Hizbullah brifingi

5 Şubat 2000


       İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın basına verdiği Hizbullah brifingindeki "infaz" görüntüleri, din istismarının ulaştığı ve bundan sonra da ulaşabileceği doruk noktayı gösteriyordu.
       İnsanların, hiçbir canlıya reva görülmeyecek biçimde boğazlanarak öldürülmesi.
       Ve bunun büyük bir soğukkanlılık ve huşu içinde yapılması.
       Bu görüntüler, dinle, dini konularda cahillikle, inançla, bağnazlıkla açıklanamaz.
       Kaldı ki, örgütün yönetim kadrosunun yüksek eğitim düzeyi, örgütlenme biçimi, silahlı ve mali gücü; olayın bilinç taşıyan, organize bir kalkışma hazırlığı olduğunu açıkça göstermektedir. Ve kaynağı din istismarıdır.
       * * *

Yazının Devamı

Avrupa'ya ne oldu?

4 Şubat 2000


       Nazi yanlısı, ırkçı Özgürlük Partisi, Avusturya'nın ikinci büyük partisi haline gelip, iktidara yönelince, Avrupa, "hop" dedi.
       - Ne oluyoruz?
       - Irkçı lider Haider ve partisi, Avusturya'da iktidar ortağı olamaz.
       - Niye?
       - Faşisttir de ondan..
       - Allah, Allah, meşru bir parti değil mi?

Yazının Devamı

Gül'ün önerisi

3 Şubat 2000


       FP lideri Kutan'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'yle yarattığı gerginlik, parti içinde de ipleri germiş görünüyor.
       Kutan'ın, Hizbullah vahşetine anında ve sert bir tepki göstereceği yerde, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eleştirip, suçlayan bir konuşma yapması, gündemin yapay olarak oluşturulduğunu ifade etmesi, FP'yi sıkıntılı bir duruma soktu.
       Özellikle Anayasa Mahkemesi'nde kapatılma davası sürerken, Kutan'ın yaptığı bu çıkış, zamanlama açısından da partililerce eleştirildi.
       Parti içi gerginliğin yükselmesi üzerine önceki gece toplanan ve 6 saat boyunca durum değerlendirmesi yapan FP Grubu, Kutan'ın tavrını onaylamamış görünüyor.
       Bu toplantıda, FP'nin ağırlıklı isimlerinden Abdullah Gül'ün dile getirdiği eleştiri ve öneriler, üzerinde durulmaya değer.
       Kulislere yansıyan bilgilere göre Gül'ün dikkat çektiği ilk husus, Hizbullah vahşetine karşı tavır almakta parti yönetiminin geç kaldığı yönünde.

Yazının Devamı

İkili oylama ve referandum ağırlığı

2 Şubat 2000


       DYP lideri Tansu Çiller'in, Ecevit'e, Cumhurbaşkanlığı konusunda "ikili oylama" koşulunu öne süreceğini, dün bu köşeden duyurmuştuk.
       Çiller, bu önerisini, kendisini ziyaret eden Başbakan Ecevit'e iletti.
       Fazilet Partisi de DYP'nin önerisine destek veriyor.
       Bu durumda bir "muhalefet bloku" oluştuğunu ve muhalefetin iktidara "ikili oylama" koşuluyla yaklaştığını söyleyebiliriz.
       Bu arada ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, "Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'nin en önemli meselesi değildir, biz nasıl olsa uzlaştık" demesi de üzerinde durulması gereken bir noktadır.
       Bu veriler ışığında duruma bakalım.

Yazının Devamı

Çiller'in koşulu

1 Şubat 2000


       Koalisyon liderleri, Çankaya için uzlaştıkları "5 artı 5" formülüne muhalefet liderlerinin de imza koymasını istiyorlar.
       DYP lideri Tansu Çiller, bu formülü içeren bir değişiklik teklifini zaten Meclis'e vermiş durumda.
       Çiller, koalisyon liderlerinin önerisine nasıl destek verecek?
       Bu soruyu, dün DYP liderine yönelttik.
       Tansu Hanım, "Bu öneriye elbette destek veririz, zaten bizim formülümüz" dedikten sonra, bir koşul ekledi:
       - Ancak biz yine de Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi önerimizde de ısrarlıyız. Bu nedenle, Meclis'te öncelikle bu önerimizin oylanmasını istiyoruz. Eğer Meclis, cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören önerimizi kabul etmezse, o zaman, "5 artı 5" formülüne ben de imza koyarım.

Yazının Devamı

Çankaya'ya 4 imzalı formül

31 Ocak 2000


       Koalisyon liderleri, dün yaptıkları zirvede önemli kararlar aldılar.
       Bunlardan biri de kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı seçimi.
       Haftalardır süren tartışmalar sonucunda koalisyon ortaklarının Anayasa değişikliği yapılması yönünde görüşbirliği oluşturmaları, Cumhurbaşkanı Demirel'in yeniden seçilmesi projesinde ilk aşamayı oluşturuyor.
       Başbakan Ecevit, muhalefet liderleriyle yeniden görüşecek.
       Ecevit'in zirveden de geçirdiği formülü şöyle:
       Anayasa değişikliği bir hükümet tasarısı olarak Meclis'e sunulmayacak. Mümkünse Meclis'teki beş partinin ortak önerisi olarak gündeme getirilecek. Beş liderin imzaladığı değişiklik teklifi grupların imzasına açılacak.

Yazının Devamı

Dünya gelirinin paylaşımı

30 Ocak 2000


       Dünya Ekonomik Forumu yeni yüzyılın ilk toplantısını Davos'ta yaptı.
       Forumun çizgisi yine aynıydı: Küreselleşme.
       Davos toplantısına katılan Başbakan Ecevit, "ekonomi değil toplum" temasını işledi. Mesajı şuydu; dünya, pazar ekonomisinin sadece "pazar"ıyla değil, "toplumu"yla da ilgili olmalı. Bu konuda özellikle çalışma kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına görev düşüyor.
       Ecevit bu mesajını, ABD gezisi sırasında da Türk işadamlarına vermişti. Sadece kar etmeyi değil, işin sosyal yönünü de düşünün.
       Bu mesajların anlamı, pazar ekonomisinin yarattığı gelir dağılımı uçurumlarının giderilmesi. Bu yönde çaba gösterilmesi.
       Gelir dağılımının düzeltilmesi pazar ekonomisinde elbette işverenin hedefi olamaz. Sosyal devletin varlık nedenlerinden biri budur. Devlet, pazar ekonomisinin sermayeden yana doğal gelir dağılımına, sonradan müdahale ederek geliri yeniden dağıtır ve gelir uçurumuna engel olur. Ecevit'in bu yönde çalışmaları gerektiğini

Yazının Devamı

Genelkurmay'ın konumu

29 Ocak 2000


       Hizbullah olayı patladığından beri bazı yayın organlarında ve başta Fazilet olmak üzere bazı siyasi çevrelerde bir gayret gözleniyor.
       Bu gayret, başta Genelkurmay olmak üzere asker ve polisi "Hizbullah'ın hamisi" konumunda görmek ve göstermek.
       Bu gayret içinde söyledikleri şu:
       * 28 Şubat'ın gündeme getirdiği irtica, paranoyadır.
       * Hizbullah örgütü askerden yardım görmüştür.
       * Türk Silahlı Kuvvetleri ile Hizbullah irtibatlıdır.

Yazının Devamı