'Gerekirse savaşırız'

2 Kasım 2001


<#comment>
Başbakan Ecevit, gazete ve televizyonların Ankara temsilcilerini Başbakanlık'a davet ederek Afganistan'a asker gönderilmesi kararıyla ilgili açıklamalar yaptı.
En çok merak edilenlerin başında Afganistan'a gönderilecek 90 kişilik Türk birliğinin sıcak çatışmaya girip girmeyeceği, cephede görev alıp almayacağıydı.

AMAÇ İNSANİ YARDIM
Başbakan Ecevit, bu soruya şu yanıtı verdi:

Yazının Devamı

Zirvede anket rüzgarları

1 Kasım 2001


<#comment>Türkiye'nin gündemi iki konuya kilitli görünüyor: Ekonomi ve Afganistan operasyonu...
Bu iki önemli konu hem halkın, hem de devletin zirvesini uzun bir süreden beri meşgul ediyor.
Ancak, bu iki konunun gölgesinde Türkiye'nin iç politikasını ilgilendiren önemli araştırmalar, saptamalar yapılıyor ve bunlar da bir yandan çeşitli zirvelerde tartışmaya açılıyor.
Şu anda Türkiye'nin siyasi haritası, legal ve illegal siyasi örgütlenmeler ve bunları bekleyen siyasi akımların durumu da masaya yatırılıyor. Mevcut siyasi partiler ve sistem en sert şekilde eleştirilirken, mevcut tablonun zayıflığından yararlanarak alttan alta filizlenmekte olan akımların bugün ulaştıkları boyutlar konusunda da yöneticilerin dikkati çekiliyor.
Bugün yapılan birçok ankette iktidarıyla, muhalefetiyle partilerin büyük çoğunluğunun yüzde 10'luk baraj civarında gezindikleri biliniyor.
Hatta bu saptamalar nedeniyle seçim yaklaştığında barajın düşürülmesi ve böylece baraj korkusunun aşılmasına dönük düşünceler beslendiği de sır değil.

Yazının Devamı

Org. Kıvrıkoğlu'dan öneri ve uyarılar

31 Ekim 2001


<#comment>Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Çankaya Köşkü'nde verdiği 29 Ekim resepsiyonunda gazetecilerle en uzun sohbet eden konuklardan biriydi.
Org. Kıvrıkoğlu, gazetecilerin, Türkiye'nin hem iç, hem de dış sorunlarına ilişkin sorularına açıklıkla yanıt verdi.
Genelkurmay Başkanı'nın üzerinde durduğu ve bir de öneride bulunduğu konulardan biri köy - kent uygulamasıydı. Org. Kıvrıkoğlu, Başbakan Ecevit'in, Ordu - Mesudiye'de açtığı Çavdar köy - kentindeki görüntülerden etkilenmiş görünüyor. Kent hizmetleri, öğrenim ve sağlık hizmetlerinin köy kümelerine götürülmesinin önemi üzerinde durdu. Büyük Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in aynı zamanda bir aydınlanma hareketi olduğunu vurguladı. "Bugün birçok ülke kendine cumhuriyet diyor ama cumhuriyet beraberinde bir aydınlanma getirmiyorsa, ona cumhuriyet denmez" diyerek, demokratik ve laik Cumhuriyet'in önemine dikkat çekti. Köy - kent uygulamasını da bu çerçevede değerlendiren Org. Kıvrıkoğlu, "Keşke 30 yıl önce bu uygulama başlasaydı. Sadece Sayın Ecevit'in bir rüyası gibi görülmeseydi. Ama bugün başlamış olması da önemli. Bir yerden başlamak gerekiyor. Ben Sayın Başbakan'a

Yazının Devamı

Başka ne zaman Meclis'e gidilir ki?

30 Ekim 2001


<#comment>Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin en önemli özelliklerinden biri tarihte Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş ve yönetmiş ilk meclis oluşudur.
Büyüklüğü buradan gelir.
Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı TBMM ile birlikte yürütmüş, oradan, dolayısıyla millet iradesinden aldığı yetkiyle yönetip, yönlendirmiştir.
Cumhuriyet, TBMM'nin kazandığı Ulusal Kurtuluş Savaşı üzerine kurulmuştur.
Bu özellik TBMM'yi diğer ülke meclislerinden ayıran tarihi bir değerdir.
Büyük bir onurdur.

