde aynı modelle kampa çekilen bir başka parti de DSP...DSP, dört gündür "Haymana Kampı"nda...Genel Başkan Zeki Sezer'in çağrısıyla Haymana'da eski milletvekilleri ve bakanların da katılımıyla Parti Meclisi, dört gün kampa girdi...DSP yöneticileri, kampın amacını şöyle açıkladılar:"Ecevit sonrası dönüşüm ve değişim."Kamp boyunca dile getirilen görüşler, öneriler ve kararlara bakılırsa, "DSP'de yeni bir anlayış"ın sinyalleri alınıyor.Örneğin:1- DSP, Temmuz 2002 kırılmasında, İsmail Cem hareketiyle veya başka vesileyle partiden ayrılanların geri dönmesine sıcak bakıyor.2- Solda toparlanma ve yenilenme amacıyla yapılan yeni arayışlara DSP'nin öncü adres olabileceği mesajı veriliyor.3- Ecevit'siz dönemde temel değişikliğin, "tek adam" yönetimi yerine, "kolektif akıl"ı esas alan yönetim tarzına geçilmesi savunuluyor. AKP'nin belli zaman aralıklarıyla yaptığı, "Kızılcahamam kampları"na kamuoyu alışkın... Haymana'da DSP kulislerinden yansıyan önemli bir mesaj da Ecevitlerle ilgili.Kamptaki arayışın bir amacı da DSP yöneticilerince şöyle dillendiriliyor:"DSP'nin üzerinde Ecevit'in hem güneşi hem gölgesi vardır. Ecevit'in DSP için temel güç ve dayanak olduğu tartışılmaz. Ancak bu

Yazının Devamı

Kürt konferansının ardından

16 Mart 2006

Konferans, PKK çizgisine yakın yayın organlarınca, "PKK'sız çözüm arayışı" olarak nitelendi, Leyla Zana'nın ve PKK yanlısı yayın organlarının davetli olmayışları nedeniyle de eleştirildi.Konferansın sonuçları ve konferans nedeniyle gündeme gelen Kürt sorunu konusunda şunlar söylenebilir: Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Kürt Meselesi" konulu konferansta çeşitli görüşler ortaya atıldı. Konu, değişik yönleriyle tartışıldı. Konferansa katılanların çoğunluğu tarafından PKK'ya, "Silah bırak" çağrısı yapıldı. Silahın ve şiddetin Kürtler dahil hiçbir tarafa yararı olmayacağı vurgulandı.Bu çağrı şu nedenlerle karşılık bulmayacaktır:1- PKK, silahlı gücünü Abdullah Öcalan ve örgüt için bir güvence, Türkiye ve özellikle Güneydoğu'dakiler olmak üzere Kürt vatandaşlar üzerinde tehdit ve baskı aracı olarak görmektedir.2- Terör örgütleri siyasi amaçlarına ulaşıncaya ve bu sonuçları güvence altına alıncaya kadar tümüyle silah bırakmazlar.3- "Silah bırakma" karşılık içeren bir kavramdır. Tek taraflı ilan edildiğinde de dahi karşılık beklentisi içerir. Nitekim, bu çağrılara karşı verilen ilk tepki, "Öcalan'ı da kapsayacak şekilde genel af çıkarılması" talebi olmuştur.4- PKK üzerinde

Yazının Devamı

Zirvede Büyükanıt'la ilgili bir sorun yok

15 Mart 2006

Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'la ilgili iddiaları Şemdinli iddianamesine taşıyarak, evrakı askeri savcılığa göndermiş olmasının, Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı'na engel olmayacağı Org. Özkök'ün sözlerinden anlaşıldı.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün mesajlarından çıkan sonuçları şöyle özetleyebiliriz: Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün, önceki akşam Kara Harp Okulu'nda gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar, Genelkurmay Başkanlığı'na Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın getirilmesiyle ilgili bir sorun olmadığını gösterdi. 1 Org. Büyükanıt'ın Şemdinli iddianamesine taşınmasının bir zorlama olduğunun devletin zirvesince de paylaşıldığı anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in iddianameyle ilgili gelişmeleri, "Olağan görmüyorum" biçiminde değerlendirmesi de bunu gösteriyor.2 Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün, "Adı üzerinde, Büyükanıt'tı, daha 'Büyükanıt oldu' sözleri de iddianamenin, Büyükanıt'ın konumunu sarsmadığı, aksine güçlendirdiği anlamı taşıyordu. Org. Özkök'ün bu yorumu, "Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olmasına bir engel var mı?" sorusuna yanıt olarak yapması,

