Çakan: Mutlaka inecek

5 Ocak 2002


<#comment>Ağır kış koşulları ile birlikte doğalgaz tartışmaları da sürüyor.
Enerji Bakanı Zeki Çakan ile belediye başkanları arasında doğalgaz fiyatlarının artışına ilişkin karşılıklı suçlamalar, zirve kararıyla sonuçlandı.
Bakan Çakan, Ankara, İstanbul, İzmir, İzmit, Bursa ve Eskişehir belediye başkanlarını pazartesi günü saat 12.00'de BOTAŞ Genel Müdürlüğü'nde toplantıya davet etti. Bu toplantıda Bakan, belediye başkanları ve BOTAŞ yetkilileri, doğalgaz fiyatlarının indirilmesi yönünde bir formül arayacaklar.
Enerji Bakanı Zeki Çakan, dünkü görüşmemizde doğalgaz fiyatlarının mutlaka indirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sayın belediye başkanları, yüzde 45 - yüzde 50 oranında fiyat koyarak doğalgazı satıyorlar. Bunu mutlaka indirmeleri gerekir. Kendilerinden bu indirimi isteyeceğim. Ama direnirlerse, yetkimi ve yasal hakkımı kullanacağım."Bakanın bu sözlerinden doğalgaz fiyatlarının mutlaka indirileceği sonucu çıkıyor. Belediye başkanlarının ortak bir kararla fiyatları düşürmeleri Ankara'daki beklenti. Eğer bu yönde bir karar almazlarsa, Enerji Bakanı Çakan, re'sen doğalgaz fiyatını indirme kararlılığında görünüyor. Bakan

Yazının Devamı

Bülent çok sağlıklı çünkü iyi bakıyorum

4 Ocak 2002

Rahşan Hanım, eşinin vitamin bile kullanmadığını söylüyor Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, dün köşesinde açtığı bir pencerede sormuş: "Ecevit'e özel bir bakım mı yapıldı?" Özkök, son günlerde Ecevit'in performansının çok iyi olduğunu, bu gözlemi çok sayıda arkadaşından duyduğunu, Ecevit'le uzun bir görüşme yapan Sedat Ergin'in de aynı izlenimi paylaştığını yazdıktan sonra, "Ben özel bir bakım yapıldığı izlenimi aldım" demiş... Başbakan dün sabah bu yazıyı okuduğunda ilk yorumu eşi Rahşan Hanım'a yapmış: "Ne özel bakımı, Allah'ın verdiği sağlık..." ASLA YEMEK SEÇMEZ Kuşku yok ki, Başbakan'ın sağlığını en iyi bilen ve izleyen eşi Rahşan Ecevit... Özkök'ün, dün, köşesinde dillendirdiği soruyu Rahşan Hanım'a yönelttik: Başbakan'a özel bir bakım yapılıyor mu? Özel bir sağlık hizmeti alıyor mu? - Allah'a şükür Bülent gayet iyi görünüyor, çünkü ona iyi bakıyorum. Rahşan Hanım, soruyu gülerek yanıtladı: Başbakan'ın özel bir beslenme rejimi var mı? - Hayır, yok. Ben ne yapıyorsam onu yer. Yemek seçmez. Özel bir rejimi de yok. Ama ben kendimce dikkat ederim. İLAÇ KULLANMIYOR Genellikle liderlere doktorları tarafından takviye edici, güçlendirici ilaçlar, vitaminler verilir.

Yazının Devamı

Bülent çok sağlıklı çünkü iyi bakıyorum

4 Ocak 2002



<#comment>Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, dün köşesinde açtığı bir pencerede sormuş: "Ecevit'e özel bir bakım mı yapıldı?" Özkök, son günlerde Ecevit'in performansının çok iyi olduğunu, bu gözlemi çok sayıda arkadaşından duyduğunu, Ecevit'le uzun bir görüşme yapan Sedat Ergin'in de aynı izlenimi paylaştığını yazdıktan sonra, "Ben özel bir bakım yapıldığı izlenimi aldım" demiş... Başbakan dün sabah bu yazıyı okuduğunda ilk yorumu eşi Rahşan Hanım'a yapmış: "Ne özel bakımı, Allah'ın verdiği sağlık..."

