Meslek liselerine destek

10 Haziran 2003

YÖKte Genelkurmay temsilcisi olarak 7 yıldır görev yapan Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Özmen, dün de değindiğimiz meslek liseleri konusunda bilgi verdi.Özmen, bütün dünyada ilköğrenimden sonra çocukların yüzde 65inin meslek liselerine, yüzde 35inin genel liselere gittiğini, bu oranın Türkiyede tam tersine olduğunu vurguladı. Özmen, Türkiyenin gereksinmesinin yüzde 65 meslek liselerine, yüzde 35 genel liselere yönlendirme yapılması olduğunu söyledi.Özmen, meslek liselerinin desteklenmesi ve öğrencilerin bu liselere gitmeleri için özendirilmesi gerektiğini de vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:"Bütün dünya özellikle ekonomik ve sosyal hedefleri gözeterek bu sorunu meslek liseleriyle çözmüştür. Türkiye de bunu yapabilir. Çocuklar ilköğrenim süreci sonunda bu şekilde yönlendirilebilir. Gelişmekte olan ülkeler için nitelikli ara insan gücü çok önemlidir. Dünyada bu oran yüzde 30ken bizde yüzde 15tir. Türkiye nitelikli insan gücünü geliştirmek zorundadır. Bunun da yolu meslek okullarının yaygınlaştırılması ve özendirilmesidir."Özmen, üniversiteye giriş açısından da meslek liselerinin özendirilmesine dönük uygulamalara dikkat çekti ve şu bilgileri verdi:"Biz bu okullarımızda okuyan

Yazının Devamı

Meslek liselerine destek

10 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Meslek liselerinin özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemi açık. Türk eğitim sistemindeki yanlışlıklardan biri çocukların meslek liselerinden çok genel liselere yönlendirilmesi ve üniversite kapılarında niteliksiz milyonlarca lise mezunu gencin birikmesi...
     YÖK’te Genelkurmay temsilcisi olarak 7 yıldır görev yapan Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Özmen, dün de değindiğimiz meslek liseleri konusunda bilgi verdi.
     Özmen, bütün dünyada ilköğrenimden sonra çocukların yüzde 65’inin meslek liselerine, yüzde 35’inin genel liselere gittiğini, bu oranın Türkiye’de tam tersine olduğunu vurguladı. Özmen, Türkiye’nin gereksinmesinin yüzde 65 meslek liselerine, yüzde 35 genel liselere yönlendirme yapılması olduğunu söyledi.
     Özmen, meslek liselerinin desteklenmesi ve öğrencilerin bu liselere gitmeleri için özendirilmesi gerektiğini de vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
     "Bütün dünya özellikle ekonomik ve sosyal hedefleri gözeterek bu sorunu meslek liseleriyle çözmüştür. Türkiye de bunu yapabilir. Çocuklar ilköğrenim süreci sonunda bu

Yazının Devamı

Meslek liseleri

9 Haziran 2003

Fen, Anadolu ve bazı meslek liselerine girmek için bu sınavı geçmek gerekiyor.Haftaya pazar günü de 1 milyon 600 bin genç üniversite sınavına girecekler. Geleceklerini belirleyecek iki saatlik sınav olacak.Her iki sınav da bir yandan eğitimdeki tıkanmanın diğer yandan fırsat eşitsizliğinin en çarpıcı kanıtı.İster lise ister üniversite giriş sınavı olsun, eğer, iyi bir dershaneden kurs almamışsanız veya özel öğretmenlerden ders almamışsanız şansınız hemen hemen sıfır.Sonucu okullarımız değil dershanelerimiz belirliyor. Okullar değil dershaneler yarışıyor. Liseler neredeyse işlevsiz hale gelmiş durumda. Bu giderek ilkokullara da yayılacak gibi görünüyor.Üniversiteye girmek için 11 yaşından itibaren hem okula hem de dershaneye gitmek neredeyse artık bir zorunluluk.Tabii bu olanağı çocuğuna sağlayacak ailenin belirli bir gelir düzeyine sahip olması gerekiyor. Bütün aileler tüm olanaklarını bu sınavlar için seferber ediyorlar ama gelir dağılımındaki uçurum malum.Peki bu zorlu maratonun sonucunda ne oluyor?Milyonlarca lise mezunu genç üniversiteye giremiyor ve niteliksiz işsiz olarak kalıyorlar. 11 yıllık eğitim sonucunda, mesleksiz, niteliksiz işsizler ordusuna katılıyorlar.Kaç iktidar

