NE diyor küskünler?
- Demokratikleşelim...
- Hay hay! Elbette!
- Buyrun demokratikleşelim. Nasıl yapalım?
- Ne demek nasıl yapalım? Türk Ceza Ysasası'nın 312. maddesi hala dursun mu? Ayıp olmuyor mu Avrupa'ya karşı yani?
- Öyle mi oluyor?
Bir "karar" verdiler...
Adnan ve İlten Tuğtekin...
Kızları Gizem Damla'nın "yaşam fişi"ni çektiler...
Gizem Damla öldü...
Ama "üç parça can"ı üç yaşama dönüştü.
Karaciğeri Eylem'e...
TRABZON
Başbakan Bülent Ecevit istifa edecek mi?
"Hayır" diyor, Ecevit, Trabzon yolunda:
- Bu aşamada istifa etmeyi düşünmüyorum.
- İstifanızın küskünleri önlemek için bir yol olduğu söyleniyor.
- Benim istifa etmem halinde yeni bir hükümetin kurulması çok zor. Bir hükümet bunalımı doğar. Böyle bir sorumluluğu da üstlenmek istemem.
MİLLETVEKİLLERİ görev yaptıkları yasama dönemiyle anımsanırlar...
Özgeçmişlerine de öyle kaydedilir...
17. dönem miletvekili, 18. dönem milletvekili gibi...
Şimdi yeni bir sıfat daha doğdu...
- Efendim, siz?
- Ben 19. dönem küskünüyüm, efendim.
BAŞBAKAN Bülent Ecevit'le, partisinin seçim bildirgesini açıkladığı basın toplantısı bitiminde sohbet olanağı buluyoruz.
Acaba Başbakan, "Meclis'in açılması, rejimi sarsacak bazı isteklere yol açabilir" sözleriyle ne demek istedi?
"Birtakım pazarlıkların şimdiden gündeme geldiği anlaşılıyor" sözleriyle ne kastediyor?
"Sayın Erbakan'ın kendi kişisel durumuyla ilgili olarak ortamın karışmasına katkıda bulunduğu anlaşılıyor" sözleriyle, "rejim kaygısı" arasında bağlantı var mı?
Başbakan'dan "rejim kaygısıyla" ilgili sözlerini açmasını istiyoruz.
- Meclis açılır ve küskünler amaçlarına ulaşırlarsa önemli sıkıntılar doğar. Bir kere siyasi partilerin Meclis'teki etkinliği azalır. Birtakım yapay oluşumlar ortaya çıkar. Yapay partiler oluşabilir. Bu durumda Meclis normal düzeninde çalışamaz. Böyle bir tablo da bir bakıma rejim bunalımı demektir.
ÖNCE küskünlerin çelişkileri...
Şimdi küsen milletvekillerine bir soru:
- 1995 seçimlerinde niye küsmediniz?
Bugün aday listelerinin demokratik biçimde belirlenmediği gerekçesiyle küstünüz. Bu küskünlükle de, Meclis'i toplayıp seçimleri ertelemek istiyorsunuz. Oysa 1995 seçimlerinde de milletvekili listeleri yine aynı yöntemle belirlenmişti, ama, siz küsmemiştiniz.
O zaman beğendiğiniz lider ve aday belirleme yöntemlerini, bugün niye beğenmiyorsunuz?
Lider ve yöntem, sizi seçilecek bir yerden milletvekili adayı yapınca "demokratik", yapmayınca "anti - demokratik" mi oluyor?
KÜSKÜNLER 13 Mart Cumartesi günü Meclis'i açabilecekler mi?
Bu sorunun yanıtı büyük ölçüde Fazilet Partisi'nin alacağı tavra bağlı.
Küskünlerin umudu Fazilet Partisi'nden gelecek destek.
FP lideri Recai Kutan, net bir tutum almadı. "Meclis'in önemli meseleleri görüşmek için toplanması"nın normal karşılanması yolunda mesajlar verdi. Kutan'ın bu söylemi küskünlerin umudunu daha da artırmış durumda.
Ancak, FP'nin bu konuda oluşturduğu bir karar yok. Durum, Başkanlık Divanı'nda değerlendiriliyor.
Edindiğimiz izlenim, Genel Başkan Recai Kutan ve yardımcılarının, Cumartesi günü Meclis'e gitmeyecekleri yönünde. Parti, küskünler hareketine destek anlamına gelecek davranışlar sergilemeyecek. Ancak, Meclis'e gidecek milletvekillerine de engel olunmayacak.
BAŞBAKAN Ecevit'in küskünlerin Meclis'i toplama çağrısına yanıtı şöyle:
- Bu aşamadan sonra Meclis'in toplanması kaos yaratır. Seçim işlemleri yürüyor. Adaylar belirlendi. Devlet seçim için büyük harcamalar yaptı. Aday olmak isteyen memurlar istifa ettiler. Bu aşamadan sonra Meclis'i olağanüstü toplayıp seçimi erteletmeye çalışmak kaos yaratır. Ülkeyi düşünmemek olur. Büyük sorumsuzluktur.
Meclis'i toplantıya çağıran "küskünler" her ne kadar, "ülkenin ali menfaatlerini" gerekçe gösterip, "vallahi de, billahi de aday değiliz" deseler de, "takiye" yaptıkları inancı yaygın.
Listeler belli oluncaya kadar "ülkenin ali ve acil menfaatleri"ne kulak tıkayıp, listelerden sonra, birden bire "DGM'lerin yapısı", "pişmanlık yasası", "iki seçimin ayrılması" gibi konulara ilgi göstermeleri hiç inandırıcı değil.
* * *
BAŞBAKAN Bülent Ecevit'le Güneydoğu paketi ve yöneltilen eleştirileri de konuştuk.