Yazının Devamı

Serdengeçti vicdanı rahat ayrılıyor

14 Mart 2006

Serdengeçti, Türkiye'nin ekonomik krizde olduğu bir dönemde 5 yıl Merkez Bankası'nı yönetti. Türkiye'nin krizden çıkışında izlediği bağımsız ve tutarlı politikanın büyük katkısı olduğu gerçektir.Hükümet, Serdengeçti'nin yerine atama yapmak yerine Merkez Bankası'nı bir süre vekâletle yürütmeyi yeğlemiş görünüyor.Krizden çıktığı konusunda görüş birliği olmakla birlikte, Türkiye ekonomisi hâlâ "kırılgan" olarak tanımlanıyor. Özellikle de cari açık büyüklüğüne dikkat çekilerek ileriye dönük bazı "kriz" uyarıları da yapılıyor. Böyle bir ortam Merkez Bankası yönetiminin Serdengeçti'den sonra da bağımsız, kararlı ve tutarlı olmasının önemini artırıyor. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görev süresi bugün doluyor. Serdengeçti'nin vicdanı rahat. 5 yıllık yönetim döneminde isabetli politikalar izlendiği ve sonuç alındığı kanısında. Rahatlığının bir nedeni bu. Diğeri ise kendisinden sonra göreve gelecek başkanın da bağımsız duruş sergileyeceği ve programı bozacak baskılara boyun eğmeyeceğine olan inancı. Vicdanı rahat Serdengeçti'nin izlediği politika esas olarak, "fiyat istikrarı"nı hedefliyordu. Enflasyona endeksli bir politika izledi. Başkan, bu hedefin devam ettirilmesi

Yazının Devamı

Güneydoğu sorunu için siyasiler ne çözüm üretti?

12 Mart 2006

1. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve emniyet teşkilatı mensupları içinde "terörle mücadele" ediyoruz görüntüsü altında maddi çıkar sağlamak, haraç almak için çete kuranlar, keyfi operasyonlar yapanlar varsa, bunlar ortaya çıkarılıp cezalandırılmalıdır. TSK içinde zaman zaman böyle organizasyonlara girenlerin yakalanıp yargılandığını görüyoruz.2. Buna karşın bu tip girişimleri TSK'nın veya Emniyet Genel Müdürlüğü'nün temel çalışma tarzı gibi gösterip bunun üzerinde TSK ve Emniyet teşkilatının üst düzeyini hedef alarak, bu kurumları hırpalamak, etkisizleştirmek, baskılamak için siyaset yapanları ayırmalıyız.Bu yaklaşım içinde Şemdinli iddianamesinin bombalamayla ilgili bölümü ayrı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'la ilgili bölümü ayrı ele alınmalıdır.İddianamenin Org. Büyükanıt'la ilgili bölümüne ilişkin tartışma sonunda gelip siyasete dayanacaktır. Konu TSK'nın PKK ile mücadelesi bağlamında silahlı güçleri kapsayacağı gibi, PKK'nın siyasallaşma ve meşrulaşma çabaları bağlamında da başta iktidar partisi olmak üzere siyasi partileri de kapsayacaktır. Kuşku yok ki, konu gündeme "Kürt sorunu" başlığı altında ulusal ve uluslararası boyutlarıyla da yansıyacaktır. Önce

Yazının Devamı

Büyükanıt olayı bir deneme mi?

11 Mart 2006

Neden Büyükanıt?Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesine baktığınızda Güneydoğu'da görev yapmamış bir komutan göremezsiniz.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök de, ondan sonra Genelkurmay Başkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt da, Büyükanıt'ın arkasından kuvvet komutanı ve Genelkurmay Başkanı olması beklenen Org. İlker Başbuğ da... Hepsi de Güneydoğu'da görev yapmışlardır. Şemdinli olayları nedeniyle düzenlenen iddianameye Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, 8 sene önceki 7. Kolordu Komutanlığı döneminin "iliştirilmesi" önemli bir ilki oluşturuyor. Zinciri geriye doğru yürütseniz, karşınıza çıkacak emekli komutanların da sicilinde Güneydoğu görevi vardır. Org. Başbuğ'dan ileri doğru da yürütseniz, daha sonraki yıllarda komutan olacakların da bu görevlerde bulunduklarını veya bulunacaklarını görebilirsiniz.Bu doğal. Yaklaşık 25 yıldır ağır bir terör sürecinden geçen Türkiye'de TSK personelinin büyük bölümü bu mücadelede görev almıştır.Bu zincir içinde bugün Org. Büyükanıt'la ilgili iddialar gündemde. Şemdinli iddianamesinde askeri savcılığa gönderilmek üzere... Sicillerinde Güneydoğu var İddianamenin Şemdinli

Yazının Devamı