Kürtçe yayın tartışması

16 Kasım 2000


       Katılım Ortaklığı Belgesi'nde örtülü olsa da talep edilen "Kürtçe televizyon yayını ve eğitim" konusu hükümet ortakları arasında tartışma yarattı.
       Başbakan Yardımcısı ve ANAP lideri Mesut Yılmaz, açık bir dille, Kürtçe televizyon yayını yapılmasında bir sakınca olmadığını, aksine, teknolojinin bugün ulaştığı boyutlar karşısında yasakların anlamsız kaldığını belirtti. Güneydoğu'da halkın çanak antenlerle Kürtçe yayınları izlediğini ve bu yayınların PKK kaynaklı olduğunu vurguladı.
       Başbakan Ecevit ise "çağdaş iletişim teknolojisi sınır tanımıyor. Kuzey Irak ve Avrupa'dan Kürtçe yayın yapılıyor. Bunu göz önünde tutarak bir sonuca varmak gerekir" sözleriyle, Kürtçe yayına karşı bir tavır almadı.
       Ancak hükümetin MHP kanadından gelen tepki, koalisyonun diğer iki ortağıyla aynı görüşte olmadıklarını ortaya koyuyor. MHP sözcülerinin yaptığı açıklamalar Kürtçe yayının bir ihtiyaç olmadığı, Güneydoğu'ya Türkçe ile ulaşmanın mümkün olduğu yönünde...
       Bu tartışma ortamında insan hakları ve

Yazının Devamı

En uyanık Türk ORHAN ASLITÜRK

15 Kasım 2000


       Batık bankalar operasyonu derinleştirildikçe insana parmak ısırtan olaylar gün ışığına çıkıyor.
       Bunlardan biri de ana uğraşı “naylon fatura" kesmek olan koskoca bir holding. Bünyesinde 68 şirket bulunduran Barbaros Holding’in gösterdiği “ince zeka" maliyecileri şaşırtmış durumda.
       İstanbul’da maliyeciler arasında “seyyar holding" olarak ünlenen Barbaros Holding’in patronu ünlü “iş" adamlarımızdan Orhan Aslıtürk...
       Şişli eski Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk’ün eşi...
       Aslıtürk’ün holdinginin faaliyetleri ve çalışma yöntemi “Olacak O Kadar Televizyonuönu kıskandıracak nitelikte...

Yazının Devamı

Ecevit'in çizdiği çerçeve

14 Kasım 2000


       Fazilet Partisi lideri Recai Kutan, af çalışmasının kapsamı ile Erbakan'ın cezaevine girmemesinin sağlanması, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılması ve Cumhurbaşkanlığı'yla ilgili (5 + 5) formülü gibi konularda, hükümetle uzlaşmaya vardıklarını açıkladı.
       Anamuhalefet liderinin bu açıklamalarına hükümet ne diyor?
       Başbakan Ecevit'e, Kutan'ın açıklamalarıyla ilgili olarak yönelttiğimiz sorulara karşılık verdiği yanıtlar, hükümet açısından çerçeveyi de ortaya koyuyor.
       Başbakan Ecevit, af konusunda henüz ayrıntıların belirlenmediğini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
       - Af konusunda yapılacak yasal düzenlemenin mümkün olduğunca bütün partilerin uyumuyla yapılmasını faydalı buluyorum. Tüm toplumu ilgilendiren bu konuda siyasi partilerin ortak bir uzlaşmaya varmaları ve buna dayalı olarak af düzenlemesine yönelmeleri çok daha iyi olur.
       Başbakan Ecevit, bu çerçeve içinde kapatılan RP'nin lideri Erbakan'ın cezaevine girmesinin önlenip

Yazının Devamı

Memur yürüyüşü

13 Kasım 2000


       KESK'in, Ankara - Kızılay Meydanı'nda düzenlediği "memur yürüyüş ve mitingi" son yıllarda gerçekleştirilen en büyük gösterilerden biriydi.
       Memurlar 2001 yılının ilk altı ayı için öngörülen yüzde 10 oranındaki maaş zammını protesto ettiler.
       Yüzde 10'luk maaş zammı oranı, hükümetin yürütmekte olduğu istikrar programının bir gereği olarak daha önceden açıklanmış ve yine tepkilere neden olmuştu. Hükümet yüzde 10'luk artışı, enflasyonla mücadelenin bir parçası olarak görüyor. Memur maaşlarının enflasyonun hakim faktörü olmaktan çoktan çıktığını birkaç kez dile getirmiştik. Türkiye 15 yıla yakın bir süredir fazla satın alma gücünden kaynaklanan "aşırı talep"e dayalı bir enflasyon değil, arzın aşırı maliyetinden kaynaklanan bir enflasyon yaşıyor. Hakim maliyet unsurunu da emeğin fiyatı olan ücret gideri değil, sermayenin fiyatı olan faiz gideri oluşturuyor. Kamu borçlanma gereğinin yüksekliğinden kaynaklanan borç - faiz sarmalı kırıldıkça enflasyon da baskı altına alınabiliyor. Bu nedenle hükümetin ve Hazine otoritesinin ücret üzerine değil, mümkün olduğunca faiz

