Fikret Bila

       Öcalan davası, hem yargı hem de siyasi yönüyle gündemde.
       Önce yargı yönü...
       Yargıtay, bugün kararını açıklayacak.
       Yüksek Mahkeme, Öcalan'ın idam cezasını onaylarsa, geriye bir aşama daha kalıyor:
       Karar düzeltme talebinde bulunulması.
       Bunun için bir aylık süre var. Bu süre içinde Öcalan'ın avukatları, karar düzeltmesi isteyebilirler. Ancak, bu talebi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı değerlendirecek. Yerinde görmezse, karar kesinleşmiş olacak.

       ANAP lideri Mesut Yılmaz, dünkü görüşmemizde AGİT İstanbul zirvesini tek kelimeyle "fevkalade" olarak niteliyor.
       Türkiye'nin hem siyasi, hem de ekonomik açıdan zirvede çok başarılı sonuçlar elde ettiğini vurguluyor.
       Siyasi açıdan AGİT İstanbul belgelerinin Türkiye'nin isteklerini karşıladığını, ayrıca boru hatları anlaşmalarıyla da ekonomik yönden çok önemli bir aşama kaydedildiğini vurguluyor.
       Yılmaz, bugün Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonra bir araya gelecek olan koalisyon liderleri zirvesinde, AGİT'in geniş yer alacağını belirtiyor.
       Zirveye, üç genel başkanın yanı sıra Başbakan yardımcıları Hüsamettin Özkan ve Cumhur Ersümer katılacak. Ayrıca, Dışişleri Bakanı İsmail Cem, yurtdışında olduğu için AGİT zirvesiyle ilgili olarak Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün katılmaları bekleniyor.
       ANAP liderinin zirvede gündeme gelmesini beklediği konular şöyle:

       DYP lideri Tansu Çiller, kongre sonrasında yeni bir çizgi oluşturuyor.
       Kongre konuşmasında bu çizgiyi genel olarak "yeni sağ" biçiminde ifadelendirmişti.
       Çiller'le dün yaptığımız görüşmede, bu kavramı ve yeni çizgisini biraz açmasını istedik.
       Çiller, "yeni sağ" kavramından çok "yeni yol" kavramını kullanmayı yeğledi.
       Tansu Hanım'da kongre sonrasında, toplumun tüm kesim ve kurumlarıyla yeni bir platform oluşturma, bir özeleştiri ve barış atağı başlatma havası hakim.
       DYP lideri "yeni yol" kavramını açmadan önce bir saptama yapıyor:

       DYP Genel Başkanlığı'na yeniden seçilen Tansu Çiller, her kongre sonrasında olduğu gibi, bu kez de, "yeni sayfa" mesajı verdi.
       Çiller, muhaliflerine, "birlik, beraberlik" çağrısı yaptı:
       - Bu çınarın altında herkese yer var...
       Tansu Hanım'ın bir de "yeni sağ" çağrısı ve önerisi var.
       Henüz detaylarını açıklamadı.
       Bu konuda verdiği ölçü, "vahşi kapitalizm"e karşı olmak.

       Atatürk Spor Salonu'nun bu görüntüsüne artık alıştık.
       Geceden, mevcut lider lehine düzenlenmiş...
       Salon hakimiyeti, gece yarısından itibaren içeri giren Çiller yanlılarınca sağlanmış durumda.
       Diğer aday Köksal Toptan'a, salonun ancak bir köşesi kalmış. Taraftarları, o köşeden fırsat buldukça adaylarına tezahürat yapıyorlar.
       Salonun her köşesi Çiller posterleri ve sloganlarıyla bezenmiş.
       Kongre Divanı, tarafsızlığın yanından bile geçmiyor.

       AGİT İstanbul zirvesi, yüzyılın sonunda, Türkiye'nin, dünyadaki imajı, yeni dünya koşullarındaki yeri ve gelecekteki rolü açısından önemli bir fırsattı. Ankara, bu fırsatı değerlendirmede gayet başarılıydı.
       Bakü - Ceyhan, Türkmen gazı ve Kazakistan petrolünün taşınması anlaşmaları başta olmak üzere, Clinton'ın Ankara ziyareti, Kıbrıs konusunda Klerides'in konumuna karşılık Denktaş'ın Annan tarafından İstanbul'a davet edilmesiyle kurulan denge ilk bakışta sayılabilecek somut sonuçlar.
       Türkiye, AGİT toplantısıyla doruğa çıkan uluslararası hareketliliğini sürdürüyor.
       AGİT zirvesinin İstanbul'dan Ankara'ya uzanan önemli bir ayağı var: BM Genel Sekreteri Kofi Annan.
       New York'u beklemeden, İstanbul'da Denktaş ve Klerides'le görüşerek, teraziyi dengeleyen Annan, Ankara'ya da "resmi" ziyarette bulunuyor.
       Pazar akşamı Ankara'ya gelecek olan BM Genel Sekreteri, o akşam, Bilkent'te İhsan Doğramacı'nın vereceği yemeğe katılacak. Annan'a

       İstanbul'daki AGİT zirvesinin sabahki oturumu sürpriz sayılmayacak bir "kriz"le kapandı: Çeçenistan...
       ABD Başkanı Clinton'ın Çeçenistan'la ilgili sözlerine "sinirlenen" Yeltsin, biraz da seçim atmosferindeki Rusya kamuoyuna mesaj anlamı taşıyan bir hareketle, salonu terk ederek, kriz "ilan" etti...
       Öğleden önce, Yeltsin'le "kriz" üreten AGİT, öğle yemeğinde ise krizin kapısından dönen Kıbrıs konusunda sürpriz bir gelişmeye sahne oldu.
       3 Aralık'ta New York'ta, Denktaş ile Klerides arasında yapılacak "dolaylı görüşmeleri" yaptığı davette kullandığı üslupla tehlikeye düşüren Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, öğle yemeğinde yanında oturan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'e açılıyor...
      "Ben" diyor, "Büyük bir hata yaptım. Bir sekretarya hatası oldu. Sonra düzelttik."       Bakan Gürel de, Denktaş'ın haklı tepkisini anımsattıktan sonra, sorunun aşıldığını ve dolaylı görüşmelerin New York'ta planlandığı gibi yapılacağını

       ABD Başkanı Clinton'ın Ankara'daki temasları sırasında önemli konuşmalardan birini de insan hakları konusunda, Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik yapıyor.
       Önce, İrtemçelik'in durumu saptayan gerçekçi, samimi sözleri:
      "Teknoloji belki mükemmeli yakalamıştır, yakalayacaktır, ama aynı şeyi insan toplumları için söylemek zordur. Hukukun üstünlüğü, çoğulcu, katılımcı demokrasi, insan hakları değerleri, kayıplarımızın bilincinde olarak dünyayla paylaştığımız değerlerdir. Bugünkü düzey itibariyle profilimizin çok iyi olduğunu söyleyecek bir konumda değiliz. Ancak eğilip bükülecek, özür dileyecek bir durumda da değiliz. Özür dilemiyoruz."
       İrtemçelik, özür dilemiyor, "çünkü" diyor, Başkan Clinton'a:
      "Hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi konularda eksiklerimiz bizim tercihlerimiz değil. Arzu ettiğimiz bir durum değil. Türkiye'nin onar yıllık dönemler halinde son 20 yılına baktığınızda, çok pahalıya mal olan terörün yarattığı sosyal travmayı görür ve bu travmayı geçiren her