ASLA YEMEK SEÇMEZ
Kuşku yok ki, Başbakan'ın sağlığını en iyi bilen ve izleyen eşi Rahşan Ecevit... Özkök'ün, dün, köşesinde dillendirdiği soruyu Rahşan Hanım'a yönelttik:
Başbakan'a özel bir bakım yapılıyor mu? Özel bir sağlık hizmeti alıyor mu? Rahşan Hanım, soruyu gülerek yanıtladı:

Yazının Devamı

Derviş'ten güvence: "Hortumcuya destek yok"

3 Ocak 2002

Kamuoyunda dile getirilen bu soruları yansıtmış ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'in bu konulara açıklık getirmesi gerektiğini vurgulamıştık.Derviş, dünkü g"rüşmemizde, bu soruları yanıtladı.Bakan, s"z konusu kuşkuların yersiz olduğunu vurguladıktan sonra şu güvenceyi verdi: "Yapacağımız katkının halk diliyle hortumcuya gitmesine asla izin vermeyiz. Bu mümkün değil. Biz bankalara bu katkıyı belirli koşullarla vereceğiz. Bu kesinlikle bir kişi, firma veya kurumu kurtarmak anlamında olmayacaktır. Bu katkıdan yararlanabilecek bankalar k"tü niyetle y"netilmemiş, sadece ekonomik kriz nedeniyle olumsuz etkilenmiş bankalar olacaktır. Yoksa k"tü niyetle y"netilmiş, boşaltılmış, sermayesi sıfırın altına inmiş bankalar bu katkıdan yararlanmayacaktır. Halkımız şuna inanmalıdır ki, bu katkının boşa gitmesi, hortumlanması mümkün değildir." Derviş, zor durumdaki bankalar için üç yol olduğunu belirterek ş"yle devam etti: "Bu durumdaki bankalar için üç yol vardır:1- Banka sahibi yurtiçinde, yurtdışında her şeyini satacak ve bankasına koyacak,2- Bu olanağı yoksa bankasını satışa çıkaracak ve yabancı bankalara satacak,3- Banka sahibinin de para koyması koşuluyla kamu kaynaklarından geri "denmek üzere

Yazının Devamı

Derviş'ten güvence: "Hortumcuya destek yok"

3 Ocak 2002


<#comment>Bankalar operasyonu için hazırlanan yasa, kamuoyunda kuşkulara yol açtı. İki gündür yansıttığımız bu kuşkular, "halkın cebinden bankalar mı kurtarılacak" sorusunda yoğunlaştı. Durumu iyi olmayan bankalara Hazine'den katkı sağlanmasının çifte standart olup olmayacağı diğer bir kuşku noktasıydı. Hortumculara destek mi olunuyor, sorusu da en fazla dillendirilen soruların başında geliyor.
Kamuoyunda dile getirilen bu soruları yansıtmış ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'in bu konulara açıklık getirmesi gerektiğini vurgulamıştık.
Derviş, dünkü görüşmemizde, bu soruları yanıtladı.
Bakan, söz konusu kuşkuların yersiz olduğunu vurguladıktan sonra şu güvenceyi verdi:
"Yapacağımız katkının halk diliyle hortumcuya gitmesine asla izin vermeyiz. Bu mümkün değil. Biz bankalara bu katkıyı belirli koşullarla vereceğiz. Bu kesinlikle bir kişi, firma veya kurumu kurtarmak anlamında olmayacaktır. Bu katkıdan yararlanabilecek bankalar kötü niyetle yönetilmemiş, sadece ekonomik kriz nedeniyle olumsuz etkilenmiş bankalar olacaktır. Yoksa kötü niyetle yönetilmiş, boşaltılmış, sermayesi sıfırın altına inmiş bankalar bu katkıdan yararlanmayacaktır. Halkımız şuna inanmalıdır ki,