Yazının Devamı

Meslek liseleri

9 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Türkiye'nin yıllardır aşamadığı temel sorunlarından biri de eğitim. Buluğ çağına yeni girmiş 600 bin çocuk dün liselere giriş sınavı için ter döktüler. İki saatlik sınav geleceklerini büyük ölçüde etkileyecek.
     Fen, Anadolu ve bazı meslek liselerine girmek için bu sınavı geçmek gerekiyor.
     Haftaya pazar günü de 1 milyon 600 bin genç üniversite sınavına girecekler. Geleceklerini belirleyecek iki saatlik sınav olacak.
     Her iki sınav da bir yandan eğitimdeki tıkanmanın diğer yandan fırsat eşitsizliğinin en çarpıcı kanıtı.
     İster lise ister üniversite giriş sınavı olsun, eğer, iyi bir dershaneden kurs almamışsanız veya özel öğretmenlerden ders almamışsanız şansınız hemen hemen sıfır.
     Sonucu okullarımız değil dershanelerimiz belirliyor. Okullar değil dershaneler yarışıyor. Liseler neredeyse işlevsiz hale gelmiş durumda. Bu giderek ilkokullara da yayılacak gibi görünüyor.

Yazının Devamı

İkiz yasalar ve azınlık yaklaşımı

8 Haziran 2003

"Siyasi ve Medeni Haklar" ve "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar" başlıklı uluslararası sözleşmelere ilişkin yasalar, "ikiz yasalar" olarak isimlendiriliyor.Türkiye, uzun süredir bu sözleşmeleri onaylamıyordu. Nedeni ise bu sözleşmelerin kullanılmasıyla "ulus devlet" niteliğine zarar verilebileceği düşüncesiydi.Özellikle PKK olayı ortaya çıktıktan sonra Ankara bu konuda daha titiz davrandı. Sözleşmeler, öz itibariyle, bütün gruplara kendi kaderini tayin hakkı tanıyan, böylece etnik veya dinsel grupların kendi statülerini belirlemeye yönelten hükümler içeriyor. Ayrıca iki sözleşmede bulunan bir ortak hükümle de Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan komisyon ve komiteler, bu sözleşmeyi onaylamış ülkelerde denetim yapıp, rapor hazırlayabiliyor.Tahmin edilebileceği gibi Ankara'nın çekincesi, PKK ve aynı çizgide bulunan siyasi hareketlerin, bu hükümleri, Türkiye'de Kürtlerin "azınlık" tanımına sokulması, federasyon tartışmaları, Türkiye Cumhuriyeti'nin "iki kurucu ortak arasında yeniden yapılandırılması" gibi tezleri için araç olarak görülebileceğiydi.Nitekim benzer kaygılar taşıyan Fransa, bu sözleşmeleri şerh koyarak kabul etti. Ancak, TBMM çekince koymadan onaylamış oldu.Bu