Yazının Devamı

Af ve Erbakan

12 Kasım 2000


       Af yasası veya af sonucu doğuracak ceza indirimi değişiklikleri ve erteleme çalışmalarının sonuç vermesi, büyük ölçüde DSP ile MHP uzlaşmasına bağlı görünüyor.
       Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün MHP kanadına verdiği bilgiye göre, bakanlık seçenekli bir çalışma yürütüyor:
       1- Adalet Komisyonu'nda bekleyen ve kamuoyunda "Haluk Kırcı" maddesi olarak bilinen 11. madde nedeniyle Genel Kurul'a gelemeyen af yasa tasarısı üzerinde yapılan çalışma,
       2- Af yasası yerine ceza indirimi ve ceza ertelemesi öngören çalışma,
       MHP'li Şevket Bülent Yahnici, Türk'le yaptıkları görüşmede, komisyonda bekleyen af tasarısının sorun yaratan 11. maddesi için orta bir yol bulmaya dönük çalışmaların, bakanlıkta yürütüldüğünü belirtiyor. Ancak Yahnici, "af yasası" biçimindeki düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi'nde, "eşitliğe aykırı" olacağı gerekçesiyle bozulması ve genişletilmesi olasılığının yüksek olduğu düşüncesinde. Yahnici, aynı kaygıyı liderlerin de paylaştığı kanaatinde. Bu nedenle de af yasası yerine ceza

Yazının Devamı

Af ve kapsam

11 Kasım 2000


       Liderler zirvesinde ele alınan affa, "ceza indirimi" yöntemiyle İnfaz Yasası'nda yapılacak değişiklikle "örtülü" biçimde sağlanması eğiliminin hakim olduğu anlaşılıyor.
       Başbakan Ecevit ve koalisyon ortakları MHP lideri Bahçeli ve ANAP lideri Yılmaz'ın af konusunda özen gösterdikleri husus, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarının dikkate alınarak "eşitlik" ilkesini zedelemeyecek ve Yüksek Mahkeme tarafından bozulmayacak bir yasal düzenleme yapılması...
       Af önerisinin ilk sahibi olan DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit de aynı nokta üzerinde duruyor. Rahşan Ecevit, dün yaptığımız görüşmede en fazla yapılacak düzenlemenin hem Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uygun olması, hem de kamu vicdanını rahatsız etmemesi gerektiğini vurguladı.
       Rahşan Hanım, düzenlemenin, Anayasa'nın 14. maddesinde ifade edilen ülke bütünlüğünü bozmaya, devletin ve Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye sokmaya, Cumhuriyet'in temel niteliklerini ortadan kaldırmaya dönük suç işleyenlerin başta olmak üzere, teröristlerin, çete mensuplarının,

Yazının Devamı

Ankara'nın bakışı

10 Kasım 2000


       Katılım Ortaklığı Belgesi'ne Ankara nasıl yaklaşıyor?
       Verilen "yol haritası" ile tam mutabık olmasa bile Türkiye'nin Avrupa Birliği için yola çıkmış olmasından memnun Ankara.
       Avrupa'nın çizdiği yol haritası "mecburi istikamet" niteliğinde mi? Ankara, haritayı böyle görmüyor.
       Katılım Ortaklığı Belgesi'nde adına "koşul" denmese de, iki önemli noktada, hükümetin ve Dışişleri'nin rezervi var.
       Birincisi, Kıbrıs konusu, ikincisi de, açık ifade edilmeyen "Kürtçe eğitim ve yayın" talebi. Buna ek olarak "kültürel haklar" diye ifade edilen, zaman zaman "azınlık hakları", zaman zaman "yok canım bireysel haklar" diye ifade edilen talepler.
       Ankara bu iki noktada şimdiden tavır aldı:

Yazının Devamı

Ecevit güvencesi...

9 Kasım 2000


       Batık bankalar operasyonuyla ilgili olarak muhalefetin verdiği genel görüşme önergesi, yapılan öngörüşme sonucu kabul edilmedi. Muhalefet şimdi Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal hakkında gensoru vermeye hazırlanıyor. Ayrıca Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'e dönük bir yıpratma kampanyası da yürütüyor.
       Muhalefetin bu tavrında önemli çelişkiler var.
       Bankalar operasyonu, 40 yılı aşkın siyasi yaşamına hiçbir akçalı gölge düşmemiş Başbakan Bülent Ecevit'in siyasi güvencesi altında yürütülüyor. Üst Kurul'un oluşumuna ve "banka fareleri"nin takibine dayanak oluşturan yeni Bankalar Yasası'nın çıkarılması için gösterdiği gayret belleklerde tazedir. DSP azınlık hükümetinin gündeminde tutup, yasalaştırmaya çalıştığı tek düzenleme yeni Bankalar Yasası'dır. Yasanın Meclis'ten çıkmasından sonra ise Üst Kurul Başkanlığı'na Zekeriya Temizel'in atanması için ısrar etmesi ve karşılaştığı direnci kırması da unutulmamalıdır. Eğer Ecevit'in bu yapısı ve atamadaki isabeti olmasaydı, bugün banka boşaltan birçok ünlü ve güçlü kişiyi mahkeme kapılarında

Yazının Devamı