Yazının Devamı

Derviş açıklamalı

2 Ocak 2002

Bu destekte, toplumun, krizin nedeni olarak siyaseti ve siyasi sistemi g"rmesi ve siyasilere olan güvenini yitirmesi vardı. Bu nedenledir ki; etkin g"revlere siyaset dışından gelmiş herkesi kayıtsız, şartsız destekledi, toz kondurmadı, s"z s"yletmedi.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gibi, Devlet Bakanı Kemal Derviş gibi isimleri siyasetçilerin "nünde tuttu. Siyasetten gelmelerine karşın yolsuzlukla, hırsızlıkla, yerleşmiş mekanizmalarla mücadele ettiğine inandığı Sadettin Tantan, Zekeriya Temizel gibi isimleri de hep destekledi.Toplumun bu tercihinin bir beklentinin ifadesi olduğu açıktır.O da, devletin malı deniz yemeyen domuz, ilkesiyle çalışan mekanizmanın kırılması, siyaset - ticaret - mafya üçgeninin bozulması, hırsızlardan, yolsuzlardan hesap sorulması, vatandaşın parasının bankalar aracılığıyla bir avuç insanın cebine aktarılmasına son verilmesi beklentisidir. Toplum, devletin, sistemin silkelenmesini ve asalakların hak ettikleri cezaya çaptırılmasını istemektedir. En hassas olduğu konu yolsuzluktur, hırsızlıktır. Bu alanda bıçak kemiğe dayanmıştır.Sezer ve Derviş'in toplumsal desteğinin kaynağı budur.Bugün Türkiye, 11 Eylül sonrası konjonktürün de yardımıyla, toplumun bu

Yazının Devamı

Derviş açıklamalı

2 Ocak 2002


<#comment>Devlet Bakanı Kemal Derviş, göreve geldiği günden bu yana kamuoyunun gözü üzerinde olan bir isim oldu. Türkiye'yi krizden kurtaracak kişi olarak görüldü ve toplum tarafından desteklendi.
Bu destekte, toplumun, krizin nedeni olarak siyaseti ve siyasi sistemi görmesi ve siyasilere olan güvenini yitirmesi vardı. Bu nedenledir ki; etkin görevlere siyaset dışından gelmiş herkesi kayıtsız, şartsız destekledi, toz kondurmadı, söz söyletmedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gibi, Devlet Bakanı Kemal Derviş gibi isimleri siyasetçilerin önünde tuttu. Siyasetten gelmelerine karşın yolsuzlukla, hırsızlıkla, yerleşmiş mekanizmalarla mücadele ettiğine inandığı Sadettin Tantan, Zekeriya Temizel gibi isimleri de hep destekledi.
Toplumun bu tercihinin bir beklentinin ifadesi olduğu açıktır.
O da, devletin malı deniz yemeyen domuz, ilkesiyle çalışan mekanizmanın kırılması, siyaset - ticaret - mafya üçgeninin bozulması, hırsızlardan, yolsuzlardan hesap sorulması, vatandaşın parasının bankalar aracılığıyla bir avuç insanın cebine aktarılmasına son verilmesi beklentisidir. Toplum, devletin, sistemin silkelenmesini ve asalakların hak ettikleri cezaya çaptırılmasını

Yazının Devamı

Bankalar kimin?

1 Ocak 2002

Halkın gündemindeki sorunların ağırlığı, bayramda da, yılbaşında da boğuşmaya ara verdirmiyor; umursamazlığa, boşvermişliğe, iyimserliğe zaman bırakmıyor.Yeni yıla yine tartışmalarla giriyoruz.2001'in ağır faturası altında ezilen Türk halkının, "hiç olmazsa" dediği nadir gelişmelerden biri banka mekanizmasıyla parasını çalanların, yargı "nüne çıkarılmalarıydı. "Faturayı biz "dedik, ama..." diyerek, direnme gücü bulduğu nokta, hortumcuların yakayı ele vermiş olmalarıydı.Her k"şe başında kolayca açılabilen bankalarla halkın parasını toplayan, sonra değişik y"ntemlerle cebine atanların, yüzsüzce boşalttığı bankasını tamtakır Hazine'nin "nüne bırakıp kaçanların tek tek yakalanıp yargıç karşısına çıkarılmaları, 2001 yılının gelecek için umut veren acı gerçeklerinden biriydi...Hortumlanan bankalara el konuldu. Sahipleri, y"neticileri hakkında soruşturma açıldı. Hakçası buydu. Doğrusu buydu. Halka b"yle anlatıldı. Fona alınan bankalara Hazine'den kaynak aktarıldı. Bu aktarım, 22 milyar dolara kadar ulaştı. Bunun faturası halka, vergisini peşin "deyen emekçilere, dürüst vergi mükelleflerine kesildi.Halkın buna katlanmasının tek nedeni ise hortumlamaya son verileceği, suçluların

Yazının Devamı