Başbakan Ecevit'le, Devlet Bakanı Kemal Derviş arasındaki yakınlığın çok eskilere dayandığı biliniyor.
Başbakan Ecevit'in, gazetelerin Ankara temsilcileriyle önceki gün yaptığı görüşme sırasında bu yakınlığı konuşma olanağı bulduk.
Ecevit'in, CHP Genel başkanı olarak, partiyi "ortanın solu - klasik sosyal demokrasi" çizgisinden "demokratik sol" çizgiye oturtmaya çalıştığı dönemde, Kemal Derviş'le birlikte çalıştığını öğrendik.
Ecevit'in, CHP'yi, "devlet partisi" görüntüsünden uzaklaştırmaya giriştiği bu dönemde, özellikle "katı devletçilik" çizgisinin terk edilmesi yaklaşımının genç bir akademisyen olarak Kemal Derviş tarafından paylaşıldığı ve bu çalışmalara katıldığı bilgisini aldık.
Ecevit, bu konudaki sorumuzu yanıtlarken, "Zaten bu düşünceler nedeniyle Sayın Derviş'le birlikte çalıştık" dedi.
Anlaşılıyor ki, 1970'li yıllarda Ecevit'le Derviş arasında bir çizgi beraberliği oluşmuş. Derviş'in, Özal ve Çiller'in davetlerini geri çevirip Ecevit'in çağrısını kabul etmesinde bu çizgi yakınlığının önemli etkisi var.
Bu örtüşme, hem çalışma kolaylığı hem de hazırlanacak yeni programın nihai hedefleri ve etkileri açısından önemli.
Kemal Derviş'in konuşmalarında yeni programın sosyal hedefler de taşıyacağını vurgulaması, altı çizilmesi gereken bir nokta. Yarım bırakılan birinci programın en fazla eleştirilen yönü sosyal hedefler gözetmemesiydi. Programın maliyeti açısından alt gelir gruplarını pek düşünmeyen IMF yaklaşımı, program yarım kalınca sosyal tepkinin büyük olmasına neden oldu. Vatandaştan gelen bu tepki haklı ve yerindeydi.
Kemal Derviş, bu gerçeğin farkında görünüyor. Öncelikli hedefler arasında toplumun özellikle alt kesimlerinin gelirinin artırılmasını sayıyor. Gelir uçurumunun giderilmesinden söz ediyor.
Bu yaklaşım, Derviş'in hem siyasi çizgisine hem de yöneticisi olduğu Dünya Bankası ölçülerine uygun.
Hazırlanacak yeni programın, birincisine göre önemli farklarından biri "sosyal yönü" olmalı.
Program sadece banka ve sermaye dünyasındaki tıkanıklığı değil, dar ve sabit gelirli kesimlerin geçim zorluğunu da gidermeye endekslenmeli.
Ecevit ile Derviş arasındaki çizgi yakınlığı, kamuoyunda bu yöndeki beklentiyi daha da artırmış durumda.