Fikret Bila

FİLİBE
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "21. asrın sloganı şudur" diyor Bulgarlara:
- Beraber çalış, beraber yaşa.
Işıklar Holding'in Filibe yakınlarında kurduğu kağıt tesislerini açarken Demirel Bulgarlara ümit veriyor:
- Ekonomi sınır tanımıyor. 21. yüzyılda sırt sırta değil yüz yüze yaşamamız lazım.
Lenin'in, "Barış içinde bir arada yaşama tezi"ni Sovyet yönetiminde pek yaşama geçiremeyen diğer Doğu Bloku ülkeleri gibi Bulgaristan da şimdi tek kutuplu dünyada, "beraber çalışmaya" hazırlanıyor.

Okurun yazarı aştığı yerde iyi bir köşe yazarı olmak için iki şey yapabilirsiniz: Ya "allameyi cihan" olursunuz ya da köşenizi okurunuzla paylaşırsınız, yazıyı birlikte yazarsınız.
İkincisi daha kolay. Üstelik kaçınılmaz.
Türkiye'de satılan gazete sayısı gelişmiş ülkelere göre belki daha düşük.
Ancak, Türkiye'deki kadar ilgili, bilgili okur kitlesi de dünyanın az yerinde bulunur. Ülke ve dünya sorunlarına duyarlı, konulara eleştirisel gözle bakabilen, ileriye dönük, gelişmeye açık, aydın okurlarımız var.
Milliyet'te editörlük ve yöneticilik görevinde geçen 12 yıl boyunca en önemli gözlemim, okurun yüksek düzeyi ve her geçen gün artan ilgisi oldu. Mektup yazarak, telefon ederek, faks çekerek ya da gazeteye gelerek görüşlerini, eleştirilerini iletti, varsa hatalarımızı düzeltti.
Yazarken, en büyük güvencemiz işte bu okurumuz olacaktır.

SOFYA
Cumhurbaşkanı Demirel, yurtdışı gezilerinde, gazetecilerin iç politikayla ilgili soru sormalarından pek hoşlanmaz.
"Kafanız hep Ankara'da" diye takılır...
Bulgaristan'a hareket ettiğimizde de kafalarımız yine Ankara'ya takılıydı. Sofya'ya giderken Demirel'in de kafası Ankara'da takılı kaldığı için, bu kez bize hak verdi:
- Ne güzel bir göreve gidiyorsunuz, aklınız yine geride, ama, bu sefer haklısınız.
* * *

İZMİR
Adnan Menderes Havaalanı'ndan Gaziemir'e kadar kilometrelerce uzanan dev bir araç konvoyu karşılıyor Ecevitler'i, İzmir'de.
İzmirliler büyük sevgi gösteriyorlar.
Ecevitler kente doğru ilerlerken, ters yönden gelen araçların içindekiler de Ecevitler'i alkışlıyor.
Cenaze arabasındaki cenaze sahipleri bile...
İzmirlilerin dikkat çeken sevgi gösterilerinden biri de hemen herkesin ellerini dudaklarına götürüp Ecevitler'e öpücük göndermeleri. Bu hareket, havaalanından miting meydanına kadar gözleniyor.

ÖZGÜRLÜK ve Dayanışma Partisi'nin Ankara kokteylinde Genel Başkan Ufuk Uras'la sohbet ediyoruz.
Genç lider siyasetin "hayret" aşamasında:
"Yahu" diyor, "Dedik ki, biz 16 Mart 1978 olayları için çiçek koyacağız. Tabii, dediler, `buyrun koyun' Biz de gittik çiçek koymaya... Bir daha `buyrun' dediler. Hop gözaltı." "Hayret ettim" diye devam ediyor:- Bir parti genel başkanına bunu yapan vatandaşa ne yapmaz? Gözaltında kimseye ulaşamıyorsunuz. Ne emniyet müdürü, ne vali. Ama Ecevit'e ulaştık. Ecevit'e sırtımı dönerim ama diğerlerine asla...* * *Uras, bu seçimlerde partisi için çıtayı 1965'in TİP'ine göre tutuyor:- Aslında barajı aşmak için 3 milyon oy gerekli. Bu çok ulaşılmayacak bir düzey değil. Ama bu koşullarda ben TİP'in 1965'de milli bakiyeyle aldığı yüzde 3'ü yakalamamızı başarı sayarım.ÖDP'nin üç kuşaktan ve her renkten solcuları barındırdığını belirten Uras iki - üç yerde belediye seçimlerini kazanabilecekleri iddiasında:- Değişimi biz temsil ediyoruz. Hala soğuk savaş dönemi ölçüleriyle siyaset yapan CHP solculuğu artık geride kaldı. Toplum bunun

SİNOP
ANAP lideri Mesut Yılmaz'la Sinop yolundayız. Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun açıklamasını Yılmaz, nasıl değerlendiriyor? ANAP lideri, soruya önce espri ile karşılık veriyor:
- Biz söyleyince inanmıyorlar. Belki, Paşa söyleyince inanırlar. 15 gündür ben de, Ecevit de yapmaya çalıştıklarının kaosa yol açacağını söylüyoruz. Paşa da aynı şeyi söylemiş oldu.
Yılmaz, küskünlere de mesaj veriyor:
- Onların kaos çıkarma hakkı varsa, bizim de kaosu önleme hakkımız meşru olur.
Yılmaz'a soruyoruz:

18 Mart Zaferi'nin kutlama törenleri için dün sabah Çanakakale'ye giden Başbakan Ecevit, öğlen Ankara'ya dönüyor ve ayağının tozuyla Meclis'e gidiyor.
Gensorunun öngörüşmeleri öncesinde Başbakan Ecevit'le Meclis'teki makamında görüşme olanağı buluyoruz.
Gündem, Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun Hürriyet'ten arkadaşımız Sedat Ergin'e verdiği "seçimlerin ertelenmesi ve 312'nin kaldırılmasına karşı çıkan" demeci...
Org. Kıvrıkoğlu'nun demecini Başbakan nasıl karşılıyor?
Ecevit, Kıvrıkoğlu'nun açıklamasının "kamuoyunun genel eğilimi"ni yansıttığını vurguluyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
- Sayın Kıvrıkoğlu'nun açıklaması vatandaşın tümüne yakınının taşıdığı düşüncenin bir ifadesi. Hükümeti düşürmenin, seçimleri ertelemenin yaratacağı sakıncaları bütün vatandaşlar biliyor. Sayın Kıvrıkoğlu da vatandaşın taşıdığı bu kaygıyı dile getirmiş oldu.

Başbakan Bülent Ecevit son çare olarak istifa eder mi?
Küskünler hükümeti düşürebilir mi?
Düşürürlerse, ne olur?
Önce istifa konusu...
Başbakan Ecevit, küskünler hareketi nasıl gelişirse gelişsin, "istifa etmeyeceğim" diyor.
Gerekçesi şu: