Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in yeni program için dış kaynak kadar iç kaynak arayışı da olacak. Hatta liderlerdeki ve hükümette eğilim, mümkün olduğu kadar iç kaynak yaratıp dış kaynak gereksinmesini düşürebilmek. İç kaynak yaratırken de ek vergi veya vergi benzeri yük yaratmayacak araçlara başvurmak.
Bu anlamda hükümete ve dolayısıyla Derviş'e ilk projeyi sunmaya Turizm Bakanı Erkan Mumcu hazırlanıyor.
Mumcu'nun 2001 yılı için taahhüt ettiği turizm geliri en az 10 milyar dolar.
Turizm Bakanı Mumcu dünkü görüşmemizde şu hesabı yaptı:
"Henüz sezona girmeden mart ayı başı itibariyle Akdeniz bölgesindeki turizm tesislerinin rezervasyonları bitti. Bu bölgede turizm arzımızın tamamını sattık. Artan talebi de Ege Bölgesi'ne yönlendiriyoruz. Benim beklentim, 2001 yılı turizm gelirinin 10 milyar doların üzerinde olacağı yönünde. Geçen yıl bu rakamın 7.8 milyar dolar olduğu düşünülürse, bu yıl 3 milyar dolar düzeyinde bir ek kaynağı turizmden sağlayabileceğimizi söyleyebilirim. Sayın Derviş'in de bu konuya dikkatini çekeceğim."
Turizm Bakanı Erkan Mumcu, yeni ekonomik programa yardımcı olmak üzere geliştirdiği projeyi de, Derviş'in, "acil eylem planı"nın gerektirdiği çalışmaları bitirmesinden sonra gündeme getireceğini ifade etti.
Mumcu, bu projeyle yurtdışındaki Türklerin 100 milyarlarca markla ifade edilen tasarruflarının Türkiye'ye kalıcı yatırım olarak çekilmesini sağlayabileceklerini vurguladı.
Mumcu, projesini şöyle özetledi:

"Biz bugüne kadar hep kıyı turizmciliği uyguladık. Sahil şeridini esas alarak 250 metre içeriye kadar 5 kilometrelik alanı turizm alanı olarak ilan ettik ve tesisleri öyle yaptık. Oysa bunun yerine 'bölge planlaması'na geçip, bir bölgeyi turizm merkezine dönüştürmemiz gerekirdi. Benim projem, bölge esasına geçerek turizm açısından yatırım cazibesi taşıyan merkezler oluşturmak ve bu bölgelerdeki, yurtdışındaki Türklerin yatırım yapmasını sağlamak. Bu nasıl olacak? Yurtdışındaki Türkler genellikle Türkiye'deki yatırımlarını ev, daire, arsa, arazi almak suretiyle yaparlar. Bu yatırımlar yıllarca hiçbir aktif getirisi olmadan, hiçbir istihdam yaratmadan öylece yatar, durur. Yatırım sadece bir taşınmaz satın almaktır. Oysa, biz 30 - 40 yataklı küçük moteller, apart oteller, butik otellere yönelirsek, yurtdışındaki Türklerin tasarruflarını bu yatırımlara yöneltebiliriz. Bu hem tasarruf sahibine ülkesinde gelir sağlayan aktif bir yatırım yapma olanağı verir, hem de tasarrufların kalıcı biçimde ülkeye akmasına olanak sağlar. Bu anlamda Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen hem Türk, hem yabancı birçok tasarruf sahibi var. Bu proje kısa sürede yaşama geçirilebilir."
Turizm Bakanı Mumcu, turizmin Türkiye açısından "kalkınmanın motoru" olabileceğini savunuyor ve şöyle diyor:
"Turizm bu anlayışla değerlendirilirse sadece kalkınmanın motoru olmakla kalmaz, sürdürülebilir bir kalkınmanın da en sağlam kaynağı haline gelir. Türkiye dışarıdan arayacağı kaynağı turizmle yaratabilir. Bütün ihracat gelirimizin geçen yılki rakamlarıyla 24 milyar dolar düzeyinde olduğu düşünülürse, turizm gelirinin tüm ihracat gelirinin yarısına yakın bir bölümünü sağlayabileceği görülür."
Mumcu'nun projesi üzerinde durulmaya değer nitelikte görülüyor.
Yurtışındaki tasarrufların bu tür cazibe merkezlerine çekilmesi Türkiye'nin borçlanma zorunluluğunu azaltacak önemli bir faktör haline gelebilir.
Mumcu, ilk fırsatta bu önerilerini hükümete ve Derviş'e iletip yaşama geçirmeye çalışacak.
Türkiye'nin gereksinim duyduğu mali desteğin iç kaynaklardan sağlanabilmesi için her türlü öneriyi değerlendirmesi gerekiyor.