Yazının Devamı

İkiz yasalar ve azınlık yaklaşımı

8 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     TBMM, geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız iki uluslararası sözleşmeyi onayladı.
     "Siyasi ve Medeni Haklar" ve "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar" başlıklı uluslararası sözleşmelere ilişkin yasalar, "ikiz yasalar" olarak isimlendiriliyor.
     Türkiye, uzun süredir bu sözleşmeleri onaylamıyordu. Nedeni ise bu sözleşmelerin kullanılmasıyla "ulus devlet" niteliğine zarar verilebileceği düşüncesiydi.
     Özellikle PKK olayı ortaya çıktıktan sonra Ankara bu konuda daha titiz davrandı. Sözleşmeler, öz itibariyle, bütün gruplara kendi kaderini tayin hakkı tanıyan, böylece etnik veya dinsel grupların kendi statülerini belirlemeye yönelten hükümler içeriyor. Ayrıca iki sözleşmede bulunan bir ortak hükümle de Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan komisyon ve komiteler, bu sözleşmeyi onaylamış ülkelerde denetim yapıp, rapor hazırlayabiliyor.
     Tahmin edilebileceği gibi Ankara'nın çekincesi, PKK ve aynı çizgide bulunan siyasi hareketlerin, bu hükümleri, Türkiye'de Kürtlerin "azınlık" tanımına sokulması, federasyon tartışmaları, Türkiye

Yazının Devamı

Türkmenlerin durumu

7 Haziran 2003

ABD'nin Kuzey Irak'ta Kürtleri esas alarak düzenleme yaptıkları açık. Sadece Kuzey Irak'ta değil, Irak'ın bütününde de ABD'nin en yakın müttefiki Kürtler oldu.O kadar ki, ABD'nin Kerkük'ü bir anlamda Kürtlere "hediye" ettiği söylenebilir. ABD'nin bu politikasında ikinci tezkerenin geçmeyişine duydukları tepkinin payı olduğu da gerçek.Bunu Irak Türkmenleri de söylüyor. Kerkük'te oluşturulan yönetimde vali ve etkili vali yardımcıları Kürtler arasından seçildi. Yönetimin KYB'de olduğu bir anlamda tescillendi.Pasif bir görev olan vali vekilliklerinden birini İslami Birlik Partisi'nden Tahsin Kahya yürütüyor. Türkmen kontenjanından vali yardımcılığına gelen Millet Partisi'nden İrfan Kerküklü ise KYP'ye yakın biliniyor.Vali KYP'den Abdurrahman Mustafa. Vali Yardımcısı Hasip Osman ise KDP'den ve "göçmenler, arsa, tapu" işlerinden sorumlu. Diğer Vali Yardımcısı Sergon Lazar, Süryani ve "Bağdat'la ilişkiler"den sorumlu.Irak Türkmenleri, bu yönetim yapılanması içinde Türkmenlerin geri plana itildiğinden yakınıyorlar. Özellikle göçmen, arsa, tapu işlerinin KDP temsilcisine verilmesinden sonra bölgeye her gün yeni Kürtlerin yerleştirildiğini, 15 - 20 bin dolar karşılığında bölgedeki Arapların

Yazının Devamı

Türkmenlerin durumu

7 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Savaş sonrasında Irak Türkmenlerinin durumu nedir? ABD'nin Kerkük'teki düzenlemesi Türkmenleri nasıl etkiledi? Bundan sonra Türkmenler nasıl bir politika izleyecekler?
     ABD'nin Kuzey Irak'ta Kürtleri esas alarak düzenleme yaptıkları açık. Sadece Kuzey Irak'ta değil, Irak'ın bütününde de ABD'nin en yakın müttefiki Kürtler oldu.
     O kadar ki, ABD'nin Kerkük'ü bir anlamda Kürtlere "hediye" ettiği söylenebilir. ABD'nin bu politikasında ikinci tezkerenin geçmeyişine duydukları tepkinin payı olduğu da gerçek.
     Bunu Irak Türkmenleri de söylüyor. Kerkük'te oluşturulan yönetimde vali ve etkili vali yardımcıları Kürtler arasından seçildi. Yönetimin KYB'de olduğu bir anlamda tescillendi.
     Pasif bir görev olan vali vekilliklerinden birini İslami Birlik Partisi'nden Tahsin Kahya yürütüyor. Türkmen kontenjanından vali yardımcılığına gelen Millet Partisi'nden İrfan Kerküklü ise KYP'ye yakın biliniyor.
     Vali KYP'den Abdurrahman Mustafa. Vali Yardımcısı Hasip Osman ise KDP'den ve "göçmenler, arsa, tapu" işlerinden

Yazının Devamı