Yazının Devamı

Cumhuriyet ve köy - kent

29 Ekim 2001


<#comment>Cumhuriyetin 78. yılını bugün kutluyoruz. Değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan, demokratik - laik Cumhuriyetimizin 78. yılını...
Afganistan görüntülerinden sonra, 21. yüzyılın eşiğinde dünyaya "örnek" olarak gösterilen, "model" olarak önerilen Türkiye Cumhuriyeti, yakasından paçasından çekiştirilmesine karşın, bugünlere ulaşabilmişse, bunu Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne borçludur. Temelinin sağlam atılmış olmasına borçludur.
Atatürk'ün kurup gençliğe emanet ettiği Cumhuriyet, soyut bir kavram, kağıt üzerinde bir yönetim biçimi değildir. İçi dolu bir yaşam biçimi ve hedefidir.
Çağdaş uygarlığa; onun bilimine, teknolojisine, ekonomisine, üretimine, refahına ulaşma, onu adil biçimde paylaşma, geliştirme ve yaşamadır.
Cumhuriyet modern yaşamdır...
Kitaptır, okuldur, hastanedir, yoldur, köprüdür, barajdır, elektriktir, çimentodur, çeliktir, arabadır, gemidir, uçaktır, bilgisayardır, uydudur...

Yazının Devamı

ECEVİT’LE DÜŞTEN GERÇEĞE: KÖY-KENT

28 Ekim 2001


<#comment>
"Toprağın su istediYaylaların ekin dedilerIşık dediler insanlarınBeni çağırır türkülerin" Şair Ecevit'in bu dizeleriyle birlikte genç bir Ecevit görüntüsü düşüyor yansıya... Kürsüden şöyle sesleniyor Ecevit: "Sevgili Taşkestililer, tek tek yirmi köye ayrı ayrı fabrika yapamayız. Ama yirmi köyün gücü birleşirse yirmi köyün yararlanacağı fabrika yapılabilir. İşte köy - kent projesi bu. Bu proje ile köylü birleşiyor, köylülerin gücü birleşiyor."

SÜRPRİZ GÖRÜNTÜLER
Yansıya düşen tarih 1978, yer Bolu'nun Taşkesti köyü.
Ordu Mesudiye köykent projesinin koordinatörü, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Selçuk Polat, Başbakan Ecevit'i köy - kent projesinin Orköy orman entegre tesisleri salonunda bu sürprizle karşılıyor.

Yazının Devamı

Türkiye'nin şirket haritası

27 Ekim 2001


<#comment>Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar'ın dizüstü bilgisayarını açtığınızda karşınıza bir Türkiye haritası geliyor. Harita üzerine her biri farklı renkte iller yerleştirilmiş...
İstediğiniz bir ili tıkladığınızda, bu kez karşınıza bir liste çıkıyor.
Sektörlere göre düzenlenmiş şirket listesi...
Ancak, tabloda şirketlerin isimleri yok. İsim yerine her şirkete bir kod numarası verilmiş. Her şirketin hizasında, iştigal sahası ve bugünkü durumunu gösteren notlar var. "Faal, düşük kapasite ile çalışıyor, kapalı" gibi...
Örneğin, Afyon'u tıkladınız. Afyon'da faaliyet gösteren ve zor durumda olan şirketler kod numaralarıyla bir tablo halinde görülüyor. İlgilendiğiniz sektörde bu kod numaralarını da tıklarsanız, o zaman, şirket hakkında detaylı bilgiler ekrana yansıyor.
Bu harita neyin nesi derseniz...

Yazının Devamı

İhale...

26 Ekim 2001


<#comment>Türkiye'de, "ihale" sözcüğü ne anımsatıyor, diye sorarsanız, alacağınız yanıt bellidir...
Rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük...
Her yönüyle tertemiz bir ihale bulsanız ve kanıtlasanız bile, halk gözünde sicili düzgün bir ihale yoktur.
Vatandaş bu yargısında da haksız sayılmaz...
Türkiye'de, "ihale" sistemi ve uygulaması devlet eliyle "birlikte zengin" olmanın en kolay ve en kestirme yoludur.
"Devlet ihalesi" bu anlama gelir...

Yazının Devamı